Otizmin belirtilerine dikkat!
Mora Dergisi/ BURSA İGFA
Otizm spektrum bozukluğu yada kısa ismi ile otizmin, kişinin çevre ile iletişim kurmasını ve sosyalleşmesini engelleyen bir gelişme bozukluğu olduğunu aktaran Holistik Yaşam Koçu, Psikolojik Danışma ve Kişisel Gelişim Uzmanı Kübra Demirbağ, “Bu kişiler topluma sözel ve davranışsal uyum sağlayamazlar. Otizm çocukluk döneminde başlar ve ömür boyu sürer. Otizmli kişide tekrarlayan davranış biçimleri vardır, bu kalıpların dışına çıkamazlar. Bu kişiler okulda ve çalışma hayatında zorlanırlar. Hastalığın sebebi tam olarak anlaşılamamış olmakla beraber genetik faktörler suçlanmaktadır. Otizmin, ailelerin sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısı ile ilişkisi yoktur. Ailelerin çocuklarına iyi bakıp bakmaması ile de ilişkili değildir” diye konuştu.
HAYAL ALEMLERİ
Otizmli bebeklerdeki belirgin özellikleri sıralayan Demirbağ, “Göz teması kurmama, uyaranlara ve isimlerine tepki vermeme, ebeveynlerine veya bakıcılarına kayıtsız kalmadır. Bunlar otizmin ilk belirtileridir. Otizmli daha büyük çocuklar normal zekaya sahip olsalar da düşük zeka özellikleri gösterirler. Bildiklerini günlük yaşamda uygulayamazlar. İletişim kuramazlar ve sosyal hayata uyum sağlayamazlar. Tekrarlayan konuşmaları, kendi etrafında dönmeyi, yalnız oynamayı severler. Sarılma gibi yakın temaslardan hoşlanmazlar. İsimleri seslendiğinde tepki vermezler. Kendi rutin davranış sitilleri vardır, değişikliklerden hoşlanmazlar. El çırpma, etrafında dönme, sallanma hareketleri yaparlar. Birileri ona konuşurken dinledikleri halde ilgilenmiyor veya dinlemiyor gibi görünürler. Arkadaş edinemezler, edinseler de arkadaşı bir süre sonra ondan uzaklaşır. İhtiyaçlarını karşılayan kişilere ihtiyaçlarını sözel anlatmak yerine kolunu çekiştirerek anlatmaya çalışırlar. Otizmli çocuklar kendi dünyalarında kendi hayal alemlerinde yaşarlar. Ellerinde objeleri tutmayı severler. Ses, ışık ve kokudan rahatsız olurlar, tepki verebilirler” dedi.
DUYGUSAL DAVRANIŞ
Holistik Yaşam Koçu, Psikolojik Danışma ve Kişisel Gelişim Uzmanı Kübra Demirbağ sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukların konuşması gereken zamanda konuşamaması da otizmin ilk belirtilerinden biri olabilir. Ancak her geç konuşan çocuk otizmli değildir. Ergenlik çağında ise duygusal ve davranışsal problemler daha belirgin hal alır. Otizm teşhisi koymak için laboratuvar veya görüntüleme tetkikleri yoktur. Yanlış ve yaygın bir inanış da otizmli çocukların çok zeki oldukları yönündedir. Bu doğru değildir, normal zeka kapasitesine bile sahip olsalar bu zekalarını kullanma kapasiteleri sınırlıdır. İki yaşına kadar olan bebeklerde otizme ait yukarıda bahsettiğim bulgular varsa tıbbi destek alınmalıdır. Otizm spektrum bozukluğunu tamamen yok edecek bir tedavi yoktur. Bu çocuklar özel eğitim programları ile becerileri artırılır ve topluma kazandırılmaya çalışılır. Otizm belirtileri olan kişilerin tedavi için yaşam koçu, kişisel gelişim uzmanı, psikolog veya psikiyatri uzmanına götürülmeleri gerekir. “