Marble İzmir'de doğal taş sektöründe sürdürülebilirlik konuşuldu
Yayınlanma:
28.’si gerçekleştirilen Marble İzmir; dünya doğal taş sektörünü fuarizmir’de bir araya getirirken düzenlenen seminerleri ile de sektör temsilcilerinin önemli bilgiler edinmesine katkıda bulundu.
28.’si gerçekleştirilen Marble İzmir; dünya doğal taş sektörünü fuarizmir’de bir araya getirirken düzenlenen seminerleri ile de sektör temsilcilerinin önemli bilgiler edinmesine katkıda bulundu.İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, sektöre katkı sağlamaya ve Türk doğal taşının dünyaya açılan kapısı olmaya devam ederken düzenlenen seminerler de katılımcı ve ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. “Doğal Taş Sektöründe Sürdürülebilirlik” başlıklı seminerin moderatörlüğü Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Efe Nalbantoğlu tarafından yapılırken Dünya Taş Birliği Direktörü Anil Taneja, Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak ve Metsims Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Kurucu ve Yöneticisi Hüdai Kara konuşmacı olarak katıldı.Doğal taş sürdürülebilirlik kılavuzu sektöre yol gösterecekEMİB Yönetim Kurulu Üyesi Efe Nalbantoğlu, “Son yıllarda dünyada ticaret sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik ilkeleri, firmaların stratejilerinin odağında olmakla birlikte, söz konusu dönüşümden doğal taş sektörü de elbette etkilendi. Doğal taş üretim süreçleri açısından incelendiğinde karbon ayak izi ve su kullanımı nispeten düşük olsa da ürünler ve üretim süreçlerinin çevre dostu pratiklerle zenginleştirilmesi önem arz ediyor. Sektöre yol göstermek adına Doğal Taşta Sürdürülebilirlik Kılavuzunu yakın zamanda Türkçeye çevirdik” diye konuştu.Yeni uygulamalar, yeni nesil doğal taş endüstrisi için büyümenin motoru olabilir
Dünya Doğal Taş Birliği Direktörü Anil Taneja, “Sürdürülebilirlik nesilden nesle, zarar vermeden, bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Dünyadaki pek çok ülkede, özellikle Kuzey ve Batı Avrupa`da, ABD`de projelerde sürdürülebilirlik kriterleri belirleyici hale gelmeye başladı. Yeni uygulamalar, yeni nesil doğal taş endüstrisi için büyümenin motoru olabilir” dedi.
Çevresel Ürün Beyanı doğal taşta da zorunlu hale gelecekTüm dünyada geçerli ve Avrupa’da standart haline gelen Çevresel Ürün Beyanı (EPD) belgesinin birçok endüstride zorunlu hale gelmeye başladığını ifade eden Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak, “EPD; ürünlerin yaşam döngüleri boyunca ortaya çıkan çevresel etkilerin, karbon emisyonu verilerini şeffaf ve karşılaştırılabilir bir biçimde ortaya koyan, bağımsız doğrulanmış ve tescil edilmiş bir belgedir. Bunun yanında, çevresel performans bilgisi, yaşam döngüsü değerlemesi, kaynak kullanımı, enerji kullanımı, çeşitli emisyon kaynakları hakkında bilgi sağlıyor. Sadece üretim süreci değil daha sonra kullanım sırasında, örneğin; bir binanın 50 yıllık ömrü varsa ürün o binadan söküldüğünde yapacağı karbon salınımını da ölçülüyor. Ürünlerin yaşam döngüsüne göre veri toplanıyor ve envanteri oluşturuluyor. Bir metrekare nihai ürün için tüketilen tüm malzemeler ile ilgili bilgiler, A`dan Z`ye bütün süreçle ilgili faktörler hesaplanıyor. Ürünün sertifikasyonu tamamlanıyor” diye konuştu.Türkiye EPD belgesine sahip ülkeler içinde Avrupa`da üçüncü sırada yer alıyor
Seminere çevrimiçi olarak katılan Metsims Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Kurucusu ve Yöneticisi Hüdai Kara da “Yapı malzemelerinin çevresel performansını biliyor olmamız gerekli. Çevresel Ürün Beyanı’nın çok yakında bütün yapı malzemelerinde ve diğer ürünlerde de kullanılmaya başlanacağı bir düzene doğru gidiyoruz. Döngüsel ekonomiyi gerçekleştirmek için hazırlıklı olmamız lazım. Emisyonların çoğu, yapı sektöründen geliyor. Binaların değerlendirmesinde bu tür verilere ihtiyaç var. Yeşil Mutabakata uyumluluk içinde binaları değerlendirirken binadaki karbon emisyonunu metrekare başı bilmemiz gerekiyor. ‘Hangi tür? Nasıl malzemeler? Yüksek emisyon mu düşük mü?’ sorularına cevap aranması gerekiyor. Bu noktada bu soruya cevap verecek tek belge Çevresel Ürün Beyanı belgeleridir. Türkiye en fazla EPD belgesine sahip ülkeler içinde İtalya ve İsveç`in ardından Avrupa`da üçüncü sırada yer alıyor” dedi.Avustralya bu sektörlerde zengin bir pazarDoğal taş sektöründe dünyanın en önemli ithalatçılarından olan Avustralya ile ilgili bilgi veren Eletra Trade Yönetim Danışmanı Alper Demir ise Avustralya’daki fırsatlar, iş yapma kültürü ve doğal taş sektöründeki önemli yasal ve ticari gelişmeler hakkında bilgiler verdi. Seminer Avustralya’da doğal taş ve madencilik ve inşaat sektöründe çalışmak, iş yapmak isteyenler ile yine Avustralya’da bu sektörlerde çalışan, ticaret yapan katılımcı ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlendi. Demir, “Avustralya zengin bir pazar, dünyanın en zengin 10 ülkesinden birisi. Türkiye ve Avustralya dost iki ülke ve inşaat sektörü her geçen gün büyüyor. Avantajlı bir pazar” diye konuştu. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Dünya Doğal Taş Birliği Direktörü Anil Taneja, “Sürdürülebilirlik nesilden nesle, zarar vermeden, bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Dünyadaki pek çok ülkede, özellikle Kuzey ve Batı Avrupa`da, ABD`de projelerde sürdürülebilirlik kriterleri belirleyici hale gelmeye başladı. Yeni uygulamalar, yeni nesil doğal taş endüstrisi için büyümenin motoru olabilir” dedi.
Çevresel Ürün Beyanı doğal taşta da zorunlu hale gelecekTüm dünyada geçerli ve Avrupa’da standart haline gelen Çevresel Ürün Beyanı (EPD) belgesinin birçok endüstride zorunlu hale gelmeye başladığını ifade eden Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak, “EPD; ürünlerin yaşam döngüleri boyunca ortaya çıkan çevresel etkilerin, karbon emisyonu verilerini şeffaf ve karşılaştırılabilir bir biçimde ortaya koyan, bağımsız doğrulanmış ve tescil edilmiş bir belgedir. Bunun yanında, çevresel performans bilgisi, yaşam döngüsü değerlemesi, kaynak kullanımı, enerji kullanımı, çeşitli emisyon kaynakları hakkında bilgi sağlıyor. Sadece üretim süreci değil daha sonra kullanım sırasında, örneğin; bir binanın 50 yıllık ömrü varsa ürün o binadan söküldüğünde yapacağı karbon salınımını da ölçülüyor. Ürünlerin yaşam döngüsüne göre veri toplanıyor ve envanteri oluşturuluyor. Bir metrekare nihai ürün için tüketilen tüm malzemeler ile ilgili bilgiler, A`dan Z`ye bütün süreçle ilgili faktörler hesaplanıyor. Ürünün sertifikasyonu tamamlanıyor” diye konuştu.Türkiye EPD belgesine sahip ülkeler içinde Avrupa`da üçüncü sırada yer alıyor
Seminere çevrimiçi olarak katılan Metsims Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Kurucusu ve Yöneticisi Hüdai Kara da “Yapı malzemelerinin çevresel performansını biliyor olmamız gerekli. Çevresel Ürün Beyanı’nın çok yakında bütün yapı malzemelerinde ve diğer ürünlerde de kullanılmaya başlanacağı bir düzene doğru gidiyoruz. Döngüsel ekonomiyi gerçekleştirmek için hazırlıklı olmamız lazım. Emisyonların çoğu, yapı sektöründen geliyor. Binaların değerlendirmesinde bu tür verilere ihtiyaç var. Yeşil Mutabakata uyumluluk içinde binaları değerlendirirken binadaki karbon emisyonunu metrekare başı bilmemiz gerekiyor. ‘Hangi tür? Nasıl malzemeler? Yüksek emisyon mu düşük mü?’ sorularına cevap aranması gerekiyor. Bu noktada bu soruya cevap verecek tek belge Çevresel Ürün Beyanı belgeleridir. Türkiye en fazla EPD belgesine sahip ülkeler içinde İtalya ve İsveç`in ardından Avrupa`da üçüncü sırada yer alıyor” dedi.Avustralya bu sektörlerde zengin bir pazarDoğal taş sektöründe dünyanın en önemli ithalatçılarından olan Avustralya ile ilgili bilgi veren Eletra Trade Yönetim Danışmanı Alper Demir ise Avustralya’daki fırsatlar, iş yapma kültürü ve doğal taş sektöründeki önemli yasal ve ticari gelişmeler hakkında bilgiler verdi. Seminer Avustralya’da doğal taş ve madencilik ve inşaat sektöründe çalışmak, iş yapmak isteyenler ile yine Avustralya’da bu sektörlerde çalışan, ticaret yapan katılımcı ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle izlendi. Demir, “Avustralya zengin bir pazar, dünyanın en zengin 10 ülkesinden birisi. Türkiye ve Avustralya dost iki ülke ve inşaat sektörü her geçen gün büyüyor. Avantajlı bir pazar” diye konuştu. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Ekonomi