Sürekli borsa ekranına bakmak bağımlılığa yol açabilir

Sürekli borsa ekranına bakmak bağımlılığa yol açabilir
Borsayı oyun gibi görerek para yatıran bu kitlenin kader, şans gibi etkenlere inandıklarını vurgulayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, gün içindeki gerilimlerden kaçarak hayallere dalmak için sürekli borsa ekranını takip ettiklerine ve bu durumun da bir süre sonra diğer bağımlılıklar gibi patolojik hale gelebildiğine dikkat çekti.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, orta ve orta alt sınıfların şans oyunlarına ve borsaya bakış açıları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu, tavsiyelerini paylaştı.

Dünyanın her tarafında sosyal ve ekonomik düzeyi düşük olan bireylerin riskli işlere daha çok para yatırdığı ve şans oyunlarına daha çok para harcadığının görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Özellikle ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde bu davranış biçimi daha da yaygınlaşıyor. Örneğin ABD'deki hanelerin piyango bileti harcamaları yılda yaklaşık 162 dolarken, düşük gelirli haneler yaklaşık 289 dolar harcıyorlar. Gelir seviyesi yılda 10 bin doların altına düşen bireyler ise yılda 597 dolarlık şans oyunu harcaması yapıyorlar.” dedi.

Orta ve alt orta sınıfların sınıfsal konumlarına uygun olarak şans oyunlarının yerine daha çok borsa, coin ve kaldıraçlı forex piyasaları gibi alanlara yöneldiklerini ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan “Ama bu oyuncular aynı şans oyunu oynar gibi bu finansal alanlarda hareket ediyorlar. Oysa borsalar bir yatırım yeridir. Ancak halkın ağzında genelde borsada oynamak ifadesi kullanılıyor. Bu söylem bir rastlantı değil gerçeğin açıkça dile gelmesidir.” diye konuştu.

Borsada hisselere parasını yatıran ve bunu oyun gibi gören orta ve orta alt sınıfların finansal okuryazarlık bilgisi yerine kader, şans, büyü veya akran gruplarının etkisiyle hareket ettiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Borsa yatırımcı platformlarındaki yazışmalar, orta ve orta alt sınıfların borsa ve yatırımla nasıl bir ilişki kurduğunu açıkça gösteriyor. Toplumsal yapıdan kaynaklı hayal kırıklıklarını, dezavantajlı konumlarını ters düz etmek için bir gün hisselere bir başka gün coinlere bel bağlayan bu kitle, yatırım araçlarıyla adeta duygusal bağ kuruyor. Platformlardaki yazışmalara baktığımızda bu yatırım enstrümanlarını bazen bir yarış atı gibi görüp ‘yürü oğlum, kızım’ diye yorum yazanlara, ‘bugün bari bizi güldür’ diye hisseden medet umanlara, ya da hisseye küfür edenlere çokça rastlanabiliyor.” dedi.

Prof. Dr. Barış Erdoğan, borsayı bir şans oyunu gibi gören ve çoğunlukla da borsada kağıtlar belli bir seviyeye ulaştıktan sonra giriş yapan bu kitlenin fiyatların hep yükseleceğini umut ettiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Tıpkı diğer kumar oyunlarındaki gibi borsa oyuncusu da sürekli sosyal statüsüyle ilgili memnuniyetsizliğini ve dezavantajlı konumunu kısa sürede düzeltebileceği hayaller eder. Borsa yükselirken oluşan aşırı iyimser hayaller, düşerken ise felaket senaryolarına dönüşür. Zorlukla oluşturulmuş yılların birikimi ya da borç para ile oluşturulan portföye bütün umutlar ve riskler bağlanıldığı için oyuncu gün içinde onlarca kez borsadaki durumu huzursuzca kontrol etme ihtiyacı duyar. Oysaki dünyanın en büyük borsa yatırımcılarından Warren Buffet’nin çalışma odasında bilgisayar bile yoktur. Bilinç değer yatırımcıları finansal raporları okuyarak, dünyadaki makro gelişmeleri takip ederek uzun vadeli yatırım yaparlar ve çoğu zamanda kazanan onlar olur.”

Borsaya giren orta ve orta alt sınıfların tıpkı kumarhaneye yeni girenler gibi ilk başta kazanıp borsa belli bir seviyenin üstüne çıkmışken kâğıt almaya başladıklarını belirten Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Ama borsa bir noktaya gelir ve düşüş başlar. Oyuncu gün içindeki gerilimlerden kaçmak, umut, hayallere dalmak ve öfkesini kusmak için sürekli olarak borsa ekranını telefonundan bilgisayarından takip etmeye başlar. Bu süreç bir süre sonra adeta diğer bağımlılıklar gibi patolojik bir sorun haline de gelebilir.” uyarısında bulundu.

Konsantrasyonun borsaya yoğunlaştırılmasının esas işleri ve aileyi zaman içinde geri plana doğru da atabileceğini ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Türkiye borsaları akşam 18’de kapanır ama gece yarısına kadar Amerikan borsaları açıktır. Asya piyasaları, coin borsaları zaten 7 gün 24 saat açık. Böylece yatırım dünyası tüm zamanınızı ve uykularınızı çalabilir. Psikolojik ve sosyal olarak böylesi bir ortama hazır olmayanlar özellikle de orta ve orta alt sınıflar hem kişisel olarak bu işten zarar görüyorlar hem de iş, aile ve sosyal çevreleri olan ilişkilerini ihmal etme riski taşıyorlar. Yani hem maddi hem de manevi zarara uğrama ihtimalleri çok yüksek. O yüzden borsayı günlük bir oyun değil orta ve uzun vadeli bir yatırım alanı olarak görmek hem bireysel hem de sosyal sağlığımız için gerekli ve önemli.” dedi.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT