Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının belli düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Hareketsiz yaşam şekli, fiziksel aktivite azlığı ve çalışma koşulları ile özellikle günümüzde kilo problemi çoğu insan için önemli bir sorun haline gelmektedir. Başarısız sonuçlanan diyetler, diyetisyen başvuruları ve çeşitli yöntemlere rağmen istenen sonucun elde edilememesi bariatrik (obezite) cerrahisini akla getirmektedir. Cerrahi yöntemlerle başarı oranlarının yüksekliği göz önüne alındığında ise hangi hastalar ne zaman cerrahiye başvurmalı sorusu önem arzeder. Öncelikle cerrahi müdahalenin multidisipliner yaklaşımla değerlendirilmesinin önemi büyüktür.
Ameliyat sonrası komplikasyonlar da göz önüne alındığında, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü cerrahi hasta seçiminin için de bir ruh hekimine ulaşımının da olduğu multidisipliner bir ekip tarafından yapılmasını önermiştir. Obezite ve psikiyatrik bozukluklar arasında neden sonuç ilişkisini irdeleyen birçok çalışma yapılmıştır . Yaşam boyu duygu durum veya anksiyete bozuklukları varlığının, hastaların cerrahi sonrasında daha az miktarda kilo vermeleri ile ilişkisini ortaya koymuştur. Benzer yönde depresyon gibi hastalıkların iştah artışı ve kilo sorunu yaratabildiğini bilmekteyiz. Psikiyatrik değerlendirme ile özellikle altta yatan ruhsal bir hastalık olup olmadığı bunun kilo ile ilişkisi irdelenmelidir. Yeme bozuklukları bu hasta grubunda ayırt edilmeli, gerekirse tedavi sonrası tekrar değerlendirme yapılmalıdır. Ameliyat sonrası özellikle ilk bir yıl kilo kaybının en hızlı olduğu dönemdir, ilk bir yıl balayı dönemi olarak tanımlanır. Birinci yıldan sonra kilo kaybının yavaşladığı, hatta ikinci yıldan sonra %20 oranında yeniden kilo almanın olduğu bildirilmiştir. Ameliyat öncesi olduğu kadar ameliyat sonrası da psikiyatrik destek sağlanmalı, gerekli müdahalelerle tekrar kilo artışı önlenmelidir. Şu bir gerçek ki diyet spor veya cerrahi operasyon, hangi yöntemle kilo sorununu giderirsek giderelim bunu davranış değişikliği ve yaşam tarzımız haline getirmez isek tekrar kilo almamız kaçınılmaz son olacaktır. Ameliyat sonrası ilk 1 yıl bunun için hastalara önemli bir şans vermektedir. Bu 1 yıl boyunca yeme düzeni ve alışkanlıklarını uygun bir şekilde düzenlememiz gereklidir.
Yaşam Kalitesini Artırmak Çok Önemli
Unutmamız gereken bir diğer durum ise hastaların ameliyattan beklentisidir. Kolaya kaçma veya hiç uğraşmadan sadece ameliyatla bu sorundan kurtulmak mümkün olmayacaktır. Obez olmak insanların yaşam kalitesini ciddi anlamda etkiler. Gerek stigmatizyon dediğimiz etiketleyici yani gerek hareket kısıtlılığı ile kişinin ruh sağlığı için önemli bir durumdur. Ayırımcılık , sosyal izolasyon (mobilize olma güçlüğü) özbakım için gerekli faaliyetlerde zorlanma kişilerin ruh sağlığını etkiler. Hastaların cerrahi işlem öncesi ve sonrasında bir psikiyatri hekimine yönlendirilerek rutin olarak değerlendirilmeleri ve gerekli olguların tedavi ve izleme sürecine alınması gerekmektedir. Beden sağlığı ve ruh sağlığı biribirinden ayrılmaz bir bütündür. Bunu göz önüne alırsak başarı ihtimali de artacaktır.