Bu tür haberlerin bilimsel gerçeklikle ve tarımsal pratiklerle örtüşmediğini söyleyen TÜRKTOB Başkanı Hacı Ömer Güler, yanıltıcı bu haberlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek çiftçileri uyardı.
TÜRKTOB Başkanı Güler, söz konusu haberlerde siyez, peygamber, dallı, kara, kavlıca, karakılçık gibi yerel buğday çeşidi isimlendirmelerinin ön plana çıkarılarak bu yanlış algının pekiştirilmeye çalışıldığının ve bu tohumların verim özellikleri ile dane sayılarının abartıldığının altını çizdi.
"HAYAL SATANLARA İNANMAYIN!"
Güler, ‘’Bire 8 bin veren tohum diyorlar. Sadece buğdayda böyle bir tohuma sahip olsak, dünyanın süper gücü biz oluruz. Hayal satanlara inanan çiftçilerimiz hayal kırıklığına uğramasın, parasını kaptırmasın, emeğini boşa harcamasın. Hasat zamanı sadece saman ve sapla baş başa kalmasın. Haberlerde sözü edilen bu çeşitleriçin 7 bin yıl önceye gitmeye gerek yok, zaten araştırmacılarımızda, gen bankalarımızda bu çeşitler var. İstenildiği zaman çiftçi şartlarında üretimi yapılabiliyor. Yasak değil. Ancak bunun tohumunu ticari olarak satamazsınız. Bu haberler Türk tarımına zarar veriyor. Ayrıca bu kaçak satış ve tohum takasları yüzünden gerçek yerel çeşitler bulunamaz oldu. Tüm çeşitler birbirine karıştı. Genetik zenginliğimizi değerlendirdiğini söyleyen fırsatçılar aslında bu eşsiz zenginliğimiz bozuyor.’’ diye konuştu.
"TOHUMUN SAKLANACAĞI YER GEN BANKALARIDIR"
Tohumların biyolojik yapısı gereği, uzun süreler boyunca canlılıklarını korumalarının oldukça zor olduğunu, binlerce yıl boyunca uygun koşullarda saklanmayan tohumların çimlenme kapasitesini korumasının ise imkânsız olduğunu kaydeden Güler, ‘’Tohumlar, nem, sıcaklık ve ışık gibi çevresel faktörlere karşı son derece hassastır. Bu nedenle, birkaç yüz yıl hatta onlarca yıl boyunca bile canlı kalmaları, özel koruma yöntemleri kullanılmadığı ve yenileme yani yeniden ekim yapılmadığı takdirde mümkün değildir. Tohumun saklanacağı yer gen bankalarıdır.’’ dedi.
ESKİ TOHUMLAR HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMA!
TÜRKTOB Başkanı Güler, bu tür haberlerde genellikle arkeolojik kazılarda bulunduğu ve çimlendiği iddia edilen tohumların gündeme geldiğini hatırlatarak, ‘’Arkeolojik kazılarda bulunduğu, sandıklardan veya küplerden çıktığı söylenen eski tohumlar, geçmiş bitki türleri hakkında bilgi sağlayabilir. Ancak, bu tohumların çimlenebileceği ve modern tarımda kullanılabileceği iddiaları yanlıştır. Bilim insanları, bu tohumların genetik materyallerini inceleyerek bitki evrimini ve tarihini araştırıyor ve yeni çeşitlerin geliştirilmesinde yani bitki ıslahında kullanıyorlar. Fakat bu, tohumların binlerce yıl sonra halâ canlı olabileceği anlamına gelmez.’’ dedi.
Güler, ‘’Modern tarım, yüksek verimlilik ve dayanıklılık gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle, sertifikalı tohumlar, modern tarımın gereksinimlerini karşılayacak şekilde üretilir, sürekli olarak bitki ıslahı ile iyileştirilir ve belirli bir raf ömrü içerisinde en uygun koşullarda saklanır. Bu nedenle, yüzlerce, binlerce yıllık tohumların modern tarımda kullanılması ekonomik açıdan da mantıksızdır.’’ ifadelerini kullandı.
TÜRKTOB Başkanı Güler, ‘’ Hiç bir yetkisi olmayan insanlar köylerde tohum topluyor. Buna bir dur diyelim. Çiftçilerimiz dolandırıcılara kanmasın. Fırsatçılar çiftçimizin emeği ile oynuyor.” şeklinde devam etti.
Tohumların saklanma ve çimlenme koşulları hakkında daha fazla bilgi sahibi olunmasının bu tür yanıltıcı haberlerin yayılmasını önleyeceğini vurgulayan Güler, modern tarımın gereksinimlerini karşılayacak şekilde geliştirilen ve saklanan tohumların, şimdi ve gelecekte tarımsal üretimin temelini oluşturacağını söyledi.
‘’Geçmişten gelen mirasımızı, modern tarım teknikleri ve bilimsel araştırmalarla geleceğe taşımak, tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.’’ diyen TÜRKTOB Başkanı Hacı Ömer Güler, modern tohumculuk endüstrisinin, sürekli gelişim ve inovasyonla, artan sertifikalı tohum üretimiyle tarımsal verimliliği artırmaya devam edeceğinin altını çizdi.