Yeni anayasada yüksek mahkemelerde birlik sağlanacak
Türkiye’de uzun süredir sık sık gündeme gelen anayasa tartışmaları geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde daha da hız kazandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıklıkla dile getirdiği anayasa değişikliği için nasıl bir yol izlenecek? Anayasanın değişmesi için yerine getirilmesi gereken zorunluluklar neler? Yeni anayasa nasıl şekillenecek ve yüksek mahkemeler arasındaki anlaşmazlıklara nasıl çözümler üretecek?
Avukat Hasan Ölçer yaptığı değerlendirmede yeni anayasaya dair merak edilen soruları yanıtladı. Türkiye’nin 1982’den bu yana darbe anayasası ile idare edildiğini kaydeden Ölçer, bu anayasada yapılan revizelerin yetersiz kaldığını ifade etti.
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN REFERANDUMA GİDİLEBİLİR”
Türkiye’de anayasa değişikliğinin zaruri bir ihtiyaç olduğunu belirten Avukat Hasan Ölçer, “12 Eylül Darbesi sonrasında yapılan anayasa ile ülke idare ediliyor. Bu süreçten sonra birtakım anayasa değişiklikleri yapıldı ama netice itibariyle, yapılan bu değişikliklerin hepsi anayasayı bir anlamda yamalı bohçaya çevirdi. Bir bütünlük kalmadı. Dolayısıyla hem sivil irade açısından hem de milli iradenin bir tezahürü olarak bir anayasanın yapılması elzemdir. Yeni anayasanın siyasi partilerin temsilcilerinin ortak bir konsensüsü ile gerçekleşmesi lazım. Yapılan bu çalışma bir ön hazırlık gerektirmektedir. Ardından partiler ile oturulup müzakerelerde bulunulması gerekiyor çünkü her partinin kendi kırmızı çizgileri vardır ve bunlar da bir anlamda tatmin edilmelidir. Bu çerçevede bakıldığında partilerin ne derece uzlaşabilecekleri meçhul. Dolayısıyla bir referanduma gitme ihtimali son derece yüksek.” dedi.
“DANIŞTAY ÜYELERİNİ SEÇENLERİN VASIFLARINA BAKILMALI”
AYM’nin Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki ihlal kararına uyulmaması üzerine verdiği ikinci ihlal kararının açıklanmasının ardından tartışmalar hız kazandı. Yüksek mahkemeler arasındaki tartışmanın bu derece alevlenmesinin bir anlamda sonucu ya da bu tartışmanın önlenmesinin çaresi de anayasa değişikliği olarak görülüyor.
Kulislerde yeni anayasa bağlamında yüksek mahkemelerde birlik oluşmasını sağlayacak bir tasarının konuşulduğunu kaydeden Avukat Hasan Ölçer, “Ne derece başarılı olacakları konusunda emin değilim ama Danıştay 5. Dairenin FETÖ’cüleri iade konusundaki kararlarını tehlikeli bir gidişat olarak değerlendiriyorum. Esas üzerinde durulması gereken konu, Danıştay üyelerini seçen HSK üyelerinin durumudur.Demek ki Danıştay üyelerini seçen insanların durumlarına ve vasıflarına bakmak lazım. Sadece ‘FETÖ kırmızı çizgimiz’ demekle herhangi bir çizgi haline gelmiyor. Şu anda bürokraside FETÖ’ye karşı bir yumuşama var, Yargı da bunun başka versiyonudur.” ifadelerini kullandı.