Müzik ilaçlar gibi reçeteye yazılabilir mi?

Müzik ilaçlar gibi reçeteye yazılabilir mi?
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Nurkalem, müzik dinlemenin kalbe iyi geldiğinin kanıtlandığı araştırmanın detayları hakkında bilgiler verdi.

Müzik terapisi genellikle zihinsel ve duygusal sağlığı geliştirmek için kullanılırken, kalp yetmezliği gibi fiziksel sağlık sorunları olan kişilerin yaşam kalitesini de iyileştirebilir. Yanlış anlamayın! Her gün Mozart dinlemek damarlarınızı temizlemez veya kalp probleminizi düzeltmez. Ancak müzik, bir kalp ameliyatından sonra iyileşmenizi kolaylaştırabilir, kalp krizi veya felçten sonra normale dönmenizi sağlayabilir, stresi azaltabilir ve hatta kan basıncınızı biraz düşürebilir.

Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin Dünya Kardiyoloji Kongresi ile Birlikte Yıllık Bilimsel Oturumunda sunulan araştırmaya göre, erken enfarktüs sonrası anjina olarak bilinen kalp krizinden hemen sonra göğüs ağrısı atakları yaşayan hastaların, günde 30 dakika müzik dinledikleri takdirde, kaygı ve ağrı düzeylerinin önemli ölçüde daha düşük olduğu gözlendi.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Nurkalem, müzik dinlemenin kalbe iyi geldiğinin kanıtlandığı araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:

7 Yıl Müzik Dinlediler

“Araştırmacılar, Sırbistan'daki bir tıp merkezinde kalp krizi ve erken enfarktüs sonrası anjina teşhisi konan 350 hastayı ele aldı. Hastaların yarısı rastgele standart tedaviye, yarısı ise standart tedaviye ek olarak düzenli müzik seanslarına alındı. Katılımcılardan, dinlenirken oturur pozisyonda gözlerini kapatmalarını (tercihen) ve 30 dakika boyunca önceden belirlenmiş müzikleri dinlemeleri istendi. Hastalar bu günlük dinleme seanslarına yedi yıl boyunca devam ettiler ve bu seansları bir günlükte kayıt altına alarak belgelediler. Katılımcılar ilk yıl için her üç ayda bir ve daha sonra yılda bir kez takip değerlendirmeleri için tıp merkezine döndüler.

Yedi yılın sonunda müzik terapinin tek başına standart tedaviye göre anksiyete, ağrı hissi ve ağrı sıkıntısını azaltmada daha etkili olduğu bulundu. Müzik terapi alan hastalar, standart tedavi görenlere göre ortalama üçte bir oranında daha düşük anksiyete skorlarına sahipti ve yaklaşık dörtte bir oranında daha düşük anjina semptomları bildirdiler. Bu hastalarda ayrıca, kalp yetmezliği oranında yüzde 18'lik bir azalma dahil olmak üzere, belirli kalp rahatsızlıklarının oranları önemli ölçüde daha düşüktü. Oranlar şöyleydi: 

- Yüzde 23 daha düşük kalp krizi  

- Yüzde 20 daha düşük koroner arter baypas greft ameliyatına ihtiyaç duyma 

- Yüzde 16 daha düşük kardiyak ölüm.”

Şifa Notaları

Müziğin kalbe iyi geldiğini ispatlayan başka araştırmalar da var. Prof. Dr. Nurkalem, bu araştırmalar hakkında şu bilgileri verdi:

“Örneğin, Massachusetts General Hospital'da, 30 dakika boyunca müzik dinleyen yatağa bağımlı kalp hastalarının, müzik dinlemeyenlere göre daha düşük kan basıncına, daha yavaş kalp atış hızına ve daha az sıkıntıya sahip olduğu bulundu. 

Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi'nde başka bir ekip, sessiz bir ortamda sadece 20 dakika dinlendirici müzik dinleyen kalp krizinden kurtulanların, müziksiz sessiz bir odada dinlenenlere göre sağlıkları konusunda daha az endişeli olduklarını buldu.

Minneapolis'teki Abbott Northwestern Hastanesi'nde, kalp ameliyatı geçirdikten hemen sonra müzik dinleyen kadın ve erkekler, sessizce dinlenenlere göre daha az endişeli ve daha az ağrıya sahip olduklarını bildirdiler.

Baltimore'daki Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi'nde, araştırmacılar, sağlıklı gönüllüler müzik dinlerken, önkoldan kan akışını ölçtüler. Gönüllüler neşe uyandıran müzikleri  dinlerken kan akışı önemli ölçüde arttı ve kaygı uyandıran müzikler dinlerken azaldı.

Hong Kong'da yapılan bir çalışmada, dört hafta boyunca günde 25 dakika rahatlatıcı müzik dinleyen yaşlı gönüllülerin sistolik basınçları (bir tansiyon ölçümünün en yüksek rakamı) 12 puan ve diyastolik basınçları (en alttaki rakam) 5 puan düşerken, müzik dinlemeyen bir kontrol grubunun kan basıncında hiçbir değişiklik görülmedi.”

Müziğin kalp rahatsızlıkları üzerindeki etkilerini analiz eden çok az çalışma olduğunu belirten Prof. Dr. Nurkalem, bu alanda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT