Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, ülkemizde girdi maliyeti kaynaklı bir enflasyonun yaşanmakta olduğunu hatırlatarak şu açıklamayı yaptı:
“Pandemi ve tedarik zincirinde meydana gelen aksamalardan kaynaklı olarak emtia fiyatlarının hızla artması, ülkemiz gibi ithal girdi ve ara mamul kullanan ülkeleri derinden etkileyen navlun fiyatlarında yaşanan artış ve son olarak enerji maliyetlerinin artması imalat sanayini ve üretimi derin bir çıkmaza sokmaktadır. Plastik sektörü özelinde ele alındığında sektörün ihtiyaç duyduğu hammaddenin yaklaşık %85’ini ithalat yoluyla karşılamakta olduğunu görüyoruz. Bu sebeple navlun maliyetlerinde meydana gelen hızlı artışlar ülkemizin rekabet gücünün hızla azalmasına sebep olmaktadır. Mevcut durumu daha olumsuz bir noktaya taşıyan gerekçe ise iç piyasada alım gücünün düşmesi sebebiyle üreticilerin maliyet artışının tamamını yansıtamaması ve bu sebeple kar marjının hızla düşmesidir.”
Sanayiye Bakış Açısı Yeni Yatırımları Engelliyor
Sanayicilerin yeni yatırımları önünde yer alan en önemli engellerden birinin de sanayiciye bakış açısı olduğunu dile getiren Ömer Karadeniz, “Malumunuz son dönemde gerek elektrik gerek doğalgaza gelen zamların tamamı sanayicinin sırtına yıkılmakta. Sanayi kuruluşlarını tüm enflasyon yükünü sırtlaması gereken birer yapı olarak gören bu bakış açısı sanayi tesislerimizin mali yapısının bozulmasına, kar marjlarının hızla erimesine ve yeni yatırım kararlarından vazgeçilmesine sebep olmaktadır. Bu noktada gözden kaçırılan önemli bir husus olduğu kanaatindeyim. Zira ülkemizde yaşamakta olduğumuz enflasyonun temel kaynağı girdi maliyetlerinde yaşanan artış. Bunun üstüne enerji maliyetlerinde bir artış yaşanması, sanayicinin ürettiği ürünün fiyatını arttırmasına ve bu maliyet artışının dolaylı olarak nihai tüketiciye yansımasına sebebiyet vermektedir. Örneğin; doğalgaz fiyatlarında yaşanan artış, gübre üretim maliyetini ve dolayısıyla tarımsal üretim maliyetini arttırarak, vatandaşın sofrasına gelen gıdanın fiyatında yüksek enflasyona sebep olmaktadır. Öte yandan, enerji maliyetlerinde yaşanan artışı sadece sanayiciye yansıtıyor olmanın nihai tüketiciyi korumuyor olmasının yanı sıra çok olumsuz bir etkisi var. Şöyle ki, girdi maliyetlerinde yaşanan bu artışlar sanayicimizin rekabet gücünü azaltmakta ve uluslararası piyasalarda potansiyelini yakalamasını engellemektedir” dedi.
Sürdürülebilir Yöntemler İzlenmeli
Sanayi politikalarının belirlenmesinde uzun vadeli stratejilerin esas alınması ve etki analizinin yapılması gerektiğinin önemine vurgu yapan Karadeniz, “Aksi halde ülkemizde sanayinin istenilen hızda gelişmesi pek mümkün gözükmemektedir. Zira geldiğimiz noktada üretici enflasyonu, tüketici enflasyonunun 2,5 katına çıkmış durumda. Girdi maliyetlerinin bu kadar dalgalandığı bir ekonomide ise sermaye sahiplerinin sanayi yerine rant üreten alanlara yönelmesi son derece doğal bir sonuçtur. Bu sebeple mutlak suretle sanayiyi destekleyen ve gelişmiş bir ekonomi olmanın ön şartının sanayileşmek olduğunun bilincinde olan politikalar benimsenmelidir” dedi.