REHA KAPSAL - KÖTÜ MÜHENDİSLİK
Zor günler geçirdiğimiz bu dönemde ilk maçta alınan galibiyet hem ülkemize moral olduğu gibi rövanş maçında da bordo-mavililerin turu atlaması da bir nebze üzerimizdeki o stresi, keyifsizliği alması açısından çok önemliydi. Trabzonspor'un bu sene hem Süper Lig'de, hem de Avrupa macerasındaki en büyük sıkıntısı deplasmandaki alınan kötü sonuçlar ve buna Abdullah Avcı'nın çözüm üretememesiydi. Bordo-mavililerin kadro değeri Basel'in neredeyse 5 katı kadar. Hem rakibin oyuncu kalitesi, oyun kalitesi de Trabzonspor'un çok çok gerisinde.
Basel gibi bir takıma karşı Şampiyonlar Ligi play-off'undan elenip, UEFA Avrupa Ligi'nden Konferans Ligi'ne düştükten sonra turu geçememenin sanırım izahı olamaz. İlk yarıda Trabzonspor isteneni oynayamamasına rağmen Bakasetas ile penaltı kaçırdı. Sanırım benim gibi herkesin de düşüncesi de; acaba penaltıyı atabilecek miydi? Çünkü Trabzonspor kariyerinde attığı 14 penaltının 5'ini kaçırdı. Tabii burada maçın hakemi Mateu Lahoz'a değinmek gerekir. Verdiği ilk penaltıdan ikinci vermediği penaltı daha netti. Ve bu kararından neden döndüğünü sanırım ondan başka kimse anlamamıştır. Bordo-mavililerin net bir penaltısını göz göre göre yemiş oldu.
Trabzonspor güçsüz rakibine karşı pozisyon da üretse, saha içi organizasyonları, planları, oyun prensipleri yalnız bu maç özelinde değil sezonun genelinde de çok yetersizdi. Buna rağmen bordo-mavililerin, Basel gibi düşük kalibreli bir takıma karşı turu geçememesinin açıklanır bir yönü yok. Savunma kurgusu futbolda çok önemlidir ve şablonla da çok oynamamak gerekir. Oynarsanız da yenilen ilk gol gibi bunun sıkıntısını çok net görürsünüz. Stoper sağ bek oynuyor, sol bekin sağ bek başlaması gerekir, sağ stoperin de sol bek olması gerekir. Bu kadar savunma işinde çetrefilli bir dizilişle oynarsanız bir 45 dakikayı da çöpe atmış olursunuz. Trabzonspor'un yalnız Basel maçı üzerinden değil genel sezonu da değerlendirdiğimizde şu anda Süper Lig'de ve Avrupa'ya havlu atmış. Üç kulvardan tek elinde kalan bir kulvar, o da Türkiye Kupası duruyor. Bunun da en büyük sebebi çok detaylara takılı kalmadan çok net ve açık olarak sezon başı yüksek rakamlar ödeyerek yapılan yanlış oyuncu transferleri. Aynı bölgede oynayabilecek özellikte gereksiz çok oyuncu alındı. Bu kötü transfer mühendisliğiyle oluşturulan takımın hedeflere ulaşması imkansızdı.
REHA KAPSAL - KÖTÜ MÜHENDİSLİK
Zor günler geçirdiğimiz bu dönemde ilk maçta alınan galibiyet hem ülkemize moral olduğu gibi rövanş maçında da bordo-mavililerin turu atlaması da bir nebze üzerimizdeki o stresi, keyifsizliği alması açısından çok önemliydi. Trabzonspor'un bu sene hem Süper Lig'de, hem de Avrupa macerasındaki en büyük sıkıntısı deplasmandaki alınan kötü sonuçlar ve buna Abdullah Avcı'nın çözüm üretememesiydi. Bordo-mavililerin kadro değeri Basel'in neredeyse 5 katı kadar. Hem rakibin oyuncu kalitesi, oyun kalitesi de Trabzonspor'un çok çok gerisinde.
Basel gibi bir takıma karşı Şampiyonlar Ligi play-off'undan elenip, UEFA Avrupa Ligi'nden Konferans Ligi'ne düştükten sonra turu geçememenin sanırım izahı olamaz. İlk yarıda Trabzonspor isteneni oynayamamasına rağmen Bakasetas ile penaltı kaçırdı. Sanırım benim gibi herkesin de düşüncesi de; acaba penaltıyı atabilecek miydi? Çünkü Trabzonspor kariyerinde attığı 14 penaltının 5'ini kaçırdı. Tabii burada maçın hakemi Mateu Lahoz'a değinmek gerekir. Verdiği ilk penaltıdan ikinci vermediği penaltı daha netti. Ve bu kararından neden döndüğünü sanırım ondan başka kimse anlamamıştır. Bordo-mavililerin net bir penaltısını göz göre göre yemiş oldu.
Trabzonspor güçsüz rakibine karşı pozisyon da üretse, saha içi organizasyonları, planları, oyun prensipleri yalnız bu maç özelinde değil sezonun genelinde de çok yetersizdi. Buna rağmen bordo-mavililerin, Basel gibi düşük kalibreli bir takıma karşı turu geçememesinin açıklanır bir yönü yok. Savunma kurgusu futbolda çok önemlidir ve şablonla da çok oynamamak gerekir. Oynarsanız da yenilen ilk gol gibi bunun sıkıntısını çok net görürsünüz. Stoper sağ bek oynuyor, sol bekin sağ bek başlaması gerekir, sağ stoperin de sol bek olması gerekir. Bu kadar savunma işinde çetrefilli bir dizilişle oynarsanız bir 45 dakikayı da çöpe atmış olursunuz. Trabzonspor'un yalnız Basel maçı üzerinden değil genel sezonu da değerlendirdiğimizde şu anda Süper Lig'de ve Avrupa'ya havlu atmış. Üç kulvardan tek elinde kalan bir kulvar, o da Türkiye Kupası duruyor. Bunun da en büyük sebebi çok detaylara takılı kalmadan çok net ve açık olarak sezon başı yüksek rakamlar ödeyerek yapılan yanlış oyuncu transferleri. Aynı bölgede oynayabilecek özellikte gereksiz çok oyuncu alındı. Bu kötü transfer mühendisliğiyle oluşturulan takımın hedeflere ulaşması imkansızdı.
YUNUS EMRE SEL - HAKEM FAKTÖRÜ
Basel ev sahibi gelenekselliğinde, gücü ölçüsünde bir pozisyon almış. İlk maçta da böyleydi. Deplasmanda sergileyebileceği güce, reaksiyona göre pozisyon almışlar, ona göre oynamaya çalışmışlardı. Evlerindeki maçta biraz daha sürprizlere açık görüntü verdiler. Belki baskıyla, hücum oyunuyla değil ama sertlikle (Ve hakemin bu sertliğe gösterdiği manasız müsamaha ile) ev sahibi olduklarını hissettirdiler. Trabzonspor rakip kaleyi, tıpkı Basel gibi, gücü ölçüsünde zorladı. Penaltı kazandı, kaçırdı. Bir tarafta 40.000.000 €'luk maaş bütçesiyle rakibi çözmeye çalışan Trabzonspor, bir tarafta 12.500.000'luk maaş bütçesiyle eski günlerini arayan Basel...
İkinci yarı Peres-Hugo değişikliğiyle başladı. Trabzonspor Peres'in de dahil olduğu bir hücumda neyi eksik yaptığını 5 dakikada gördü. Topun çabuk döndüğü, daha direkt paslarla rakip kaleye aktığı bu oyun... Trabzonspor ne zaman doğru tercihlerle çabuk oynasa, rakip kim olursa olsun üretiyor. Takip eden pozisyonlarda yine Gomez ve Abdülkadir'in pasında Trezeguet ile bulunan pozisyonlar hep bu hızlı oyunun neticesi. Fakat böyle bir oyunda Siopis tercihi ne kadar doğruydu, bu tartışmaya açık... Çünkü bu çabuklukta geri kazanılan toplarla süreklilik ister oyun. Bu sürekliliği sağlamak için de kazanılan topların doğru kullanımı çok önemli.
Dakikalar ilerledikçe Trabzonspor beklediği golü bulamayınca, Siopis'in ardından Doğucan'ı da oyundan aldı. Yerine tercih edilen oyuncuya bakıldığında, maç 1-0 bitse bile uzatmaya gidecekken bu riskin neden böyle bir dakikada alındığı izaha muhtaç duruyor. Sürekli sabırlı oyun merkezli bir anlayışta ısrar edip, sezonun gelinen nokta itibarıyla en kritik maçlarından birinde bu denli telaşla orta sahayı boşaltmaktaki amaç neydi acaba? Trabzonspor için hesaplaşma vakti. Yakıp yıkarak değil. Akıl koyarak... Yere sağlam basan, makul, mütevazı ve gerçekçi bir anlayışla yeni sezonu şekillendirme vakti.
YUNUS EMRE SEL - HAKEM FAKTÖRÜ
Basel ev sahibi gelenekselliğinde, gücü ölçüsünde bir pozisyon almış. İlk maçta da böyleydi. Deplasmanda sergileyebileceği güce, reaksiyona göre pozisyon almışlar, ona göre oynamaya çalışmışlardı. Evlerindeki maçta biraz daha sürprizlere açık görüntü verdiler. Belki baskıyla, hücum oyunuyla değil ama sertlikle (Ve hakemin bu sertliğe gösterdiği manasız müsamaha ile) ev sahibi olduklarını hissettirdiler. Trabzonspor rakip kaleyi, tıpkı Basel gibi, gücü ölçüsünde zorladı. Penaltı kazandı, kaçırdı. Bir tarafta 40.000.000 €'luk maaş bütçesiyle rakibi çözmeye çalışan Trabzonspor, bir tarafta 12.500.000'luk maaş bütçesiyle eski günlerini arayan Basel...
İkinci yarı Peres-Hugo değişikliğiyle başladı. Trabzonspor Peres'in de dahil olduğu bir hücumda neyi eksik yaptığını 5 dakikada gördü. Topun çabuk döndüğü, daha direkt paslarla rakip kaleye aktığı bu oyun... Trabzonspor ne zaman doğru tercihlerle çabuk oynasa, rakip kim olursa olsun üretiyor. Takip eden pozisyonlarda yine Gomez ve Abdülkadir'in pasında Trezeguet ile bulunan pozisyonlar hep bu hızlı oyunun neticesi. Fakat böyle bir oyunda Siopis tercihi ne kadar doğruydu, bu tartışmaya açık... Çünkü bu çabuklukta geri kazanılan toplarla süreklilik ister oyun. Bu sürekliliği sağlamak için de kazanılan topların doğru kullanımı çok önemli.
Dakikalar ilerledikçe Trabzonspor beklediği golü bulamayınca, Siopis'in ardından Doğucan'ı da oyundan aldı. Yerine tercih edilen oyuncuya bakıldığında, maç 1-0 bitse bile uzatmaya gidecekken bu riskin neden böyle bir dakikada alındığı izaha muhtaç duruyor. Sürekli sabırlı oyun merkezli bir anlayışta ısrar edip, sezonun gelinen nokta itibarıyla en kritik maçlarından birinde bu denli telaşla orta sahayı boşaltmaktaki amaç neydi acaba? Trabzonspor için hesaplaşma vakti. Yakıp yıkarak değil. Akıl koyarak... Yere sağlam basan, makul, mütevazı ve gerçekçi bir anlayışla yeni sezonu şekillendirme vakti.