Hollanda'da Kur'an kurslarının denetlenmesine yönelik yasa tasarısına tepki

İslami kuruluşlar, Kur’an kurslarını ve din derslerini “antidemokratik fikirler”e karşı denetlemek isteyen ve bununla ilgili öğrencilerin, ebeveynlerin veya eğitimcilerin eğitim kurumunu şikayet edebilmesi için ihbar hattı açılmasına tepki gösterdi

Hollanda Eğitim Bakanı Dennis Wiersma, camilerdeki Kur’an-ı Kerim ve din derslerini de kapsayan, Bakanlığa bağlı olmayan ve Bakanlık tarafından finanse edilmeyen eğitim kurumlarını “antidemokratik fikirlere” karşı denetleyebilmek için geçen ay bir yasa tasarısı sundu.

Yasa tasarısının yanı sıra öğrencilerin, ebeveynlerin veya eğitimcilerin kurumu şikayet edebilmesi için ihbar hattı açıldı.

Söz konusu yasa tasarısına ve ihbar hattına tepki gösteren İslami kuruluşlar, Bakan Wiersma hakkında suç duyurusunda bulundu.

Rijnmond İslami Kuruluşlar Platformu (SPIOR) Müdürü Nourdin el Ouali, yaptığı açıklamada, Wiersma’nın sunduğu yasa tasarısının, ülkedeki İslami kuruluşlar tarafından “endişe”yle karşılandığını söyledi.

El Ouali, Bakanlığa bağlı olmayan eğitim kurumlarını denetleme fikrinin, hükümetin koalisyon ortaklarından Başbakan Mark Rutte’nin liderliğini yaptığı Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) başta olmak üzere, bazı partilerin uzun süredir hayali olduğunu belirterek bunun, hükümet protokolünde de yer aldığına dikkati çekti.

İhbar hattını eski Sovyetler Birliği’nde uygulanan “fişleme hattı”na benzeten El Ouali, “Sunulan yasa tasarısı din ve ifade özgürlüğüne ve din ile devlet işlerinin ayrı olmasına karşıdır. Ayrıca, tasarıda belirtilen ‘antidemokratik’ ve ‘anayasaya aykırı’ gibi terimlerin somut bir tanımı yok ve bakan bununla ilgili açıklama yapamayacağını söylüyor. Bakanın kendisi bu terimlerle neyi kastettiğini bile belirtemiyorsa, bu tasarıdan nasıl düzgün bir yasa çıkabilir?” değerlendirmesinde bulundu.

El Ouali, “Ayrıca bir öğrencinin fikirlerini tasarıda bahsedilen eğitim kurumlarından aldığını ve bu fikirlere sahip olup olmadığını ispatlamak elbette hiçbir zaman mümkün değildir. Devletin hukukçusunun, kendi memurlarının, eğitim müfettişliğinin ve bazı meslektaşlarının yasa tasarısına yaptığı itirazlara rağmen bakanın yasa tasarısı planının devam edeceğini açıklamasına karşı yasal yollara başvurmaktan başka çaremiz kalmadı. Bakan Wiersma bile bile anayasaya aykırı hareket ettiği için yüzlerce cami ve İslami kuruluşlarla birlikte hakkında suç duyurusunda bulunduk.” dedi.

İslam Toplumu Milli Görüş Güney Hollanda Bölgesi Dış İlişkiler Başkanı Kenan Aslan da şeffaf olduklarına ve denetlenmekten çekinmediklerine vurgu yaparak “Bizim rahatsız olduğumuz durum, anayasal hakkımız olan dinimizi özgürce yaşamamıza ve öğrenmemize müdahale edilmesi ve bunun için temellerin atılmasıdır. Hazırlanan yasa tüm dini kuruluşlar için geçerli olmasına rağmen kamuoyunda yine İslam’ın hedef alınması ve camilerde verilen Kur’an ve din dersleri ile ilgili olumsuz bir ortam oluşturulmasıdır.” ifadesini kullandı.

Aslan, “Ayrılıkçı bir uygulamayı kabul etmiyoruz. Din ve devlet ayrımı olan bir ülkede bizim kurumlarımızı Bakanlık denetleyemez. Biz zaten kendi kurumlarımızı denetliyoruz. Yasa tasarısının yürürlüğe girmesini engellemek için diğer kuruluşlarla beraber hareket ediyoruz.” diye konuştu.

Devlet ve Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) Başkanı Muhsin Köktaş ise tasarıyla ilgili Eğitim Bakanlığı ile irtibat halinde olduklarını aktararak şunları kaydetti:

“Bakan’ın yapmak istediği denetleme, mevcut anayasa ile mümkün değil çünkü seküler devlet anlayışında devlet dini kurumlara karışamaz. Bu nedenle Bakanlıktan bu konuyu dini kurumlara bırakmasını önerdik ve bu konuda çözümler önereceğiz. Hükümetin hukukçusu ve Bakanlık'ta çalışan memurlar da bizim gibi eğitim ve denetimin dini kurumlara bırakılması gerektiğine inanıyorlar.”

Denk Partisi Milletvekili Stephan van Baarle de Bakan Wiersma'nın planlarına karşı olduklarını belirterek “Bakan ‘fişleme hattı’ ile çok ileri gidiyor ve teftiş denetimi planlarıyla dil kurslarında, Kur’an kurslarında veya kültür derslerinde iyi işler yapan binlerce gönüllüyü şüpheli kişi haline getiriyor. İktidar yine insanların özgürlüklerini kısıtlıyor ve insanları şüpheli duruma düşürüyor. Bu, artık durmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Stephan van Baarle, “Bu planların durdurulması için geçen ay önerge sunduk fakat ne yazık ki çoğunluk sağlanamadı. Bu hafta salı günü mecliste konuyla ilgili talep ettiğimiz oturum çoğunlukla kabul edildi. Yakında Bakan'ın planları hakkında oturum yapılacak.” dedi.

İlk yorum yazan siz olun

Dünya Haberleri