Miyomların 6 önemli sinyali
Rahmin kas hücrelerinden kaynaklanan iyi huylu kitleler olan miyomlar kadınlarda oldukça sık rastlanan bir hastalık. Öyle ki görülme sıklığı yaşa göre değişmekle birlikte her 4 kadından 1’inde ‘miyom’ tespit ediliyor! Bu iyi huylu kitleler rahmin her yerinde gelişebiliyor; rahmin iç dokusuna çok yakın olabilecekleri gibi, dış duvarına yakın olup karın içine de büyüyebiliyorlar.
Genellikle hiçbir şikayete ve ciddi sorunlara yol açmasa da bazı miyomlar yoğun veya düzensiz adet kanamalarına, kasık ağrılarına, dahası hamile kalmaya veya düşüğe neden olabiliyorlar! Ayrıca çok nadir rastlansa da 40 yaş üstünde oluşan ve hızlı büyüyen miyomlar sarkom adı verilen kötü huylu kitleler de olabiliyor. Dolayısıyla takip ve gerektiğinde tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Çoğunlukla herhangi bir yakınmaya neden olmadığı için miyomların büyük bir kısmı rutin yapılan jinekolojik kontrollerde tespit edilebiliyor. Bu nedenle en az yılda bir kez muayene olmayı ihmal etmemek çok önemli. Miyom tespit edildiğinde ise korkulmasın, çünkü çoğunlukla sadece ultrason muayenesi ile takip yeterli oluyor. Yaşam kalitesini düşüren sorunlara yol açtığında veya anne olmayı engellediğinde ise ilaç tedavisi veya cerrahi yöntemle tedavi edilebiliyor. Günümüzde tıbbi teknolojilerde yaşanan hızlı gelişimler sayesinde daha etkin ve daha güvenli ameliyatlar yapılıyor, hastalar kısa sürede günlük yaşamlarına dönebiliyor.
Henüz nedeni bilinmiyor, ancak…
Miyomlar her yaşta görülse de yaş ilerledikçe saptanma ihtimali artıyor. Bunun nedeni ise miyomların kadınlık hormonu olan östrojen ile büyümeleri ve zamanla östrojene maruziyet arttığı için ultrasonda görülebilecek boyuta ulaşmaları. Miyomların tam olarak neden kaynaklandığı henüz açıklığa kavuşmamış olsa da bazı genlerin riski arttırdığı biliniyor. Dolayısıyla özellikle ailesinde miyom öyküsünün bulunması önemli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Ayrıca hiç hamile kalmamak veya doğum yapmamış olmak da riski artıran diğer etkenleri oluşturuyor. Yapılan bazı çalışmalar da düşük D vitamini ve A vitamini seviyelerinin miyom oluşma ihtimalini arttırdığını gösteriyor.
Miyomların 6 önemli sinyali
Miyomların büyük çoğunluğu şikayet oluşturmuyorlar. Ancak bazı durumlarda yerleştikleri bölge veya boyutlarına göre farklı yakınmalara neden olabiliyor.
Adet bozukluklarına yol açabiliyor. Adet kanamalarının yoğun ve uzun süreli olması, ara kanamalar veya lekelenme kanamaları gibi sorunlar miyom belirtisi olabiliyor.
Adet döneminde gelişen ağrı da miyomlardan kaynaklanabiliyor.
Gebelik kesesinin rahme yerleşmesini veya yerleşen kesenin büyümesini önleyebiliyorlar. Bunun sonucunda hamile kalmayı engelleyebiliyor ya da düşüğe yol açabiliyorlar.
Karında şişkinlik ve gaz problemleri yapabiliyor. Bağırsaklara baskı oluşmuş ise kronik kabızlık, zor ve ağrılı dışkılama sorunu gelişebiliyor.
Miyom mesaneye doğru büyümüş ise sık idrara çıkma problemi yaşanabiliyor.
Ağrılı cinsel ilişki de büyük miyomların sinyali olabiliyor.
İlaç veya cerrahi yönteme başvuruluyor
Ultrasonda tespit edilen miyomlar boyutlarındaki değişimler ve oluşturdukları şikayetlere göre ya tedavi ya da takip ediliyor. Çeşitli yakınmalara neden olan, hızlı büyüyen, hamile kalınmasına engel teşkil eden veya hamilelik oluştuğunda düşüğe yol açabilecek olan miyomlarım tedavi edilmeleri gerekiyor. Menopoza sokan iğneler, rahim damarlarının anjiyo ile tıkanması, ultrason veya MR cihazı ile eritme yöntemleri, ameliyatsız tedavi yöntemlerini oluşturuyor ancak miyomlar bu yöntemlerle tam olarak yok olmadıkları ve genelde tedavinin ardından bir süre sonra tekrar büyüdükleri için tüm dünyada halen en sık miyomektomi ameliyatı ile tedavi ediliyor.
Kapalı cerrahi kritik öneme sahip
Günümüzde miyomektomi ameliyatı ile çok sayıda veya büyük miyomlar güvenli ve etkin bir şekilde temizlenebiliyor. Miyomektomi ameliyatları klasik açık yöntem, laparoskopik (kapalı) ve robotik yöntem olmak üzere 3 şekilde uygulanabiliyor. Ayrıca rahim iç duvarına yakın olan miyomlar vajinal yol ile yapılan histeroskopik yöntemle de çıkartılabiliyor. Hastaya hangi cerrahi yöntemin uygulanacağına miyomun boyutu, yerleşim yeri ve sayısı dikkate alınarak karar veriliyor. Miyomektomi ameliyatlarında en sık laparoskopik ve robotik yöntemler tercih ediliyür çünkü bu tür kapalı cerrahi yöntemlerde ameliyat sırasında kanamalar daha az oluyor, hastalar ameliyat sonrasında daha az ağrı sorunu yaşıyor ve hastaneden çok daha kısa sürede taburcu olabiliyorlar. Kapalı cerrahi yöntemler ayrıca hastaların daha hızla iyileşmelerini, dolayısıyla günlük yaşamlarına daha kısa sürede dönmelerini sağlıyor.