Galatasaray geçtiğimiz yıllarda böyle tek farklı önde götürdüğü maçlarda gol yiyerek çok zor pozisyonlara düşüyordu. Onun için bu maçta sonlara doğru gol yememek için top yekün mücadele ediyorlar. Eskiye göre aradaki tek fark bu! Şu bir gerçek; ne kadar iyi antrenman, ne kadar fazla hazırlık maçı yaparsan yap, gerçek karşılaşmanın sana verdiği maç gücünü ve havasını bulamazsın. Nitekim bu Galatasaray da net şekilde göründü. Mertens'in olmaması da Galatasaray'ın ritmini düşürmüş. Onun için oyunu yavaşlatıyor diyenler, dünkü maçı bir kez daha izlesinler. Mertens'li Galatasaray ile Mertens'siz Galatasaray arasındaki farkı görürler.
Şu da ayrı bir gerçek. Büyük takım küçük takım olayı yavaş yavaş Türkiye'de kapanıyor. Onun için de, 'yarım sıfır' da önde olsan, bu maçı bitirmeye gayret edeceksin. Çünkü yarın sıfıra da, kazanılan bir üç puan var. Bazı yorumlarda Galatasaray'ın galibiyet rekoru kıracağı söyleniyordu. Ortaya konan bu futbolda onun da tesiri var söylemini kabul etmiyorum. Hakeme fazla bir iş düşmedi. Sadece ikinci yarının başında Lucas Torreira'nın Tırpan'a yaptığı müdahale sonrası gördüğü bir sarı kart var. Kırmızı olur muydu? İyi bakmak lazım, tartışmaya açık.