Spor yazarları Fenerbahçe-Galatasaray derbisini değerlendirdi!

Spor Toto Süper Lig'in 18. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray Kadıköy'de kozlarını paylaştı. Sarı-kırmızılılar, mücadeleyi 3-0'lık skorla kazandı. Spor yazarları dev derbiyi çarpıcı sözlerle yorumladı. İşte o yazılar...

LEVENT TÜZEMEN - BURUK'UN ZAFERİ

Derbi için, "Galatasaraylı oyuncular öz güvenli ve psikolojik üstünlükle Kadıköy'e gidiyorlar. Lider olarak dönerler" demiştim ve yanılmadım. Kadıköy'deki muhteşem oyun, 3-0'lık skor Galatasaray'ın liderliği hak ettiğinin belgesiydi. Okan Buruk akıl kokan bir oyun planıyla hem Jorge Jesus'u taktik olarak alt etti hem de yönetimiyle birlikte Galatasaray'a tepeden bakan Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de dev bir zafere imza attı.

Galatasaray ekolünde yetişen ve oyuncu olarak sayısız başarılara imza atan Okan Buruk'u camiaya yakıştırmayanlar, hatta "Hoca değil" diyenlerin şimdi yüzleri utançtan kıpkırmızı olmuştur. Bu arada inanarak ve güvenerek Okan hocayı göreve getiren başkan Dursun Özbek ile ekibini de kutlamak gerekir.

Galatasaray taraftarının olmadığı derbide Galatasaraylı oyuncular maç boyu tribün baskısına kulak asmadan oyunun direksiyonunu elinde tuttular. Sarı-kırmızılılarda Muslera'dan tutun en uçtaki Barış'a kadar her oyuncu yüreğini ortaya koydu. Kazanma duygusu mücadele duygusuyla birleşince disiplin ortaya çıktı ve Galatasaray keyif verdi.

Özellikle Galatasaray'ın "Kompakt" anlayışla ve aklı ön plana çıkarıp takım halinde yaptığı savunma göz kamaştırıcıydı. Oyuna Icardi girdikten sonra Galatasaray adeta şahlandı. Arjantinli yıldız, "Benim pasımı gol yapmalısın" dercesine yumuşattığı topu Kerem geri çevirmedi ve güzel bir gole imza attı.

Ancak Icardi'nin attığı gol ders olacak özellikteydi. Deneyimli oyuncu çaprazda olmasına rağmen şutunu Fenerbahçe kalesinin tavanına vurdu. Kerem, Barış, Yunus ve Rashica bu vuruşu Icardi'den öğrenmeli. Eğer Barış ve Kerem final vuruşlarında Icardi gibi düşünebilseydi Galatasaray skoru tarihi bir hale getirirdi.

EMRE BOL - JESUS'A YAZAR

Yahu Trabzonspor maçında 3'lü oynadın; mağlup oldun. Yine aynı şeyi yaparak farklı sonuç bekliyorsun! Olacak şey mi? Kendi sahasında, seyircisinin önünde koskoca Fenerbahçe'yi madara ettin Jesus! İlk yarı ikinci yarıdaki, ikinci yarıda ise ilk yarıdaki formasyonla oynasan sonuç farklı olabilirdi.

Kimse kusura bakmasın, Galatasaray farkı kaçıran taraftı. Hep söylüyorum; Fenerbahçe'nin bir oyunu, Galatasaray'ın ise iyi oyuncuları var. Artık bütün takımlar Jesus'un sistemini çözdü. Sadece çılgınca hücum ederek, savunmayı "boş vererek" şampiyonluk mümkün değil. İşte böyle takke düşer, kel görünür.

Bunun sinyallerini zaten 4 haftadır veriyordu. Savunma arkası ve arasına atılan her top pozisyon oluyor. Okan hocanın; Icardi ve Gomis'in yerine hayatında hiç Kadıköy'ü görmemiş Barış Alper'i tercih etmesi maçın üzerine ne kadar kafa yorduğunun bir göstergesi… Çok çok iyi oynadığını, Fenerbahçe savunmasını darmadağın ettiğini söylemek gerekir.

Zaten iki takım oyuncuları arasında özellikle önemli mevkilerde ciddi kalite farkı var. Aradaki fark ancak oyun gücüyle kapatılabilirdi. Jesus'un yanlışları yüzünden böylesi kötü bir fark ortaya çıktı. Birkaç gün içerisinde transfer sezonu başlayacak. Rakiplerle aradaki kalite farkı yapılacak transferlerle kapatılmazsa Fenerbahçe'nin işi çok zor.

SERKAN KORKMAZ - BURUK VE ICARDI

Okan hoca nefis bir başlangıç kurgusuyla ilk düdükten itibaren dev mücadeleye ağırlığını koydu. Jorge Jesus'un ne bulduğunu kimsenin anlamadığı Gustavo ile kurduğu üçlü savunma sarı-kırmızılar için en maçın en büyük avantajıydı. Mertens ile etkili duran toplar kullanmaya başlayan Galatasaray golünü bir kornerden buldu. Oliveira uzak direğe düzgün bir vuruşla Altay'ı avladı.

Sarı-kırmızılar tam 25 yıl sonra Kadıköy deplasmanında ilk kez soyunma odasına önde girmeyi başarıyordu. Kerem ve Rashica ilk yarıda Barış, Mertens ve Oliveira'ya ayak uydursa skor tabelası daha da farklı olabilirdi. Jesus ikinci yarıda dörtlüye döndü Fenerbahçe hafif bir kıpırdandı. Başlangıç 11'inde ısrar eden Okan hoca sabırla bekledi ve oyuncu değişikliği yapana kadar direnmekle kalmadı pozisyonlar bulmaya devam etti.

70 ile 75. dakikalar arası iki hocanın değişiklikleriyle iki takım da başka kimliklere bürünse de maçın gidişatı değişmedi. Galatasaray çok net pozisyonlar bulmaya devam etti. Haftalardır piyasada olmayan Icardi o sırada hala oyunda olmasına şaşırılan Kerem'e gol attırarak takımını rahatlattı. Ardından İrfan Can kırmızı kartla oyun dışında kaldı ve maç teknik olarak bitmişti.

Büyük Yıldız Icardi tarihe geçecek maça unutulmaz bir imza atmayı ihmal etmedi. Bu maç sonuçları itibarıyla, kazanan ve kaybeden için gerçekten üç puandan çok daha fazlasıydı. Etkisi zamanla anlaşılacak. Okan Buruk dün akşamdan sonra çok uzun süreceğini tahmin ettiğim Galatasaray kariyerinin en önemli yakıtını depoladı.

GÜRCAN BİLGİÇ - DERBİNİN RUHU!

Maç öncesinde iki teknik adamı karşılaştırırken, "Jesus futbolu, Okan Buruk ise Süper Lig'i biliyor" dedim. Çünkü büyük maçların "ruhu" vardır ve bu şifreleri en iyi çözen hoca da takımına istediğini yaptırır. Üçüncü yerliyi bulmak için uğraşan Okan Buruk, Kadıköy'e dört Türk ile geldi.

Jesus takımın en değerlisi İrfan Can'ı kulübede oturttu. Bu rekabetin ne demek olduğunu iyi bilen oyuncuların gösterdiği çaba veya reflekslerle dengeleri bozabiliyorsunuz. Barış Alper'in ön tarafta her yere koşturup, Kerem'i bek gibi oynatıp, hızlı atak başlangıcında görevlendirmesi bu yüzdendi.

Büyük Yıldız Icardi tarihe geçecek maça unutulmaz bir imza atmayı ihmal etmedi. Bu maç sonuçları itibarıyla, kazanan ve kaybeden için gerçekten üç puandan çok daha fazlasıydı. Etkisi zamanla anlaşılacak. Okan Buruk dün akşamdan sonra çok uzun süreceğini tahmin ettiğim Galatasaray kariyerinin en önemli yakıtını depoladı.

ZEKİ UZUNDURUKAN - JESUS'UN İNTİHARI; OKAN HOCANIN ZEKASI

Öyle bir derbi izledik ki... Savunması olmayan Fenerbahçe'ye karşı, sürekli gol arayan bir Galatasaray vardı sahada. Savunması olmayan diyorum çünkü Jesus, takımının defansını neredeyse orta sahada konumlandırmış. Okan hoca da futbolcularına uzun top talimatı vermiş. Belki basit bir taktik bu. Ama Fenerbahçe ile oynuyorsanız, savunma arkasına atacağınız her top, rakip kalede gol pozisyonuna dönüşüyor. Bir de Fenerbahçe'nin çok iyi uyguladığı çizgi ofsayt taktiğine yakalanmıyorsanız, rahat sonuca gidersiniz.

Galatasaray ilk yarıda bunu bir kez başardı ve öne geçti. Ama ilk yarıda tarihi farka gidecek pozisyonlar da buldu sarı-kırmızılılar. Jesus, nasıl bu savunma anlayışı ile oynama konusunda ısrar ediyor, aklım almıyor. Hal böyle olunca Fenerbahçe, üç stoperle değil, Altay'ı da işin içine katarsak 4 stoperle oynadı. Çünkü Altay da zaman zaman savunma arkasına atılan toplarda bir stoper gibi çıkıp topları uzaklaştırdı. Ama Fenerbahçe iyi savunma yapamıyor. Fenerbahçe'nin acilen 4'lü savunma anlayışına dönmesi lazım. Yoksa rakibe çok pozisyon verir, kolay kazanabileceği maçları bile kaybedebilir.

Galatasaray'a gelirsek, harika bir derbi oynadı Galatasaray. Muslera, Batshuayi ve Arao'nun şutlarını müthiş çıkardı ilk yarıda. İkinci yarıda Fenerbahçe adına 'pozisyonu dahi yoktu' diyebiliriz. Galatasaray, bu sezonki en rahat maçlarından birini oynadı aslında. Galatasaray, Kadıköy deplasmanında hücuma çok adamla giderken, kaptırılan toplarda da geriye dönüşlerde çok çabuk davrandı.

107 dakika (45+7+45+10), adeta arı gibi çalıştı Okan hocanın öğrencileri. İlk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da oyun üstünlüğü hep Galatasaray'ın elindeydi. Farklı kazandığı Başakşehir maçında bile bu kadar gol pozisyonuna giremedi Galatasaray. Kaleci Altay, kariyerindeki kurtarış rekorunu kırmıştır herhalde! Dünya Kupası öncesinde adeta göklere çıkardığımız Fenerbahçe ve Jesus'tan eser yoktu dünkü derbide. Aslında Dünya Kupası dönüşü, Fenerbahçe futbol olarak kaldığı yerden devam edemiyor. Büyük düşüş var Fenerbahçe'nin futbolunda. Jesus'un da formsuz olduğunu söyleyebiliriz. Dün maçı çevirebilecek hiçbir hamle yapamadı.

İkinci yarıda Jesus baktı maç elden gidiyor, Rossi, Batshuayi ve Crespo'yu çıkarıp, Zajc, Valencia ve İrfan Can'ı sahaya sürdü. Okan hoca da önceki maçlarına göre dün etkisiz görünen Mertens'i çıkarıp, Torreira'yı oyuna aldı. Rashica'nın yerine de Yunus Akgün'e şans verdi. Galatasaray'da Berkan Kutlu ve Barış Alper müthiş oynadı. Muslera ve Galatasaray savunması da hatasız bir maç çıkardı.

Icardi girdikten sonra Fenerbahçe adına zaten yapacak bir şey kalmamıştı. Kerem'e harika bir asist yaptı, sonrasında farkı getiren golü atıp Galatasaray'ın Kadıköy zaferinde büyük rol oynadı. Icardi çok büyük golcü çok... Büyük maçlar büyük hocalar ile kazanılır. Tabii ki bir de iyi kadrolarla.

Galatasaray'ın kadrosu daha kaliteli, kabul etmek lazım. Ama Jesus, büyük maçlarda hep sınıfta kalıyor. Dün 3'lü savunma inadı yüzünden maçı altın tepside Galatasaray'a verdi adeta. Halil Umut Meler, çok beğendiğim elit hakemimiz. Ama dün İrfan Can'ın pozisyonunda kırmızı kart göstermek için VAR'a gitmek nedir ey Meler? Pozisyon gözünün önünde. Kırmızı oğlu kırmızı! Çıkarsana kırmızıyı!

Galatasaray, adeta güle oynaya Fenerbahçe'yi yenerek, lider geldiği Kadıköy'den lider döndü. Hem de puan farkını 4'e çıkararak. Fenerbahçe'ye gelince, Jesus'un bu savunma taktiği ile şampiyon olması çok zor! Jesus bu futbol anlayışında inat ederse, sezonu tamamlayamaz!

REHA KAPSAL - USTA...

Derbi öncesi Fenerbahçe'nin son haftalardaki görüntüsü Dünya Kupası arasına kadarki dönemin çok uzağındaydı. Oyun kalitesini ileri taşımak yerine, kalite anlamında geriye gidiyordu sarı-lacivertliler. Bu maçın atmosferi farklı olsa da formda ve favori olmadıkları aşikardı. Galatasaray ise araya girerken yakaladığı formu kaldığı yerden, eksiklerine rağmen istikrarlı ve planlı şekilde devam ettiriyordu.

Fenerbahçe'nin en belirgin özelliği yaptığı güçlü pres ve karşı pres anlayışıydı. Özellikle savunmayı orta sahaya kadar çıkarıp alan boşaltan, takım halinde senkronize baskı yapan, rakibi oynatmayan, fizik kalitesi güçlü bir takım olan Fenerbahçe'nin bu savunma anlayışı nedeniyle rakibe pozisyon verdiği maçlar da olmuştu. Savunma bu kadar öne çıkıyorsa mutlaka topa karşı diğer oyuncuların açısı, konumlanması ve aldığı pozisyon çok önemli. Sarı-lacivertlilerin bir de çok çalışmadığı ve teknik direktör Jorge Jesus'un da buna kafa yormadığı, top ayağındayken Fenerbahçe sezon başından beri iyi hücum etmedi. Buna bir de gereksiz üçlü sistem seçimi, yanlış oyuncu tercihleri, değişiklikleri ve hatta bu değişikliklerin de geç yapılması eklenince Fenerbahçe'nin mağlubiyeti kaçınılmazdı.

Galatasaray, adeta güle oynaya Fenerbahçe'yi yenerek, lider geldiği Kadıköy'den lider döndü. Hem de puan farkını 4'e çıkararak. Fenerbahçe'ye gelince, Jesus'un bu savunma taktiği ile şampiyon olması çok zor! Jesus bu futbol anlayışında inat ederse, sezonu tamamlayamaz!

İlk yorum yazan siz olun

Spor Haberleri