Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erbil Ünsal ve İzmir Biyotıp ve Genom Merkezinde Araştırma Grup Lideri olan Dr. Arif Engin Çetin'in TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü proje, başarıyla sonuçlandı.
"FMF" (Familial Mediterranean Fever) adıyla da bilinen, tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı atakları nedeniyle hastaların yaşam kalitesini düşüren Ailevi Akdeniz Ateşi'nin hızla tespit edilerek tedavisine başlanması için kan örneğinden optik teknolojilerle teşhis yapabilen cihaz ve sistem geliştirildi.
Prof. Dr. Erbil Ünsal, Türkiye'de sık görülen genetik hastalıklardan Ailevi Akdeniz Ateşi'nin kesin tanısının genetik incelemelerle mümkün olduğunu, bu incelemenin de 3-4 aydan kısa sürede sonuçlanmadığını belirtti.
Bu bekleme sürecini azaltmak üzere yola çıktıklarını, hastalığın temelini oluşturan proteini genetik incelemelerin yanında kan örneğinin incelenmesi yoluyla da saptamayı başardıklarını anlatan Ünsal, yarım saatte sonuç veren bu teknoloji sayesinde hastalara ilaç tedavisine daha hızı başlanabileceğini kaydetti.
Hastalığın erken tanısının çok önemli olduğunu vurgulayan Ünsal, "Bu hastalıkta tanı gecikirse hastalık ataklarıyla biriken ve vücuttan atılamayan amiloid proteini, hasar bırakıyor. Erken tanı olursa tedaviyi kolaylaştırırız. Geliştirdiğimiz teknoloji sadece hastalığın atak zamanlarında değil, her zaman alınan kan örnekleriyle sonuca ulaşabiliyor." diye konuştu.
"Hastalığın tanısında önemli bir başarı"
Dr. Arif Engin Çetin ise geliştirdikleri teknolojinin yazılım ve donanımı konusunda 2 yıldır çalışmalar yürüttüklerini, hasta uygulamalarının ardından geçen ay "FMF Tanı Platformu" isimli teknoloji ve cihaz için Türk Patent ve Marka Kurumuna patent başvurusunda bulunduklarını söyledi.
Teknolojinin, kan örneğinin bulunduğu çipe verilen ışığın optik özelliklerindeki değişimin analiz edilmesiyle çalıştığını belirten Çetin, kanda bulunan "pyrin" proteinindeki değişimler tespit edilerek sonuca ulaşıldığını kaydetti.
Çetin, bu teknolojiyle testlerin çok kısa sürede sonuçlanabildiğini, genetik testlere göre düşük maliyetle teşhis yapılabildiğini dile getirdi.
Hastalık teşhisinde kullanılan genetik testlerin yabancı kaynaklı teknolojiler kullanılarak geliştirildiğine işaret eden Çetin, "Özellikle Türk hekimleriyle çalışmak büyük bir gurur benim için. Ülkemiz şartlarında geliştirdiğimiz teknoloji, bu hastalığın tanısında önemli bir başarı. Teknolojinin kullanılması için uzun süreçler lazım. Teknolojinin hasta örnekleriyle uzun süre test edilmesi gerekiyor. Bunu medikal bir ürün haline getirirsek Türkiye'de önemli bir hastalık olan Ailevi Akdeniz Ateşi'nin insanların yaşam kalitesini düşürmesini önleyeceğiz." diye konuştu.
Çetin, patent sürecinin tamamlanmasının ardından en geç 2 yıl içinde teknolojinin uygulamaya geçmesinin planlandığını sözlerine ekledi.