Romatizmal hastalıklarda tedaviye geç kalınması eklemlerde kalıcı hasar bırakabiliyor
Ankara Şehir Hastanesi Romatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şükran Erten, 12 Ekim Dünya Artrit Günü dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eklem iltihaplanması ya da eklem romatizması olarak tanımlanan artritin pek çok alt tipi bulunduğunu söyledi.
Artritin dünyada sık görülen hastalıklar içinde yer aldığını vurgulayan Erten, "Nedenlerine bağlı olarak sıklığı değişmektedir. En çok görülen eklem romatizması olarak isimlendirilen romatoid artrit, bölgesel farklılıklar olmakla birlikte yaklaşık yüzde 1, omurga ya da bel romatizması olarak bilinen spondilit artrit de yaklaşık yüzde 0.5-1 oranlarında görülürken, diğer bağ dokusu iltihapları ise daha seyrek görülmektedir. Türkiye de dünya ile benzer şekildedir. Bu oranlar yüzde 0.5-1 arasında değişmektedir." bilgisini verdi.
Erten, artritin genellikle sinsi başlayan bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, eğer enfeksiyonla ilerleyen bir seyir varsa hastalığın çok daha belirgin bulgularla kendini gösterebildiğini söyledi. Kişilerin belirtilere karşı duyarlı olması gerektiğine işaret eden Erten, "Başlıca belirtiler, eklemlerde şişme, ısı artışı, ciltte kızarıklık, ağrı ile kendini gösterir." dedi.
Tutulumların büyük ya da küçük tüm eklemlerde olabileceğini anlatan Erten, "Parmaklarda, el bileğinde, ayaktaki küçük eklemlerde olmak üzere tipine göre farklı eklemlerde görülebilir ve sinsi bir şekilde ilerleyebilir." diye konuştu.
Bağ dokusu tutulumu olan artrit hastalıklarının görülme sıklığının kadınlarda daha yüksek olduğuna işaret eden Erten, şunları söyledi:
"Örneğin, vücudunun bağışıklık sisteminin kendi doku ve organlarına saldırdığında ortaya çıkan Lupus, kadınlarda erkeklere oranla 9-10 kat, romatoid artrit de yine kadınlarda 3 kat daha fazla görülmektedir. Bunun birçok etkeni olmakla birlikte, hormonal faktörlerin bu artışta en büyük etken olduğu düşünülmektedir."
Erten, Lupus'un, bağışıklık sisteminin vücuda ait bazı maddeleri yabancı olarak algılaması sonucu vücut genelinde, hemen her sistemi etkileyebildiğini ve kronik iltihabi reaksiyon başlattığını anlattı.
"Erken tanı tedavi başarısını artırıyor"
Genel olarak tüm artrit hastalıklarının tedavisinde erken tanının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Erten, tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı oranının da o ölçüde arttığını söyledi.
Erten, tanı ve tedavide geç kalınmasının çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Hastalık, tedaviye geç kalınması halinde eklemlerde kalıcı hasar bırakabilir, bu da sakatlıkla sonuçlanabilir. Bu durumda, her geçen gün hastanın tutulumu olan eklemi kullanması zorlaşıyor, kişide hem fiziksel hem sosyal problemlere neden oluyor. Bazı artrit tiplerinde ise sistemik tutulumlar da olabiliyor, yani akciğer, böbrek, beyin gibi organ tutulumları oluyor, organlarda hasar bırakabiliyor ve ölümcül olabiliyor. Bunun için erken tanı ve tedavi, hem hastanın hayatını kurtarıyor hem de kalıcı eklem hasarının önüne geçilebileceğinden yaşam kalitesini artırıyor. Çok erken evrede tanı sonrası tedavi ile hastanın tam olarak iyileşmesi mümkündür ancak hasta ömür boyu takip altındadır. Tedavide egzersiz, fizik tedavi de uygulanıyor."
Prof. Dr. Erten, ilerleyen teknoloji ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak hedefe yönelik ilaç tedavilerinin kullanıldığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini anlattı.
Geleneksel ilaçların yanı sıra son yıllarda akıllı ilaçların kullanıma girdiğini aktaran Erten, "Bunlar akıllı ya da hedefe yönelik diye ifade edilen biyolojik ilaçlar. Bu ilaçlar, Türkiye'de 2003 yılından bu yana kullanılıyor ve oldukça yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz." dedi.
Erten, "Eklemde şişlik, ağrı, kızarıklık, sabah tutukluğu bunlara eşlik ederse, sabah uyanıldığında bel ve sırt ağrısı oluyorsa, gözde ani kızarıklık, ağız içinde yara, vücutta döküntü halinde vakit kaybetmeden hekime başvurulmalı." uyarısında bulundu.
Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan