Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın, Cumhurbaşkanlığı'nda bizim kazanmamız şarttır." dedi.
ATO Congresium'da partisinin "Önceki Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede pek çok konuda olduğu gibi siyasi değerlendirmeler hususunda da akıl ve vicdanın bir kenara bırakıldığını, ideolojik saplantıların, kör husumetlerin, sanal kabullerin ön plana çıktığını belirtti.
Ülke ve milletin kazanımlarının sırf kendilerine ve partilerine fayda getireceği için üzüntü duyan, buna karşılık ülke ve milletin yaşadığı her sıkıntıyı aynı gaye ile sevinçle karşılayan bir güruhun peydah olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye işgale uğrarsa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu biz bir asır öncesindeki kibarca manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilen emperyalist uşaklığından tanıyoruz. İnşallah meydanı başkalarının çöpüne hayranlık duyup kendi ülkelerinin güzelliklerine öfkeyle saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız." diye konuştu.
- 2023 seçimleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2023 Haziran'da yapılacak, yakın tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlandığına işaret etti.
Türkiye'nin, belediyelerle birlikte başlattıkları takdirde neredeyse son 30 yılına damgasını vurmuş bir hareket olarak bu seçimin anlamını en iyi kendilerinin bildiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vesayet güçleriyle, terör örgütleriyle, darbecilerle, siyasi ve ekonomik tetikçilerle adeta boğuşarak geldiğimiz yer, sadece bizim değil, ülkenin ve milletin gelecek bir asrını belirleyecek derecede mühimdir. Siyasi hayatımızın her günü, milli iradenin üstünlüğünü tesis için canhıraş bir mücadeleyle geçti. Aynı şekilde belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde ülkemizin asırlara sari geri kalmışlığının, milletimizin ihmal edilmişliğinin telafisi için gece gündüz çalıştık. Bugün Türkiye'nin demokratik standartları da eser ve hizmet alt yapısı da hamdolsun gelişmiş ülkeler ile boy ölçüşecek seviyededir. Yaşanan her gelişme bu gerçeği görmek istemeyen gözlerin, duymak istemeyen kulakların, Hakk'ı söylemek istemeyen dillerin bile inkar edemeyeceği bir hakikat olarak tekrar tekrar ortaya koymaktadır."
- Küresel krizler
Erdoğan, geçmişte bu ülkenin ayağa kalkmasını, darbe ve vesayet araçlarıyla yürütülen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik geri kalmışlıkla engelleyenlerin kozlarını, sabırlı bir mücadeleyle birer birer ellerinden aldıklarını dile getirdi.
Artık kendi vizyonunu belirleyen, bu doğrultuda gereken adımları kararlılıkla atan bir Türkiye'nin olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten sosyal desteklere kadar her alanda sahip olduğu güçlü alt yapıyla hedeflerine kilitlenen bir Türkiye var, siz varsınız. Küresel finans krizi, küresel sağlık krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi dünyada yaşanan zorlu sınamalar, Türkiye'nin sahip olduğu bu gücü daha değerli ve anlamlı hale getirmiştir. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasındaki seçkin yerini almaya her zamankinden daha yakındır." diye konuştu.
- Hayat pahalılığı
"Elbette sıkıntılar, sancılar, ödediğimiz bedeller mevcut. Özellikle ekonomide son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının insanlarımızın belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz, ekonomimizi mahvetme tehdidiyle büyük bir saldırıya maruz kaldığımız 2018 yılındaki yol ayrımında tarihi bir tercihte bulunduk. Bu, ülkemizin imkanlarını finansal illüzyonlarda değil istihdamı artırmak için kullanma tercihidir. İşte bu anlayışla asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar sabit kazançlıların gelir seviyelerini artırarak yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz hafta çıkan bir kanunla belediye başkanlarımızın maaşlarında yaptığımız iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan, dünyanın resesyonun eşiğinde bulunmasının ülkeyi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programı'nın ne kadar isabetli olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Belki insanlarımızın alım güçleri, yüksek enflasyon sebebiyle bir miktar düştü ama kimseyi işsiz bırakmadık, aç, açıkta bırakmadık. İnşallah önümüzdeki şubat, mart aylarıyla enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz. Hiç şüphesiz insanların siyasi tercihlerinde ekonomi önemli bir belirleyicidir ama asla tek belirleyici değildir. Biz milletimize gece gündüz şu üç konuyu anlatacağız. Birincisi; 20 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizdir. Ülkemize sağladığımız, demokratik ve ekonomik kazanımları eskiyle mukayeseli bir şekilde ortaya koyarak hafızaları sürekli canlı tutmalıyız. İkinci olarak, bu altyapıyla ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılandığı bir süreçte Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik, biz getirebiliriz. Üçüncüsü, karşımızdaki güruhun ülkemizin ve her bir insanımızın geleceğine nasıl bir zarar verebileceğini, arkadaşlar, hep beraber biz anlatacağız."
- NATO Liderler Zirvesi'ndeki kazanımlar
Koalisyon dönemlerinin Türkiye'ye maliyetiyle, bölgedeki devletlerin güçlü yönetim eksikliği sebebiyle ödediği acı bedellerin ortada olduğunu anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"İşte en son herhalde NATO Zirvesi'ni izlediniz. Zirvede, kimlerle neyi, nasıl konuştuğumuzu herhalde takip ettiniz. Bütün bunlarla beraber, eğitilip donatılan on binlerce PKK, YPG ve FETÖ teröristlerinin sınırlarımız dibinde beklediği, dünyanın dört bir yanında saldırmak için sinsice hazırlık yaptığı, birilerinin de FETÖ'cü alçaklar ile fotoğraf vermek için adeta sıraya girdiği, Türkiye'yi Suriye'den de Ukrayna'dan da beter etmek isteyenlerin ellerini ovuşturduğu çok kritik bir dönemden geçiyoruz.
NATO'nun kayıtlarına PKK girmiştir, YPG girmiştir, PYD girmiştir ama hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir. Bugüne kadar Sadece Avrupa Birliği kayıtlarında olan PKK artık sadece Avrupa Birliği kayıtlarında değil. Şimdi onunla birlikte PYD/YPG ve FETÖ bunlar da NATO'nun kayıtlarına girmek suretiyle gerçek anlamda terör örgütleri kimlermiş, bunlar şimdi NATO'nun resmi kayıtlarında yerini almıştır."
"Sayın Cumhurbaşkanı bu nasıl oldu?" diye sorulabileceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz gerek NATO genel sekreterine gerek diğer cumhurbaşkanı ve başbakana 'Bizim kırmızı çizgimizdir.' bunlar dedik. 'Bu kayıtlara, PYD/YPG ve FETÖ bu kayıtlara girecek, girmediği takdirde kusura bakmayın biz bu imzayı atmayız.' dedik. Onlar da bunu kabul etmek zorunda kaldılar ve böylece bu artık NATO'nun kayıtlarına girdi. Türkiye'de, ileri geri, şöyle böyle konuşmanın hiçbir anlamı yok. Kimseyi aldatamazsınız. Artık NATO'nun hemen kayıtlarını açarsınız ve o kayıtlarda bunları çok açık, net görürsünüz. Gizli bir şey artık kalmadı. Her şey ortada. NATO Zirvesi'nde 3 dakikada, ekranda Türkiye'deki teröristlerin İsveç, Finlandiya, Hollanda, Almanya, İtalya, yani dünyanın değişik ülkelerinde, bunların nasıl cirit attığını bütün liderlere gösterdik."
- "2023'te herhangi bir kazaya meydan verilmemesini temin edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin yönetimindeki en küçük bir zafiyetin millete çok ağır bedelleri olacağını belirterek, "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın, Cumhurbaşkanlığı'nda bizim kazanmamız şarttır. Kendimizle birlikte evlatlarımızın ve onların çocuklarının geleceği için bu imtihanı da başarıyla vermeye mecburuz. Bunların muhasebesini ve murakabesini çeşitli zeminlerde beraberce yaptık ve yapıyoruz. Ama 2023 seçimleri tüm bunların ötesinde bir anlama, öneme, hassasiyete sahiptir. Bu seçim; kızgınlıkla, kırgınlıkla, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, artık dünün Türkiye'si olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Siyasi gücümüzle, diplomatik etkinliğimizle, ekonomik büyüklüğümüzle, eser ve hizmet altyapımızla çok ileri ve farklı bir yerdeyiz. Daha açık bir ifadeyle, artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden kaybedeceğimiz tek hazinemiz, vaktimizdi. Ödediğimiz tek bedel, zaten sahip olmadığımız özgürlük ve refah umudumuzu ertelemekti. Şimdi ise 2023'te yanlış bir tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimiz ile bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatımızı tehlikeye atmış olacağız. Bu gerçekleri önce kendi arkadaşlarımıza, onlarla birlikte halka halka milletimizin her bir ferdine anlatarak, 2023'te herhangi bir kazaya meydan verilmemesini temin edeceğiz.
Bizim hakkı, hakikati, muhabbeti dile getirdiğimiz her yerde muhalefetin yalanlarıyla, iftiralarıyla, çarpıtmalarıyla, hezeyanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız. Sizlerden, hanenizden başlayarak oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, iş yerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende, dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, gayretimizi artırsın."
- Notlar
Toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da katıldı.
Toplantı sonunda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.
(Bitti)