Havaların iyice ısındığı ve buharlaşmadan faydalandıkları haziran ayında köylerindeki tesislerde mesailerine başlayan yöre halkı, ilk önce motor yardımıyla kuyularda biriktirdikleri tuzlu suyu işletmelerdeki ana havuzlara tahliye ediyor.
Bu sayede suyu ağır maddelerinden arındıran üreticiler, daha sonra ana havuzdaki suları borularla asıl tuz üretiminin yapılacağı küçük havuzlara aktarıyor.
Birkaç günlük bekleyişin ardından suyun buharlaşmasıyla oluşan kristal halindeki tuz, kavurucu sıcakta üreticiler tarafından küreklerle bir araya toplanıyor.
Yaklaşık 200 yıldır bölgede tuz üretimi yapan yöre halkı, köylerindeki her bir tesiste 15-20 kişiye de istihdam sağlıyor.
Güneşin etkisiyle iyice kuruyan tuz, üreticiler tarafından torbalara bırakılarak kilogramı 20 liradan il merkezi ve çevre illerde satışa sunuluyor.
Tuz üreticilerinden Mehmet Arslan, tuz üretimi için 11 metre derinliğe sondaj vurduklarını söyledi.
Yeraltından çıkan tuzlu suyu motorla depoda biriktirdiklerini belirten Arslan, şöyle konuştu:
"Ana havuzda bir süre beklettiğimiz tuzlu suyu küçük havuzlara tahliye ediyoruz. Bu havuzlardaki suyun buharlaşmasıyla geriye tuz kalıyor. Belirli aralıklarla da tuzları küreklerle bir araya topluyoruz. Bir gün boyunca da tuzun kurutma işlemi oluyor ve toplayıp torbalıyoruz. Havalar ne kadar sıcak olursa havuzlardaki su daha hızlı buharlaşıyor. Bu sayede de tuz üretimi hızlanıyor ve 4 günde ürettiğimiz ürün 2 günde ortaya çıkıyor."
"Yıllık ortalama 200-270 ton arası tuz çıkıyor"
Göneli tuzlası pazarlama sorumlusu Turan Kahraman da Pülümür'de üretilen tuzun Türkiye'nin her yerine satıldığını söyledi.
İşletmelerinde 70 tuz havuzunun olduğunu aktaran Kahraman, "Hava şartları uygun giderse eğer havuzlarda yıllık ortalama 200-270 ton arası tuz üretiliyor." dedi.
Tüketici Şükrü Eren de sağlıklı olduğu için her yıl Pülümür tuzunu satın aldığını ve yemeklere ayrı bir lezzet kattığını anlattı.