Psikolog Cumali Aydın, Türkiye Ajansı'na bayramların aile ve sosyal ilişkiler üzerindeki önemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Sosyal izolasyon bayramları kısıtladı
Pandeminin hayatımızda pek çok alanı etkilediğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, yaklaşan Kurban Bayramı’nın normalleşilen dönemde kutlanacağına dikkat çekti. Pandemiden en çok etkilenen alanların başında sosyal yaşamın geldiğini kaydeden Cumali Aydın, bayramların da bu durumdan payını aldığını söyledi.
Pandemi bayram coşkusunu kısıtladı
Özellikle kapanma ve sosyal izolasyonla birlikte sevdiklerimizle bir araya gelemediğimizi hatırlatan Cumali Aydın, şunları söyledi:
“Fiziksel olarak temas edip sarılamadık hatta tokalaşamadık, yalnızca internet platformlarıyla ya da sosyal mesafeye dikkat ederek birbirimizle vakit geçirdik. Bu durumu yönetebilmek günlük hayatta bizi pek çok zaman zorladı özellikle de en zor tolere edebildiğimiz zamanlar bayramlardı. Çünkü bayramlarda sevdiklerimizle bir araya geldiğimizde birbirimizi öper, tokalaşır ve sarılırdık. Pandemiyle birlikte sevdiklerimizi ve kendimizi koruma amacı, bizi birtakım kısıtlamalara zorladı. Akabinde bu kısıtlamalar bayram coşkusunun da derin yaşanabilmesini zorlaştırdı. İnternet üzerinden ya da sosyal mesafeye dikkat edip bayramlaşabilsek de bayramları eskisi gibi yaşayamamanın burukluğu hep içimizde yer etti.”
Bayramlar ‘biz’ olabilmeyi öğretiyor
Bayram günlerinin dayanışmayı, saygıyı, sevgiyi, paylaşmayı ve hayatlara dokunmayı öğrettiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bayramlar, bencilliği değil, biz olabilmeyi ve biz içinde ben olabilmeyi öğretir. Bayramlarda sevdiklerimize sevgimizi gösterme amacının dışında başka amaçlar taşımaksızın yapılan buluşmaların bize ve sevdiklerimize hissettirdikleri duygular bambaşkadır. Çünkü bu buluşmalar ve bu buluşmaların arkasındaki halisane niyetler bizleri ve sevdiklerimizi çok değerli hissettirir.” dedi.
Bayramları ‘kazan, kazan’ günleri olarak görebiliriz
Ruhumuzun doyması için gerekli olan unsurlardan “değerli olmak ve sevildiğini hissetmenin” duygularını yaşamamızı sağladığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Böylece yoğun bir duygusal doyum yaşarız. Sadece biz değil sevdiklerimiz de aynı durumu yaşar. Kısacası verirken alırız. Sevdikçe seviliriz, değer verdikçe değerli hissederiz. Bu durum aslında küçük gibi görünen birtakım davranışların etkisini hiç de hafife almamız gerektiğini bize öğretir. Tıpkı kelebek etkisinde olduğu gibi ufak bir sevgi hamlesi tüm toplumda sevginin yayılmasını sağlayacaktır. Böylece yalnızca bireylerin değil, bireylerden oluşan toplumun da ruhu doyacaktır. Toplumun kanayan ya da bozulmaya başlamış yönleri onarılmaya başlayacaktır. Özetle bayramları bireylerin ve toplumun huzuru açısından kazan kazan günleri olarak görebiliriz.” diye konuştu.
Pandemiye karşı dikkatli olunmalı
Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, son zamanlarda vaka sayılarının düşmesi ve pandeminin önceki zamanlarda olduğu kadar tehdit olmaktan çıkmasıyla birlikte pek çok kısıtlamanın yerini normalleşmeye bırakmaya başladığını hatırlattı ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu durum bayramların da tıpkı eskisi gibi olacağı heyecanını yaşattı. Her ne kadar tehlike tamamen ortadan kalkmamış olsa da eskisi kadar durumun kritik olmadığını söylemek mümkün. Ancak pandeminin tekrardan dalgalar halinde yayılmasını engellemek için dikkatli olmakta fayda var. Ellerin sıkça dezenfekte edilmesi, kalabalık biçimde aynı odada uzun süre kalınmaması, odaların sıkça havalandırılması ve riskli gruba giren kişiler varsa maske takılması gibi hususlara dikkat etmek gerekiyor. Bu zamanlarda kısa vadeli değil uzun vadeli hedefler hayat kurtarıcıdır. Bayramlar telafi edilebilir ancak giden sağlık ya da yakınlarımızın kaybı telafi edilemeyen durumlardır.”