TBMM Başkanı Şentop, Rusya Federasyonu Devlet Duması Başkanı Volodin ile bir araya geldi
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye ile Rusya arasında samimi ve güvene dayalı bir zeminin bulunmasında, iki ülke başkanının dostluğunun ve yaklaşımlarının çok büyük bir öneminin olduğunu belirtti.
Şentop, Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin ve beraberindeki heyet ile görüştü.
TBMM Başkanı Şentop'un, Volodin ile baş başa görüşmesi sonrasında heyetler arası görüşme gerçekleştirildi. Toplantı sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Şentop, Volodin ve beraberindeki heyet ile gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerde, hem ikili ilişkileri hem de bölgesel ve küresel birçok konuyu ele aldıklarını söyledi.
Türkiye ve Rusya parlamentoları arasındaki ilişkileri daha da ileriye taşıma, geliştirme konusunda birçok meseleyi ve projeyi ele aldıklarını ifade eden Şentop, "Türkiye-Rusya arasındaki ilişkiler siyasi düzeyde, hükümetler arası düzeyde, ekonomik ve ticari alanda çok iyi bir noktada. İlişkilerimizin gelişmesinde iki ülke arasında samimi ve güvene dayalı bir zeminin bulunması ve sayın cumhurbaşkanlarımızın dostluğunun, yaklaşımlarının çok büyük bir önemi var. Onların belirlemiş olduğu bu çerçevede parlamentolar arasındaki ilişkileri de ilave ederek ikili ilişkilerimizi güçlendireceğimize inanıyorum." dedi.
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin, sadece ikili ilişkilerden ibaret olmadığını anımsatan Şentop, hem bölgesel, hem de küresel birçok konuda dünya barışına ve insanlığın gelişimine hizmet edecek bir etkiye sahip olduğunu hatırlattı.
Hızlı değişim içindeki bir dünyada yaşandığına, artık iki kutuplu ya da tek kutuplu bir dünya düzeninin olmadığına işaret eden Şentop, artık çok kutuplu bir dünya düzeni içinde yaşandığını vurguladı. TBMM Başkanı Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir dönemde ikili ilişkilerin, bilhassa bölgedeki iki büyük aktörün ilişkilerinin hem bölgeye hem küresel barışa faydaları olacaktır. Tabii bu ilişkilerin, iki ülkenin samimiyet ve güvenine dayalı gelişmesi çok önemli. Yaşanan birçok krizde, zor zamanlarda bu samimiyet ve güven temelli ilişkilerde bir çözüm üretme imkanımız olmuştur. Tahıl sevkiyatıyla ilgili İstanbul Anlaşması'nın bu samimiyet ve güven temelli ilişkilerin somut bir ürünü olduğunu ve bütün dünya bakımından çok önemli bir anlaşma olduğunu biliyoruz."
"Her zaman göz göze görüşmek çok daha iyidir"
Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin de dün başladıkları toplantıların son derece sıcak ve samimi bir atmosferde geçtiğini, bugün de devam ettiğini aktardı.
Kovid-19 salgınının, hem vatandaşların sağlığını hem de ekonomileri olumsuz etkilediğini, bununla kalmayıp parlamentolar arası ilişkileri de aksattığını vurgulayan Volodin, "Biz parlamenter bir kuruluş olarak toplanmayı, iletişimde olmayı tercih ediyoruz. Her zaman göz göze görüşmek çok daha iyidir. Rusya'da bir atasözü vardır; 'Diyalog olmadan güven olmaz, güven oluşmadan da gelişim mümkün değil'. Ne yazık ki pandemi yüzünden daha önce kurduğumuz ve başlatmak istediğimiz formatı hayata geçiremedik. Bunu ileriki zamanda telafi etmek istiyoruz." diye konuştu.
Volodin, iki ülke arasındaki ilişkilerin lokomotiflerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğunu, devlet başkanlarının bir önceki yönetimlere göre ilişkilere çok daha fazla ivme kazandırdığını belirtti.
İki ülke parlamentoları olarak kendi paylarına düşeni yapmaları, devlet başkanlarının verdiği talimatlara yasal bir çerçeve hazırlamaları gerektiğine inandığını dile getiren Volodin, şöyle devam etti:
"Bu bağlamda da yeni bir formatın kuruluşunu öngördük. Bu bahsettiğim format, pandemiden önce kurulan TBMM ile Federasyon Konseyi arasında bir üst düzey işbirliği komisyonudur. Pandeminin ortaya çıkardığı boşluğu doldurmak adına bu komisyonun ilk toplantısını Moskova'da düzenlemeyi teklifi ediyorum. Sayın Başkanı da bu toplantıya başkanlık etmesi noktasında davet ettim. Önümüzdeki senenin başında umarım Rusya'ya gelecektir ve ikili ilişkilerde güncel olan, hassas olan konuları ele almak için iki devlet hayrına fırsatımız olacaktır."
"Hiçbir şekilde birbirimizin iç işlerine karışmamalıyız"
Volodin, görüşmelerde terörle mücadele ve bölgeler arası işbirliğinin de ele alındığını, bu toplantıların ilkinin salgın öncesinde Türkiye'de yapıldığını, bunun devamının sırasıyla Rusya'da yapılması gerektiğini ifade etti.
Vyacheslav Volodin, şunları kaydetti:
"Bölgede terörle mücadele etmek herkesin önceliğidir. Bu konferansa biz İran, Pakistan, Çin, Suriye ve daha başka ülkelerden de katılımcı bekliyoruz. Dayanışma içinde olduğumuz konuları hep beraber ele alacağız. Önümüzdeki senenin ilk yarısında da bu etkinliğe ev sahipliği yapmayı düşünüyoruz. Anladığım kadarıyla Türk mevkidaşlarımızla şu konuda hemfikiriz; uluslararası ilişkiler daima saygı, karşılıklı yarar, güven ortamı içerisinde ve ilkeleri temelinde gelişmelerdir. Hiçbir şekilde birbirimizin iç işlerine karışmamalıyız. Birbirimizin geleneklerine, göreneklerine, kültürlerine saygı duymalıyız. Uluslararası ilişkiler olabildiğince ikili standartlarda, tek taraflı yaptırımlardan ve daha başka olumsuz uygulamalardan arındırılmalıdır diye düşünüyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızın kendi kaderlerini, kendi geleceklerini, kendilerinin de aynı şekilde tayin etmesi gerekiyor. Bizim Devlet Başkanımızla Türkiye Cumhurbaşkanı, ülkelerimizin egemen, bağımsız olarak hayatlarını sürdürmeleri için elinden geleni yapıyorlar.
İlişkilerimizin, bu diyaloğunun olumlu neticelerinden bahsedecek olursak, bunlar sadece yüzde 110 artan ticaret hacmimiz değil, sadece imzaladığımız kontratlar ve gerçekleştirdiğimiz stratejik ve büyük çaplı projelerle sınırlanmıyor. Burada turizmden de bahsedebiliriz. Vatandaşlarımız çoktandır konforlu, güvenli hissettikleri ülkeyi istirahat etmek için ilk tercih olarak görüyorlar. Yani Türkiye'ye istirahatlerini yapmak için geliyorlar. Demek ki ortak kültürümüz, ortak tarihimiz var. Bu ortak değerlere inanıyor ve karşılıklı olarak saygı duyuyoruz. Ayrıca bir kez daha devletlerimizin başkanlarının bu ilişkilerin lokomotifleri olduğuna, bizim de parlamento temsilcileri olarak onların bize verdikleri talimatları desteklemek adına yasal çerçeve oluşturmamız gerektiğine, dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani biz siyasiler olarak onların verdiği talimatları, onların önümüze koyduğu hedefleri desteklemek adına payımıza düşeni, görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bu da tabii ki hem devletlerimizin hem de halklarımızın hayrına olacaktır. Refahlarımızın artışına katkı sağlayacaktır. Ayrıca bir kez daha devlet başkanlarımızın, liderlerimizin tempolarına ayak uydurmamız gerektiğine vurgu yapmak istiyorum."
Muhabir: İsmail Çimen