CHP Sözcüsü Faik Öztrak gündemi değerlendirdi
Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin ÖSYM ve ÖSYM'deki sınav usulsüzlüklerinin araştırılması için 2009'dan bu yana 20 önerge verdiğini anımsattı.
CHP'nin önergelerine kayıtsız kalındığını savunan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkenin askeriyesini, adliyesini, mülkiyesini nasıl FETÖ'ye teslim ettiyse, ÖSYM'yi de teslim etti. Liyakat yerine, tarikat ve sadakat dedi. Uyarılarımızı dinlemedi. Zaman kimi haklı çıkardı? Elbette mutlu değiliz ama bizi haklı çıkardı. Şimdi tam da seçim öncesi bir kez daha suçüstü yakalanınca Erdoğan, hasarı kontrol edebilmek için Devlet Denetleme Kurulunu görevlendirdi. Ardından da sınavı iptal etmek zorunda kaldı. Milyonlarca gencimizin hayalleriyle, umutlarıyla yıllarca oynadılar. Ama Erdoğan hala liyakat yerine saraya sadakat ve tarikat diyor."
Akkuyu Nükleer Santrali
Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile baş başa görüşme için Soçi'ye gittiğini hatırlattı.
Erdoğan'ın gazetecilere "Akkuyu'daki çalışmaları yerinde heyetimle izleyeceğim ondan sonra da Sayın Putin'e oradaki gelinen durumu aktaracağım" dediğini anlatan Öztrak, şunları söyledi:
"Erdoğan ne zamandan beri Putin'in şantiye şefi oldu. Bunlar nasıl sözler? Akkuyu'da neler olduğunu anlamak için atlayıp şantiyeye gitmek, oradan Putin'i arayıp şantiyenin son durumunu raporlamak da nasıl bir iş. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının düşürüldüğü duruma bir bakın. Memleket toprağında Akkuyu'da neler olduğunu öğrenmek için Erdoğan, şantiyeye gidecekmiş. Niye? Çünkü santral bizim değil Rusların. Santralde üretilecek elektrik kimin? O da Rusya'nın. Türkiye, Akkuyu'da üretilecek elektriğin sadece müşterisi. Hem de üretilecek elektriğin kilovatsaatine 15 yıl boyunca KDV hariç 12,35 sent gibi fahiş mi fahiş bedel ödemek zorunda olan bir müşteri. Ruslarla daha önce de ortak projeler yaptık. Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir-Çelik Fabrikası gibi önemli sanayi tesislerimizi Ruslarla beraber inşa ettik ama bu tesislerin anahtarlarını Ruslara vermedik. Tüm bu tesislerin anahtarı Türkiye'de kaldı ama Akkuyu'nun anahtarı Türkiye'de değil Ruslarda. Bunu biz demiyoruz. Erdoğan'ın imzaladığı anlaşma diyor."
Enflasyon rakamları
Faik Öztrak, OECD ülkelerinde enerji enflasyonunun yüzde 41, Türkiye'de ise yüzde 172,4 olduğunu belirtti.
Türkiye'de dünyanın 4-5 katı enflasyon yaşandığını anlatan Öztrak, "Bunun sebebi o, bu, şu değil, bu çürümüş yönetimdir. Nebati Bakan'ın söylediği gibi 'Erdoğan etkisidir'. Dünyada gıda fiyatları son dört aydır büyük bir hızla düşüyor. Tahıl dolu gemiler boğazlardan geçip gidiyor ama milletimizin boğazından hala ucuz lokma geçmiyor. Dünyada yıllık gıda enflasyonu yüzde 13, bizde yüzde 95. Bugün dünyanın 7 katı gıda enflasyonu yaşıyorsak dünyada gıda fiyatları düşerken bizde roket gibi çıkıyorsa bunun sebebi dış güçler, şunlar, bunlar değil saray yönetimindeki çürümedir." diye konuştu.
Öztrak, tarımın ortaya çıktığı topraklarda çocukların yeterli beslenemediğini, bu durumun çocuklarda demir eksikliği, boy kısalığı, öğrenme bozukluğu gibi arazlar bıraktığını aktardı.
Kira fiyatları
Dar gelirlinin vazgeçilemeyecek temel masraflarının beslenme ve barınma olduğuna dikkati çeken Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Milyonluk fiyatlarla ev almak, sabit gelirli için artık hayal ötesi, kiralar almış başını gitmiş. TÜİK'e göre son bir yılda kira artışı sadece yüzde 26,8. Vatandaşla alenen alay ediyorlar. TÜİK'in makyajlı rakamlarını bırakıp hayatın gerçeklerine baktığımızda ise kiralar son bir yılda Adana'da yüzde 144, Bursa'da yüzde 149, Ankara'da yüzde 156, İstanbul'da yüzde 161, İzmir'de yüzde 164 artmış. Üniversite tercihleri sona erdi. Gençlerimiz gidecekleri üniversitelerden önce illerdeki barınma imkanlarına, kiralara bakıyor. Öğrenci sayısıyla öne çıkan illerimizde son bir yıldaki kira artışları korkunç. Üniversite yerleştirme sonuçları açıklandığında bu kiraların nerelere gideceğini Allah bilir. Başka illere gidecek gençler ve aileleri şimdiden kara kara düşünüyorlar."
Koronavirüs vaka sayıları
CHP Sözcüsü Öztrak, koronavirüs vakalarında yeniden hızlı bir artış görüldüğünü, haftalık vefat sayılarının Haziran ortasında 17 iken Temmuz sonunda 337'ye yükseldiğini anımsattı.
Toplam vefat sayısında 100 bin sınırına dayanıldığına dikkati çeken Öztrak, "Hükümetten bu konuda da ses seda yok. O yüzden görev yine vatandaşlarımıza düşüyor. Lütfen kişisel tedbirlerimizi artıralım. Maske, mesafe ve hijyene yeniden dikkat edelim." dedi.
Öztrak, vatandaşların banka borçlarının yükseldiğini, vergi borçlarında olduğu gibi banka borçlarının yapılandırılması için acil adım atılması gerektiğini ifade etti.
Türk milletinin her şeyin en iyisini hak ettiğini belirten Öztrak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin ekonomisini çok kısa sürede düze çıkaracak gücü de potansiyeli de vardır. Çok önemli bir coğrafi konuma, genç bir nüfusa, fedakar emekçilere, dünyanın her yanında ter döken iş insanlarına, ihracatçılara sahibiz. Pandemi sonrasında kısalan arz zincirleri, bize bu avantajlarımız nedeniyle çok önemli fırsatlar sunuyor. Avantajlarımızı kullanabilir, potansiyelimizi hayata geçirebilir, üçü beş, beşi on yapabiliriz ama bu metal yorgunu, tek kişilik yönetim milletin önünü tıkıyor. Bu çürümüş yönetim, atalarımızın bizlere canları, kanları pahasına bıraktığı bu toprakları milletimize cehenneme, elin insanları içinse eğlence parkına çevirdi. Elbette Alman, Fransız, Rus, Amerikalı gelsin, bu ülkede tatil yapsın. Fakat elin emeklisi dünyanın bir ucundan gelip bu güzelim ülkede keyif ederken benim emeklim evinden çıkıp birkaç yüz kilometre yol gidip Ege'de, Akdeniz'de tatil yapamıyorsa burada insaf da yoktur, adalet de yoktur."
Bir gazetecinin, Demokrat Parti (DP) Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile gazeteci Latif Şimşek arasında bir televizyon programında çıkan tartışma üzerine yaşanan darp olayına ilişkin sorusu üzerine Öztrak, CHP'nin hiçbir şiddet olayını tasvip etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Basın mensuplarına uygulanan şiddeti kabul edemeyeceklerini vurgulayan Öztrak, şu ifadeleri kullandı:
"Ülkemiz, basın özgürlüğü endeksinde giderek son sıralara doğru iniyor. Sebebi basın mensuplarına çok ciddi şiddet uygulanması. Bunun temel sebebi siyasi atmosfer. Özellikle sarayın kutuplaştırarak oy alma stratejisi, insanları birbirlerine karşı şiddet uygular hale getiriyor. Son dönemde Yavuz Selim Demirağ, Sabahattin Önkibar, Murat İde, Orhan Uğurluoğlu, Selçuk Özdağ'a, karşı canlarına kastedecek şekilde şiddet uygulandı. Önceki gün meydana gelen eylem nedeniyle ortalığı birbirine katan yandaş medya, o günlerde ortalarda hiç görünmüyordu. Biz o gün de siyasetçilere ve basın mensuplarına uygulanan şiddete karşı çıktık bugün de şiddetin tamamına karşı çıkmaya devam ederiz. Bizde çifte kriter olmaz."