Bu tür eleştirilerin sektörün dinamiklerinin yeterince bilinmemesinden kaynaklandığını belirten GİGDER Başkanı Ömer Faruk Akbal, bu alandaki sorulara araştırma verileriyle açıklık getirdi.
Akbal, “Yabancı yatırımcı Türkiye’ye geldiğinde %90 oranında markalı konut satın alıyor ve bir konuta ortalama 2.5 milyon TL. ödüyor. Türkiye’de herhangi bir gayrimenkulün el değiştirme fiyatı ise ortalama 500 bin lirayı geçmiyor. Arada 5 katlık bir fark var, dolayısıyla yabancıya satışın artması ancak üst segmentteki konutların fiyatlarını yükseltebilir. Ayrıca yabancılar 100 gayrimenkulden 50’sini yeniden kira arzı olarak piyasaya sunuyor. Nitelikli yatırımcı ile sığınmacılar ise karıştırılıyor” dedi
Yabancıya gayrimenkul satışı, 2021 yılında bir önceki yıla göre %43,5 artışla 58 bin 576’ya ulaşarak rekor kırarken, iç piyasada kiralık ve satılık konut fiyatlarında yaşanan artışın nedeni, siyasi arenada zaman zaman yabancıya satıştaki bu yükselişle açıklanıyor. Kamuoyunda bu nedenle önyargılı ve doğru olmayan fikirlerin oluşabildiğini belirten Gayrimenkul Yurt Dışı Satış Derneği (GİGDER) Başkanı Ömer Faruk Akbal, bu durumun sektörün dinamikleriyle ilgili yeterince bilgi sahibi olunamamasından kaynaklandığını kaydetti. Akbal, bu alanda yöneltilen 3 eleştiriye, marka ve pazar araştırma şirketi AGS Global işbirliğiyle yayınladıkları araştırma verilerinden yararlanarak açıklık getirdi.
Yabancıya satış, alt ve orta segmentteki konutun fiyatını etkileyemez
İddialardan ilkinin ‘Yabancıya gayrimenkul satışları, konut fiyatlarını artırıyor, vatandaşımız gayrimenkul alamıyor” şeklinde olduğunu belirten Akbal, “AGS Global ile birlikte yayınladığımız yabancıya konut satış endeksi GİGDEKS verilerine göre, 2021’in son çeyreğinde yabancıların Türkiye’de satın aldıkları bir gayrimenkulün ortalama fiyatı 187 bin dolar, karşılığı ise 2,5 milyon TL. Türkiye’de herhangi bir gayrimenkulün el değiştirme fiyatına baktığımızda ortalamada 500 bin lirayı aşmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bir gayrimenkulün 500 bin liralık el değiştirme döngüsünü biz ortalama 2.5 milyon TL’lik yabancıya gayrimenkul satışıyla aradaki 5 katlık farktan dolayı kıyaslayamayız. Bu nedenle yabancıların satın aldığı gayrimenkuller, ancak markalı konutlarda üst segment konutların fiyatlarını yükseltebilir, yani ‘Düşük ve orta gelirli vatandaşımız yabancıya satıştan dolayı konut alamıyor’ diyemeyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Emtia ve arsa fiyatlarında süregelen artışı hatırlatan Akbal, TÜİK tarafından bu ay açıklanan İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre inşaat maliyet endeksinin 2021 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %48,87 arttığını, konut fiyatlarının yükselmesinin malzeme ve maliyet artışlarının bu denli yüksek seyrettiği, konut arzının çoğalmadığı bir ortamda kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Yabancı, kiraları artırmaktan ziyade kira arzı yaratıyor
Kira rakamlarının çok artmasının yabancıların Türkiye’ye gelmesine bağlandığını da ifade eden Akbal, “Bu konuyla ilgili GİGDER araştırma raporlarımız, yabancıya satılan gayrimenkul yatırımlarının %50’sinin yeniden kiraya verildiğini ortaya koyuyor. Yani yabancı yatırımcı Türkiye’ye geldiğinde %90 oranında markalı konut satın alıyor, ortalama 2.5 milyon TL ödüyor ve her 100 gayrimenkulden 50’sini yeniden kira arzı olarak piyasaya sunuyor. Başka bir deyişle, kira artırmaktan ziyade kira arzı oluşturan bir piyasa doğuyor” diye konuştu.
Yatırımcı iltica politikaları üzerinden değerlendirilmemeli
Yabancı gayrimenkul yatırımcısıyla Türkiye’ye zoraki koşullarla iltica etmiş olan sığınmacıların aynı kefede değerlendiriliyor olmasının da bu alanda yıkılması gereken en önemli önyargılardan biri olduğunu kaydeden Akbal, şöyle devam etti: “Yaşam korkusuyla ve coğrafyasındaki ekonomik baskılarla sığınmacı olarak Türkiye’ye gelen kişilerin ülkemizin sosyolojik, ekonomi ve siyaseti üzerindeki etkilerini ABD’den Çin’e, Körfez’den Avrupa’ya parasını Türkiye’ye getiren nitelikli yatırımcılar üzerinden değerlendirmemiz hatalı olur. Yabancı yatırımcıya gayrimenkul satışı ile ilgili politikaların iltica politikalarından tamamen bağımsız bir konu olduğunu anlamamız gerekiyor.”
Doğrudan yatırımda %60’lık pay gayrimenkulde
Gelişmiş ekonomiler incelendiğinde Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde doğrudan yatırımlarda en büyük payı gayrimenkul yatırımlarının aldığını belirten Akbal, “Bu ülkelerde gelen her 100 doğrudan yatırımının 60’ı gayrimenkule gerçekleşiyor. Doğrudan yatırımlar ise ekonomilerin büyümesi açısından en önemli girdilerden biri. Çünkü sıcak para doğrudan ekonomiye girer, istihdama ve yatırıma dönüşür. Geri dönüş süreleri de 7-10 yıldan önce olmaz, hatta çıkışları çoğu zaman görülmemiştir ya da çok düşük kademelerle olur” dedi. Türkiye’de % 30 ile başlayan bu oranın, 2 yıl önce % 80’lere çıktığını bugün ise gelişmiş ekonomilere paralel şekilde %60-70’ler seviyesinde bulunduğunu ifade eden Akbal, bunun da sektörün taşıdığı potansiyel ve katma değer için önemli bir veriyi oluşturduğunu söyledi.
2025’te yabancıya satışta dünyada ilk 5 ülkeden biri olacağız
Dünyada gayrimenkule her yıl yaklaşık 400 milyar doların üzerinde yatırım yapıldığını ve Türkiye’nin bugün uluslararası gayrimenkul satış bölgesinin tam ortasında yeni bir hub oluşturma arifesinde olduğunu kaydeden Akbal, “Türkiye dünyada gayrimenkulde en çok yatırım çeken ilk 10 ülkeden biri konumuna erişti. Ülkemiz 2022 yılına ise ihracatın ithalatı karşıladığı, döviz rezervini turizm ve doğrudan yatırımlarla oluşturmaya yönelmiş yeni bir ekonomi modeliyle girdi. Sektörümüzün özverisi ve kamunun ortaya koyduğu teşviklerle beraber 2025 yılında yabancıya satışta 100 bin adedi yakalayarak 20 milyar dolarlık döviz gelirine ulaşmayı öngörüyoruz. Bununla birlikte 2025 yılında dünyada gayrimenkul yatırımını çeken ilk 10 ülke arasında olduğumuz listede ilk 5’e girme hedefimiz var. En büyük rakibimiz Amerika, onu İngiltere, Kanada ve İspanya izliyor” diye konuştu.