Öcalan'ı sorgulayan DGM Savcısı Talat Şalk İGFA'ya konuştu
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA)- Eli kanlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 2 Şubat 1999 tarihinde Kenya Nairobi’deki Yunan Konsolosluğu’na getirilen ve 15 Şubat tarihinde Yunan Konsolosluğu’ndan çıkartılarak Nairobi Havalimanı’na götürülen ve burada Türk güvenlik güçlerince Türkiye’ye getirilen ve 16 Şubat 1999 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in yaptığı “Abdullah Öcalan Türkiye’dedir” açıklamasıyla yakalandığı kamuoyuna duyurulması üzerinden 24 yıl geçti.
24 yıl önce yakalanarak İmralı Adası’na götürülen Abdullah Öcalan,’ı İmralı’da sorgulayan Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Talat Şalk, İGFA Edirne Temsilcisi Erdoğan Demir’e sorgulamanın gerçekleştiği o günü ve İmralı’da yaşananları anlattı.
Şalk yaşananları şöyle anlattı:
“Bana görev verdiler Nuh Mete Yüksel ve Hamza Keleş ile birlikte Abdullah Öcalan'ın yargılamak üzere 3 kişi görevlendirildik. Abdullah Öcalan biliyorsunuz Kenya'da yakalandı Kenya'dan İmralı'ya getirildi, İmralı'ya getirildiği günden bir gün sonra biz oraya görevlendirildik. Aynı gün İmralı'ya gidemedik, gemiler limana yanaşamadı, çok kötü bir hava vardı. Bir gün sonra İmralı'ya vardık, üç arkadaş sorgulamaya başladık, gece yarısına kadar Öcalan'ı sorguladık, sorgulama sonrası Abdullah Öcalan'ın tutuklanması gerçekleşti.
Bizim için çok önemliydi tabii benim de aslında şöyle bir düşüncem vardı İnşallah bu Abdullah Öcalan'la bir gün karşılaşır ve onu sorgularım diye düşünüyordum. Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirildiği gün Emniyet'ten Galip bey vardı bana telefon etti, şimdi kendisi hayatını kaybetti Allah rahmet eylesin. Bana, "Müjde! Abdullah Öcalan yakalandı, karşılaşacaksınız" dedi. Biz Abdullah Öcalan'la karşılaşırken heyecanlıydık ama Öcalan bizden daha fazla heyecanlıydı.
Ben şöyle bir şey de hissettim yani o anda Abdullah Öcalan bizi görünce ve biz kendimizi tanıtınca sevindi, neden sevindi, o çünkü orada kim vurduya gideceğini düşünüyordu bence. Beni burada öldürürler diye düşünüyordu benim tahminimce biz sizi sorgulamaya geldik. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısıyım deyince Öcalan’da bir rahatlama hissettik. Orada bize çok saygılı davrandı, samimiyet kurmak istedi. Abdullah Öcalan devletle bir anlaşma umuyordu, devletle onunla anlaşması zaten imkanı yok. Daha baştan suçunu inkar etti. PKK'yı ben kurdum, bu eylemler benim emrimle yapıldı. Ama yaptığımız eylemlerin yanlış olduğunu anladık. Şimdi devlet bana fırsat verirse büyük hizmet edeceğim dedi. Onun her şeyi kabul etmesi bir ümitten dolayı idi devlet benimle anlaşma yapar umudundaydı bu devlet onunla kesinlikle anlaşma yapmaz yapmadı da nitekim".
Yunanistan'daki Lavrion kampı PKK'ya çok büyük hizmetler etmiş bir kamp olduğunu anlatan Talat Şalk, "Bu kampta yetiştirilen teröristleri Türkiye'ye yolladılar eylem yapmak üzere. Bunlar çoğu zaman silahları ile birlikte yakalandılar. Yunanistan PKK'ya çok yardım etti. Mesela Öcalan, bir Yunanlı generalle çok ciddi sıkı ilişkiler kurmuş. İngiliz bir General, Öcalan'ı Suriye'de ziyaret etmiş. Bize Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen bir iddiaya göre de, Öcalan'ın Amerikalılarla irtibatta olduğunu öğrendik. Bizim Genelkurmay Başkanlığımız daha Abdullah Öcalan yakalanmadan PKK teröristlerine havadan Amerikalıların yardım attığını tespit etmiş. İran PKK'ya yardım eden ülkeler arasındaydı, bugün Rusya ile Amerika anlaşabiliyor mu? Anlaşamıyor! Ama bir konuda anlaşıyorlar. Rusya ve Amerika, Abdullah Öcalan ve PKK'ya yardım etmek konusunda anlaşıyorlar. Rusya ile Amerika birlikte hareket ediyorlar Rusya'da şu anda Suriye'de yerleşen PKK'lıların orada kalmasını istiyor Amerika'da yine o PKK'lıların orada kalmasını istiyor böyle bir durum var" diye konuştu.