Libya’da yönetimi krizi sürüyor

Libya’da yönetimi krizi sürüyor
Libya’nın doğusundaki Tobruk kentinde bulunan Temsilciler Meclisi (TM) ve Trablus merkezli Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında varılan uzlaşı, ülkede yaklaşık 10 yıldır yönetimlerinde değişiklik yapılmayan üst düzey kurumları gündeme getirdi.

TM Başkanı Akile Salih ve DYK Başkanı Halid el-Mişri, Yüksek Yargı Konseyi, Libya Başsavcılığı, Merkez Bankası, Ulusal Petrol Kurumu, İstihbarat Genel Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurumu ve Sayıştay gibi üst düzey kurumların birleştirilmesi konusunda fikir birliğine vardı.

Libya'nın batısı ve doğusunda bulunan iki ayrı hükümet nedeniyle birbirinden bağımsız hareket eden söz konusu 7 kurumdan 2’si üzerinde uzlaşma sağlandı, diğer kurumlar konusunda müzakereler devam ediyor.

Ülkenin seçimlere hazırlandığı bir dönemde, iki tarafın Meclis Başbakanlarının Fas’ın başkenti Rabat’ta bir araya gelerek konuyu tekrar masaya yatırması Libya hükümeti ile iki yasama kurumu arasında krize neden olurken, ülke kamuoyunda da öne çıkan gündem başlığı haline geldi.

Yeni hükümet için "makam paylaşım" hazırlıkları

Libyalı siyasi analist Salah el-Bekkuş yaptığı açıklamada, Rabat’taki görüşmeyi Libya’da yeni kurulacak hükümet için "makam paylaşım hazırlıkları" olarak değerlendirdi.

Söz konusu iki yasama kurumunun 2014 yılından bu yana oluşturulan 6 hükümetten sorumlu olduğunu ifade eden Bekkuş, "Bu iki Meclisin, 2015 yılında imzalanan Suhayrat Anlaşması’na göre yeni anayasa için referandum kanunu çıkarması gerekiyordu. Ancak bu konuda başarısız oldular, akabinde ülkenin doğusunda paralel bir hükümet kuruldu." dedi.

Bekkuş 2021’de Cenevre’de anlaşma yapıldığını ve Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulduğunu hatırlatarak, 2021 yıl sonunda yapılması planlanan seçimler için de iki Meclisin anayasal altyapı hazırlayamadığını kaydetti.

"İki Meclis de Libya’da seçimlerin yapılmasını istemiyor. Çünkü seçim demek bu iki kurumun yöneticilerinin siyasetin dışına itilmesi demek. Halbuki onlar siyaset ortamında daha fazla kalmanın peşinde." ifadelerini kullanan Bekkuş, bu iki yasama kurumunun yeni bir uzlaşı hükümeti ve anayasal altyapıyı da oluşturamayacaklarını savundu.

Gazeteci-yazar İsam ez-Zübeyr ise Salih ve Mişri’nin ülkede seçimlerin yapılması için anayasal altyapı hazırlıklarına hız vermek yerine "üst düzey kurumları paylaşma yolunu tercih ettiklerini" söyledi.

"Rabat’taki görüşmenin seçim çalışmaları kapsamında yapılacağı tahmin ediliyordu. Ancak Salih ve Mişri ikilisi sürprize imza atarak herkesi şaşırttı." diyen Zübeyr, seçimlere öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı.

Zübeyr, seçimlerin Libya siyaseti ve devletine yeni isimlerin gelmesinin yolunu açacağını, böylece devlete taze kan pompalanacağını dile getirdi.

Asıl hedef Merkez Bankası Başkanı'nı değiştirmek

Yasama kurumlarının asıl hedefinin Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir’i değiştirmek olduğunu iddia eden Zübeyr, "Meclislerin ödeneklerinin artırılması konusunda Kebir’i önlerinde bir engel olarak görüyorlar. 2017’de de Kebir’i devirmeye çalıştılar ancak başaramadılar." diye konuştu.

Libya’da krizden çıkışın tek yolunun seçimler olduğunu vurgulayan Zübeyr şunları kaydetti:

"Şu anda Libya için hayati derecede gerekli olan şey, kurumların yöneticilerinin değiştirilmesi değil seçimlerin yapılmasıdır. Kurumlar konusunda kafa karışıklığı çıkararak bir yere varamazsınız. Salih ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter tarafından destekleniyor. Halk nezdinde bir karşılığı yok. Mişri ise ülkenin batısında bir gücü temsil etmiyor. DYK içinde de problemler yaşanıyor."

Ne olmuştu?

Salih ile Mişri 21 Ekim’de Fas’ın başkenti Rabat’ta bir araya gelmiş, Buznika Anlaşması'nı uygulayarak, birleşik bir yürütme otoritesi üzerinde uzlaşmayı hedeflediklerini duyurmuştu.

Ancak Başbakan Abdulhamid Dibeybe, Salih ve Mişri’nin Rabat'ta vardığı anlaşmayı, "paralel yol" şeklinde niteleyerek, "Libyalılar herkesten seçimlere yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyor. Üst düzey kurumların paylaşımı gibi paralel bir yolun konuşulması kabul edilemez." demişti.

Buznika Anlaşması’na göre ülkede üst düzey kurumların yöneticileri ancak iki yasama kurumunun uzlaşması sonucu değiştirilebiliyor.

HABERE YORUM KAT