- Avrupa, geleceğin işletmeleri için bir merkez olarak sunulmalı ve yatırımcılara kıtanın Ar-Ge, fikri mülkiyet ve gelişmiş üretim de dahil olmak üzere mevcut güçlü yönlerinden nasıl yararlanabileceği konusunda güçlü bir mesaj vermeli
- Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere (KOBİ'ler) yönelik destek güçlendirilmeli. Avrupa ekonomisinin bel kemiğini ve GSYİH'sının yarısını oluşturan KOBİ'ler, Avrupa çapında yaklaşık 100 milyon kişiyi istihdam ediyor. Ancak anket, 2023'te Avrupa'da genişlemeyi planlayan büyük şirketlerden çok daha az KOBİ'nin (%79'a kıyasla %57) önümüzdeki üç yıldaki geleceği konusunda daha az iyimser olduğunu ortaya koydu.
- Eşzamanlı olarak Ar-Ge ve üretime yatırım teşvik edilmeli. Anket, Ar-Ge'nin önümüzdeki üç yıl içinde Avrupa'da yeni yatırım için en üst kategori olduğunu ve yöneticilerin %64'ünün Avrupa'daki Ar-Ge ayak izlerini artırmayı beklediğini ortaya koydu. Bu potansiyeli gerçekleştirmek için politika yapıcılar, küresel ekonomiyi yeniden şekillendiren yüksek teknolojili, yüksek değerli faaliyetlere yatırımı teşvik etmeye devam etmeli.
- İklim değişikliği ve ESG konusunda liderlik edilmeli. Anket; yatırımcıların, Avrupa'nın çevre liderliğinin avantajlarını kabul ettiğini ve %61'inin konu sürdürülebilirlik olduğunda Avrupa'yı rakiplerinden “daha çekici” bulduğunu ortaya koydu. AB Yeşil Mutabakat ve ABD Enflasyon Azaltma Yasası son aylarda karşı karşıya geldiği için Avrupa, enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payını daha da artırmayı ve karbondan arındırılmış enerjiye erişimi iyileştirmeyi ve ABD'nin rekabet zorluğunun önüne geçmeyi hedeflemeli.
- Yeni nesil yetenekler geliştirilmeli… Yapay zekanın 2030 yılına kadar işgücü piyasasını büyük ölçüde bozabileceği düşünülürken ve birçok coğrafyada İK kısıtının olduğu bir dönemde, teknoloji, enerji, mühendislik, sağlık veya veri bilimi gibi kritik alanlarda yeni nesil yeteneklerin eğitimi Avrupa için bir rekabet avantajına dönüşmeli.
- Vergi ve düzenleyici rejimler modernize edilmeli. Yatırımcıların 2023'teki vergi politikasındaki en büyük önceliği olan Ar-Ge vergi kredilerinin sağlanması.
EY'dan Avrupa'ya yeni yabancı yatırımcı çekecek 6 maddelik plan
EY, iki fazlı gerçekleştirdiği Avrupa Ülke Çekiciliği Araştırması’nın 2023 versiyonunu yayınladı.
EY, iki fazlı gerçekleştirdiği Avrupa Ülke Çekiciliği Araştırması’nın 2023 versiyonunu yayınladı. Avrupa’daki en güncel doğrudan yabancı yatırım trendlerini ortaya koyan araştırmaya göre; ekonomik belirsizlikler yabancı yatırımları duraklattı ve Avrupa'nın dönüşüm döneminde başarılı olabilmesi için yatırımcıların yeni gereksinimlerine uyum sağlaması gerekiyor. Yatırımcılar tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmak için öncelikle Güney ve Doğu Avrupa'yı odağa alırken Türkiye, yabancı yatırım projelerine göre yapılan sıralamada 321 proje ile beşinci durumda. Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young)’ın 22. sini hazırladığı Avrupa Ülke Çekiciliği Araştırması’na göre, Avrupa'daki doğrudan yabancı yatırımlar ekonomik belirsizlikler nedeniyle durakladı. Verilere göre, Avrupa'ya yönelik doğrudan yabancı yatırımlar (FDI), 2022'de önceki yıla göre sadece %1 oranında artarken COVID-19 pandemisinin hemen öncesi 2019’a göre %7 daha düşük kaldı. Fransa, İngiltere ve Almanya, doğrudan yabancı yatırımların büyük kısmını çekerek toplam projelerin yaklaşık yarısını oluşturan ilk üç sıradaki yerlerini korumaya devam ediyor. Ancak 2022 yılında performansların sınırlı kaldığı da görülüyor: Fransa'da doğrudan yabancı yatırım projeleri %3 artışla (1,259 proje) ilerlese de İngiltere'de %6 (929) ve Almanya'da %1 (832) oranlarında düştü.Avrupa'ya yönelik yabancı yatırımların pandeminin ardından toparlanacağına yönelik işaretlere rağmen, Ukrayna'daki savaşın artçı şokları, zayıf ekonomik büyüme, tedarik zincirindeki kesintiler, yüksek enflasyon ve yükselen enerji maliyetleri, duraklamada rol oynadı. 2022 boyunca dünya genelinde şirketler, 44 Avrupa ülkesinde 5,962 sıfırdan yatırım ve genişleme projesi duyurdu. Bu, 2021 yılındaki 5,877 projeye kıyasla yalnızca %1'lik yıllık artışı temsil ediyor. 2021 yılında %5'lik bir büyüme kaydedilmişti. Yatırımlar 2017'de ulaşılan zirveye göre hâlâ %10 daha düşük düzeyde.Araştırmanın bir parçası olan ‘C-suite’ anketi de katılımcı şirketlerin %29'unun planladıkları yatırımları enerji krizinin doğrudan bir sonucu olarak ertelediğini ortaya koyuyor. Doğrudan yabancı yatırımların sonucunda, Avrupa'da yaratılan toplam iş sayısı yıllık %16 düşüşle 343.634'e geriledi. Bu düşüş, Avrupa pazarlarında belirsizlik ortamında yatırımcıların temkinli yaklaşımının da göstergesi. Katılımcı şirketler, Avrupa genelinde yatırımı etkileyen en önemli üç riski; artan faiz oranları (45%), yüksek enflasyon (40%) ve hızla yükselen kamu borç seviyeleri (36%) olarak sıralıyor.Araştırmaya katılan şirketlerin %67'sinin önümüzdeki yıl Avrupa'da operasyon kurma veya genişletme planları olduğunu belirtmiş olmaları, bir iyimserlik payı olduğunu gösteriyor. Bu, mevcut ve gelecekteki iş planlarında Avrupa’nın önemli bir yeri olduğunun da işareti. Ancak hem AB’nin hem de üye devletlerin küresel rekabete yönelik yanıtları konusunda beklentiler yüksek.Bu kapsamda EY; Avrupa kurumlarını ve ulusal hükümetleri ticari güveni korumaya çağırarak, daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmeye yardımcı olmak üzere üst düzey iş liderleriyle yapılan 500'den fazla görüşmeye dayanan altı adımlı bir plan sundu. Planın ana hatları şöyle;