ANKARA (İGFA) - Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasıyla yaşanan olayların ardından, dünya genelinde siber tehditlerin bir kez daha gündeme taşındığını belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakan Abdulkadir Uraloğlu, bu süreçte Türkiye'nin siber kalesi Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) çalışmalarının da bu bakımdan stratejik önemde olduğunu vurguladı.
Bakan Uraloğlu, 2013 yılında kurulan USOM’un Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde faaliyete geçerek siber güvenlik çalışmalarını hızlandırdığını ifade ederek, “Haberleşme sistemlerinin ve ulusal siber güvenliğin sağlanması son yıllarda hızla değişen ve tehditlerle dolu dijital dünyada stratejik önem taşıyor. Bu kapsamda, kritik altyapıların güvenliği, kişisel verilerin korunması, ulusal savunma kabiliyetinin artırılması ve dijital ekonominin büyütülmesi gibi çok yönlü çalışmalar yapılıyor. BTK'nin bu alandaki çabaları, Türkiye'nin siber güvenlik konusundaki pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlayan stratejik bir çerçeveyi temsil ediyor.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin siber kalesi USOM tarafından siber güvenlik alanında oluşabilecek zafiyetlerinin önüne geçildiğini ifade eden Uraloğlu, "USOM bünyesinde 2 bin 300'e yakın Siber Olaylara Müdahale Ekibi (SOME), 7 bin 859 uzman personel ve 400 ulusal siber olaylara müdahale merkezi personeli bulunuyor. Anlık olarak 17 milyon IP adresini siber güvenlik zafiyetlerine karşı sürekli tarıyoruz. Merkez tarafından her gün 422 büyük saldırı, 11 milyon zararlı erişim isteği engelleniyor. Bu kapsamda geçen yıl 140 bin büyük saldırının önüne geçtik.” diye konuştu.
USOM’un ayrıca telefon operatörleriyle de siber savunmada iş birliği yaptığını belirten Uraloğlu, siber kapasite inşası kapsamında verilen eğitimler, düzenlenen yarışmalar ve tatbikatlarla siber olaylara hazırlık seviyesini sürekli artırdıklarını bildirdi. Bakan Uraloğlu, USOM bünyesinde yürütülen çalışmalar ve geliştirilen projelerle siber tehditlerin en hızlı şekilde tespit edilerek uyarı üretme ve engellemeye yönelik teknolojik tedbirlerin alınmasını da amaçladıklarını söyleyerek, “Elektronik haberleşme altyapısı ve diğer kritik altyapıları siber tehditlere karşı koruyoruz. Teknolojik tedbirlerle siber olaylara yönelik hızlı tespit ve erken müdahale imkanları geliştiriyoruz. Tehdit istihbaratıyla siber güvenlik istihbaratı edinimi ve üretimi, ulusal ve uluslararası paydaşlarla iki taraflı bilgi paylaşımı, koordinasyon çalışmaları yapıyoruz. Kritik altyapıların korunması için düzenleme, denetleme, izleme, zafiyet tarama çalışmalarını da yürütüyoruz.” dedi.
“ZARARLI İÇERİKLERİ ENGELLEMEK ADINA YERLİ VE MİLLİ PROJELER GELİŞTİRDİK”
Bakan Uraloğlu, zararlı içerikleri engellemek adına yerli ve milli projeler de geliştirdiklerini belirterek, “Çalışmalar kapsamında, tamamen kurumsal iç kaynaklarla geliştirilen yerli ve milli Avcı, Azad, Kasırga ve Atmaca projeleri ulusal siber güvenliğe önemli katkılar sağlıyor. Avcı, zararlı yazılım bulaşmış sistemlerin tespitini gerçekleştirirken Azad ise yapay zeka kullanılarak, botnetlere dahil olmuş köle bilgisayarların tespitine yönelik çalışmalar yapıyor. Kasırga, kamu kurumlarıyla kritik altyapılar olmak üzere ülkenin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması yaparak hizmet sürekliliğini sağlıyor. Atmaca ile de yüzlerce zafiyete ait alt risk proaktif şekilde engelleniyor.” diye konuştu. Uraloğlu, projelerin yanı sıra siber güvenlik alanında uzmanların yetiştirilmesini sağladıklarını anlatarak, “İnsan kaynağını geliştirmek için hayata geçirdiğimiz Fetih Projesi kapsamında oluşturulan uygulamalı siber güvenlik eğitim laboratuvarı, katılımcılara gerçek dünya senaryolarında siber güvenlik testleri yapma ve yeteneklerini geliştirme imkanı sunuyor.” ifadelerini kullandı.