Kılıçdaroğlu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programında konuştu:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hangi görüşten olursak olalım, hangi kimlikten olursak olalım, hangi inançtan olursak olalım hep birlikte kadına yönelik şiddete karşı çıkmalıyız. Bu bizim hedefimiz olmalı." dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları tarafından parti genel merkezinde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü toplantısına katıldı.
Kendisinden önce şiddete uğramış kadınların konuştuğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Duygulanmamak mümkün değil, bu kadar büyük haksızlığa tahammül etmek de mümkün değil." ifadesini kullandı.
Özellikle siyasilerin bunu görmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Duyması lazım. Hissetmesi lazım. Bu haksızlığı gidermesi lazım. Duyarsızlık en kötü şeydir. Duyarsızlık, haksızlığı besler, duyarsızlık şiddeti besler. Duyarlı olmak lazım. Yeri geldiğinde, kadınlarla ilgili çok güzel sözler söylüyorlar ama yeri geldiğinde insanoğlu acımasız oluyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Siyaseten her birimizin tek tek sorumluluğu var. Şiddete uğrayan kadınlar sadece bir partinin üyeleri değil, partisiz olan var, değişik partilerin üyeleri olanlar var, kırsalda yaşayanlar var, kentte yaşayanlar var, eşinden ayrılanlar var, evlenenler var, evlilik içinde yaşamını sürdürenler var. Dolayısıyla şiddetin hayatın her alanına sirayet ettiğini görüyorsunuz. Bu sorunla nasıl mücadele edilir? Bir sorunla mücadele etmek için yani o sorunu ortadan kaldırmak için sorunun muhataplarıyla oturup bir konuşmak lazım. Gerekçelerini bir bilmek lazım. Kadına yönelik şiddetin bu kadar ağır boyutlara ulaşmasının bir sebebi var. Siz bu nedenleri ortadan kaldırabilirseniz en azından asgariye indirmiş olursunuz. Az önce uyuşturucudan söz edildi. Bağcılar'da, İstanbul Bağcılar'da. Bir evladın, uyuşturucu müptelası olan bir evladın annesinin kafasını keserek sokağa atması ne demek? Türkiye'nin bu acıyı hissetmemesi mümkün mü? Nasıl oluyor da uyuşturucu baronları Türkiye'nin bütün coğrafyasında at koşturabiliyorlar?"
Uyuşturucu satıcılarının öncelikle fakir ailelerin çocuklarını seçtiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Onları önce çantacı yapıyorlar, alıştırıyorlar ve şiddete açık bir tablo çıkıyor ortaya. Alkol bağımlılığı, bu da şiddeti artıran unsurlardan birisi. İşsizlik şiddeti artıran sorunlardan birisidir. Anne işsiz, baba işsiz, evlatlar işsiz, evde ne olacak?" diye konuştu.
Erkek egemen kültürün de değişmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kadınla erkeğin bir elmanın yarısı gibi yani eşit olması gerektiğini dile getirdi.
- "Eğer kadın iyi eğitilirse toplum eğitilmiş olur"
"Eğer kadın iyi eğitilirse toplum eğitilmiş olur." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ailede eğitimin ilk basamağı annedir. Anneden öğreniriz dilimizi, okumayı, yazmayı. Sevgiyi, hoşgörüyü annelerden öğreniriz. Baba biraz otoriterdir, ben de aynı yapı içinden geldim. Babamızla biz konuşamazdık. Babamın hiçbir çocuğunu kucağına aldığını görmedim ama ben bütün evlatlarımı kucağıma aldım. Sevdim evlatlarımı. Önce annem yadırgadı 'babanın yanında niçin çocuklarını kucağına alıyorsun' diye. 'Anne ben seviyorum çocuklarımı kucağıma almayı.' Çocuklarım arasında hiçbir ayrım yapmadım. Ama bulunduğum coğrafyada, çocukluğumun geçtiği coğrafyada kız çocukları okula gitmezdi. Büyük ablam hala hayatta ve okuma yazma bilmez. Ama ben kız evlatlarımı okuttum, onlar üniversiteye gittiler. Dünyadaki değişimi her tarafa yansıtmamız lazım. Her yere yansıtmamız lazım. Çalışma hayatında da kadınların büyük zorluklarla karşılaştığını biliyorum. Erkeğe göre daha düşük ücret veriyorlar kadınlara. Bunun da önüne geçmek lazım. Biz kadın erkek eşitliği derken buna itiraz edenler var. Biz hayatın eşit olmasını istiyoruz. Ben çalışıyorsam, eşim çalışmak istiyorsa o da çalışabilmeli o da kazanabilmeli. Hayatı ortak kılmalıyız. Evlatlar ikimizin de evlatları, sevgiyse aynı sevgiyi paylaşmalıyız. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz. Ama kadına yönelik şiddetin giderek artması, 'iyi hal nedeniyle veya hakimin karşısına çıktığı zaman kravat taktı, iyi hal nedeniyle biz bunun cezasını düşürelim' asla ve asla bunların hiçbirisi olmayacak. Cezası neyse en ağır şekilde çekecektir. Kadına yönelik şiddet yapan kim olursa olsun."
- "Evladını yitiren bir annenin dramını kimsenin anlayamaz"
Dünyanın çoğu coğrafyasında kadına yönelik şiddet olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, BM'nin bugünü, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik gün ilan ettiğini anımsattı.
Evladını yitiren bir annenin dramını kimsenin anlayamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Evlatla anne arasındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir erkek anlayamaz. O nedenle her anne için evlat farklı bir şeydir. Canından daha değerlidir. Siz anneye şiddeti uygularsanız olur mu? Kadına şiddeti uygularsanız olur mu? Sevgi varken, hoşgörü varken, beraber olmak varken, tasada kıvançta beraber olmak varken, acıları paylaşmak varken kadına yönelik şiddet asla kabul edeceğimiz bir şey değil." diye konuştu.
İslam inancının da kadına yönelik şiddeti asla kabul etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Cennet anaların ayakları altındadır" hadisine işaret ederek, "Cenneti oraya indiren ve anneyi bu kadar yücelten bir inancın, kadına yönelik şiddeti alkışlaması mümkün mü? Hangi görüşten olursak olalım, hangi kimlikten olursak olalım, hangi inançtan olursak olalım hep birlikte kadına yönelik şiddete karşı çıkmalıyız. Bu bizim hedefimiz olmalı." dedi.
Şiddete uğrayan kadınların güvenlik güçlerinin yeterince kendileriyle ilgilenmediğini söylediklerini de aktaran Kılıçdaroğlu, kendisinden önce 21 yaşındaki kızını cinayete kurban veren bir annenin konuştuğunu hatırlattı.
Benzer olayların pek çok yerde olduğunu, her gün gazetelerin 3'üncü sayfalarında bu büyük dramları şöyle veya böyle okuduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Buradan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Sevgiyi, hoşgörüyü, egemen kılmamız lazım. Beraber yaşamanın ne kadar değerli, ne kadar güzel olduğunu bilmemiz lazım." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Aslında bu toplumun çok güzel hasletleri var. Dayanışma kültürümüzün özünde yatan bir atasözümüz var 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' diye. Komşuluk ilişkilerimizin güzelleşmesi, beraber olmamız, birlikte olmamız, birlikte birbirimizi sevmemiz. Bir yere gittiğimizde evladımızı komşuya teslim ederiz. Bütün bunların hepsi aslında güzel hasletlerimiz. Buradan Türkiye'yi, bir şekliyle şiddeti içselleştirmiş bir Türkiye'yi tam tersine şiddete karşı bir Türkiye haline dönüştürmemiz lazım. Burada güç aslında kadınlarda onu da bilmenizi isterim. Sizin gücünüz gerçekten de çok önemli ama birlik olursanız, beraber olursanız, birlikte mücadele ederseniz gücünüzün farkına varırsınız. Birlikte mücadele etmediğiniz için, dayanışma kültürünü yeterince ayağa kaldırmadığınız için sesiniz yeteri kadar çıkmıyor. Birlikte olmak, beraber olmak, birlikte mücadele etmek kadar değerli bir şey yoktur. Hangi görüşten olursanız olun bu güzel coğrafyanın neresinde yaşıyorsanız yaşayın, bir yerde kadına yönelik bir şiddet varsa, Türkiye'deki bütün kadınlar o olayın üzerine gitmeli. Beraber olursanız birlikte olursanız emin olun pek çok sorunu çözmüş olursunuz. Duyarsızlıkların da farkındayım. 4 kadın kardeşimiz de yaşanan duyarsızlıkları anlattılar zaten. Bir telefon numaramız var, '444 82 85 YaşamHak.' Yaşamak bir haktır, yaşatmak da bir haktır. Ben yaşamak istiyorsam benim yaşama hakkım var. Bunun korunması lazım. Yani şiddetten arınması lazım. Bir kişinin yaşama hakkı demek, onun herhangi bir şiddete maruz kalmaması demektir. Kadın kollarımız böyle bir girişim başlattı. Bir kadın şiddete uğradığı anda buraya telefon edin süratli bir şekilde. Avukat istiyorsanız derhal avukat kapınıza gelecek. Psikolog istiyorsanız, psikolog derhal kapınızın önüne gelecek ve size hizmet edecektir. Bundan emin olmanızı isterim. Birilerinin yapamadığını biz yapıyoruz. Kadın kollarımız yapıyor. Karakol mu diyorsunuz? Karakollara giderler sizin hakkınızı savunmak için. Yargılama mı? Mahkemedeki davalara katılırlar sizin haklarınızı savunmak. Yani bir kadın dayanışması yapmanız lazım. Kadın dayanışması yaptığınız takdirde bütün kapıların nasıl açıldığını göreceksiniz."
İktidar olmaları durumunda "aile destekleri sigortasını" hayata geçireceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, "Kadın işçi gibi memur gibi eğer geliri yoksa düşük gelirli ise geliri asgari ücretin altındaysa o kadının banka hesabına her ay düzenli bir aylık yatırılacak. Kadının fakirliğini kimse bilmeyecek. Ailenin yoksulluğunu kimse bilmeyecek. Yani kişinin onurunu koruyacağız." diye konuştu.
Ekonomik krizin en çok kadınları vurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kadınlardan CHP'ye katılmalarını ve birlikte mücadele etmelerini istedi.
Kadına yönelik şiddetin bir insanlık dramı olduğunu ve bu durumdan Türkiye'yi çıkarmaları gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çıkaracak olan sizsiniz aslında. Bu ülkenin kadınları birlik olduklarında, beraber olduklarında... Nüfusun yarısından fazlası kadın, sandığa gidip ortak irade sergilediğiniz anda bütün dünyayı değiştirirsiniz. Türkiye'yi değiştirirsiniz. Bütün mesele beraber olmanızda, birlik olmanızda. Kadınların hareketi olarak bir ve beraber olduğunuzda, birlikte mücadele ettiğinizde... Dominik Cumhuriyeti'nde 3 kadının verdiği mücadele bugün dünya tarihine geçti. Birleşmiş Milletler o günü kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili gün olarak ilan etti. Bakın 3 kadının mücadelesi. 1 Mayıs da öyle. İşçi Bayramı deriz 1 Mayıs'a. Grev yapan kadınların yanması sonucu 1 Mayıs ilan edilmiş. Hak arayan kadınların mücadelesidir bu. Hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin. Hak aramak kadar değerli bir şey yoktur. Hak aramak sadece sizin hakkınızı aramak anlamına gelmiyor. Sizin bir hak arama talebinizi başlatmanız aynı haksızlığa uğrayan bütün kadınların sözcüsü olma konumuna getirir sizi. O nedenle hak aramaktan vazgeçmeyin. Bizim görevimiz siz hak aradığınızda size destek olmaktır. Sizin yanınızda durmak. Eğer bu mücadeleyi beraber götürebilirsek göreceksiniz ki çok farklı bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Acılardan arınmış bir Türkiye inşa edeceğiz."
- Şiddet gören kadınlar konuştu
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka'nın konuşması sonrası Güllü Akman, Gülay Mutlu ve Deniz Yeşildağ, eşlerinden gördükleri şiddeti anlattı.
Daha sonra 31 gün önce Manisa Şehzadeler'de, kendisini kaçırmaya çalışan direksiyon eğitmeni Önder Lafçı tarafından sırtından tabancayla vurulan ve 48 gün sonra yaşam mücadelesini kaybeden üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Hilal Sultan Kırgöz'ün annesi Zeynep Kırgöz yaşadıklarını aktardı.
Toplantı sonunda CHP Kadın Kollarının bir süre önce başlattığı kampanya kapsamında 100 bininci kadın üyeye rozeti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından takıldı.