Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Nurkalem, Johannesburg Witwatersrand Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:
“Araştırma kapsamında, psiko-sosyal faktörlerin kalp krizi geçirme riskine yol açma ihtimalini incelemek için Johannesburg’taki büyük bir devlet hastanesine kalp krizi nedeniyle başvuran 106 hasta incelendi.
Araştırmacılar aynı zamanda katılımcılarla yaş, cinsiyet ve ırk bakımından eşleşen 106 kişilik bir kontrol grubunu da incelemeye aldılar. Katılımcılardan, depresyon, anksiyete, stres, işe bağlı stres ve mali stres ile ilgili soruların olduğu psikolojik sağlıklarını sorgulayan bir anket doldurmaları istendi.
Katılımcıların verdikleri yanıtlar dört kategoride gruplandırıldı:
Mali stresi olmayanlar; hafif mali stresi olanlar; orta seviyede mali stresi olanlar; önemli ölçüde mali stresi olanlar. Hafif mali stres grubu, belirli bir geliri olan fakat ilave mali desteğe ihtiyacı olanları göstermektedir. Orta seviyede mali stres kategorisi, geliri olan ancak mali sıkıntıda olanları göstermektedir. Geliri olmayanlar ve zaman zaman temel ihtiyaçları karşılamada sıkıntı çekenler ise önemli mali stres yaşayanlar kategorisini oluşturmaktadır.
Araştırmacılar, iki grubun puanları ile kalp krizi görülme sıklığı arasındaki korelasyonu hesapladılar. Kalp krizi geçirenlerin yüzde 96’sı bir miktar stres yaşadığını; yüzde 40’ı ciddi düzeyde stres yaşadıklarını bildirdi. Ciddi mali sıkıntı yaşadıklarını belirten kişilerde kalp krizi geçirme riski, çok az stres yaşayan ya da hiç yaşamayanlardan 13 kat daha fazla bulunmuştur. İşle ilgili orta düzeyde stres yaşayanların kalp krizi geçirme ihtimali ise 5,6 kat daha yüksek çıktı. Buna ek olarak geçen ay hafif, orta düzeyde ya da ciddi depresyon yaşayan kişilerde kalp krizi geçirme ihtimali 3 kat daha fazla bulundu.
Ne Yapmalı?
Depresyondaki kalp hastalarının daha büyük risk altında olduğunu biliyoruz. Onların uygun müdahalede bulunmak üzere sevk edilebilmesi için çok daha erken teşhis etmemiz gerekiyor. Danışmanlık ve güvence ile kardiyak rehabilitasyon da önemli bir rol oynuyor. Hastalara genellikle kalp krizinden sonra stres danışmanlığı verilmekte. Oysa kriz yaşanmadan önce bu hizmet verilmeli. Genel fiziksel muayene sırasında stres, depresyon ya da anksiyete hakkında daha çok soru sormalıyız. Bu tıpkı sigara kullanımını sormak gibi rutin bir uygulama haline gelmelidir.”