Farkında mısınız duygularınızın? Sizce duygularımız nasıl oluşur? Nereden gelir? Bir anda içimizden gelen ve bizim kontrol edemeyeceğimiz hisler mi bunlar yoksa duygularımızı kontrol edebilir miyiz?
Duygu kelimesi gelince pek çoğumuzun aklına öfke, korku, üzüntü, sevgi, nefret, mutluluk, neşe gelir. Hepimizin yaşamımız boyunca deneyimlediği güçlü hislerdir bu duygular. Duygularımız pek çok davranışınızı belirleyen, yönlendiren güçlü hislerdir.
Bir düşünün; mesela öfke duygusu sizde hangi davranışları yapmanıza yol açıyor? Ya da üzüntü hissettiğinizde davranırsınız? Peki ya birine ya da herhangi bir şeye karşı sevgi duygusu hissediyorsanız nasıl davranırsınız? Duygularımız davranışlarımızın altındaki itici güçlerdir.
Eğer beynimiz potansiyel bir tehdit algılarsa, stres hormonları olan kortizol ve adrenalin salgılar. Günlük hayatınızı bir düşünün. Stresli olduğunuz, kendinizi tam olarak huzurlu ve güvende hissedemediğiniz durumları bir düşünün. İşe geç kalmak, işlerinizin yolunda gitmemesi, trafikte yaşadıklarınız, hastalık durumları, bir arkadaşınızla tartışmanız, çalışma şartlarınız, bir saldırıya uğramak, boşanma, eşinizle geçinememek, sınavlar...
Kortizol ve adrenalin bu ve benzeri durumlarda bizi savaşmaya ya da o durumlardan kaçmaya yöneltir. Bize kendimizi iyi hissettiren herhangi bir şey ya da durum algıladığımızda ise beynimiz dopamin, oksitosin ya da seratonin salgılar. Örneğin birileri size güzel sözler söylediğinde ya da sevildiğinizi hissettiğiniz durumlarda salgılanır. Bu durumlarda da iyi duygular hissederiz; yaptığımız is ya da davranış her neyse o davranışı yapmaya devam etmek isteriz. Bu kimyasallar, bizi aynı işi ve davranışı yapmaya yönlendiren, bizi motive eden kimyasallardır.
Bu gibi durumlarda beynimizin his bölgesi, beynin düşünce bölgesinden daha hızlı ve daha önce etki eder. Kimi zaman duygularımızın gücü öylesine etkilidir ki, bu güç sanki beynimizi tamamen ele geçirir. Davranışlarımıza hükmeder ve biz o anda mantıklı düşünemeyiz.