İSTANBUL (İGFA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi - NPPES, Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde kapılarını açtı. İki gün sürecek Zirve’de nükleer enerji sektörünün sıfır karbon ekonomisindeki rolü, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki gelecek planları, en yeni teknolojiler ve sektörün finansmanı gibi başlıklar ele alınacak.
NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI gerçekleştirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’te, Akkuyu NGS’nin 4 ünitesi devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kWh elektrik üreteceğini belirterek, "Bu rakam ülkemizin mevcut yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’una, İstanbul’un talebinin ise yüzde 90’ına denk geliyor. Ayrıca nükleer enerjiden elde edilecek bu elektrik üretimi sayesinde, yılda 35 milyon ton karbon-dioksit emisyonu ile 7 milyar metre küp doğalgaz ithalatının da önüne geçilmiş olacak" dedi.
Haziran 2024 itibariyle dünyada 32 ülkede 416 reaktör işletmede, 19 ülkede ise 59 reaktör inşa halinde olduğuna dikkati çeken Ceylan, "Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak ve enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirmek amacıyla yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile nükleer santraller, baz yük olarak enerji politikalarımızın tam merkezinde yer alıyor. Bakanlığımızın yayımladığı Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2035 yılına kadar yüzde 10’un üzerine, 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. küçük modüler reaktörlerin gelecekte ciddi pazar potansiyeli olduğuna da inanıyoruz. Bu nedenle, bu teknolojilerin ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor" diye konuştu.
Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise, COP28'de, 2050 yılına kadar global nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefi deklare edildiğini anımsattı.
Global nükleer enerji hedeflerinin Türk sanayicileri için çok ciddi fırsatlar içerdiğini vurgulayan Çiftçi, "SMR’ler ve mikro reaktörler, modüler yapıları sayesinde sanayi kalkınmasına büyük katkı sağlayabilir. Türkiye, bu noktada global bir sanayi ve tedarik üssü olma potansiyeline sahip ve yine teknoloji geliştirme konusunda da avantajlı bir pozisyonda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi var. Bu kapsamda hem konvansiyonel hem de SMR ve mikro reaktörlerin geliştirilmesi için görüşmelere başlandı ve uluslararası iş birlikleri sağlamak üzere kararlılıkla atılan adımları NSD olarak yakından takip ediyoruz" dedi.