İlişkinin sözlük anlamı; ilgili olma durumu, bağın kurulma yoludur.
İlk ilişkimiz annemizle kurduğumuz ilişkidir. Annemiz bize bakar, sevgi ve huzur verir ve bu deneyim gelecekteki ilişkilerimizin temelini oluşturur. Birkaç yıl içinde de güvenli evimizin dışında, arkadaşlarımızla, komşularımızla, öğretmenlerimizle ve yetkili kişilerle tehlikeli ilişkiler başlar.
Bir yerde tatmin edilen ihtiyaçlar varsa orada bir ilişki başlar. Hepimizin ihtiyaçları vardır ve varolmamızın özünü bunlar oluşturur.
Eğer bir nedenle, anne çocuğu reddederse ya da onu hiç doğurmamış olmayı istediğini belli ederse, o zaman ihtiyaçları doyurucu bir ilişki oluşamaz. Bunun etkileri bir süre sonra çocuğun davranışlarında açıkça görülür; güvensizlik, duyguları ifade edememe, öfkeli bir alınganlık veya aşırı talepkar bir kişilik gelişebilir.
Eğer o önemli ilk yıllarda anne ve çocuğu birbirlerinden ayrı kalmışlarsa, bu kaybetme duygusu çocuk üzerinde ömür boyu sürecek etkiler bırakabilir. Bu deneyim gelecekteki bütün ilişkilerini etkileyebilir. Bu şanssız insanlar, başkalarına güvenmekte zorluk çekerler ve derin bir ayrılık korkusu yaşarlar. Duyguları sıklıkla bastırılmış veya reddedilmiştir. Sevilmeyen çocuk, annesinden uzaklaştırılan çocuk, çok sahiplenici bir hale gelebilir veya tehdit olarak gördüğü her kişiyi ya da her şeyi kıskanabilir.
Eğer böyle bir ilişki içindeki ilgili kişiler aynı hızda hareket eder ve uyum gösterirse sorun yoktur. Eşlerden biri hatalar bulmaya veya eleştiriler yapmaya başladığında, diğeri hala olumlu yönlere yoğunlaşıyorsa sorunlar da başlar. ‘Sebzeleri fazla pişirmeye başladın’ ‘bu kıyafetin sana artık yakışmıyor’ gibi zararsız yorumlar olarak tanımlanan bazı eleştiriler, derin ve uzun süreli yaralar açabilir. Aşık olduğumuz zaman, acılara karşı daha savunmasız oluruz.
İyi Bir İlişkiyi Oluşturan Nedir?
Güçlü ihtiyaçlarımız varsa ve bu ihtiyaçlarımız eşimiz tarafından karşılanıyorsa iyi, güçlü ve dayanıklı bir ilişkimiz vardır. Eğer bir eş vermekten, diğer taraf da her zaman almaktan mutlu oluyorsa, bu da iyi bir ilişki oluşturur, çünkü her iki tarafın da farklı ihtiyaçları karşılanmaktadır. İyi bir ilişkinin özü, ihtiyaçların karşılanmasıdır. Bu olmadığında, ilişki zaman içinde bozulacaktır. Çiftler birlikte yaşamaya devam edebilir, hatta hala bir ilişkileri olduğunu düşünebilirler, fakat gerçekte aralarında tam bir iletişim olmadan aynı evin içinde yaşayan iki insan olmuşlardır.
Başlangıçta
Bir ilişkiye başlamanın doğal yolu iyi noktalar üzerine yoğunlaşmaktır. İlk önceleri çocuğunuzu, kocanızı, karınızı, anababanızı, arkadaşınızı sevmek çok kolay gibi gözükür, ama bu durumun devam etmesi ve dayanıklı bir ilişki olarak gelişmesi için iletişiminizi sürdürmeniz şarttır. Birbirinizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gerekli zamanı ayırıp, gerekli çabayı göstermeniz gerekir.
Evlilik girdiğimiz en önemli (bir ömür boyu sürmesi planlanan) ilişkilerden biri olmasına rağmen, onun yürümesi için insanların ne kadar az zaman ve çaba harcadıklarını görmek şaşırtıcıdır. Bir insanı artık elinin altında olarak algılamak, o ilişkinin dayanıklılığına vurulabilecek en yıkıcı darbedir. Eğer işler biraz tatsız gidiyorsa, bunun nedeninin artık olumlu noktalara yoğunlaşmamanız olup olmadığını kendinize sorun.
İletişim, her ilişkinin temel gereklerindedir. Genellikle eşlerimizin bir kahin olduğunu varsayıp, duygularımızı biz açıkça ifade etmediğimiz halde gizemli ve olağanüstü bir şekilde anlamaları gerektiğine inanırız.
Bu durum, evliliklerin veya beraberliklerin cinsel yönüyle de ilgili yaygın bir sorundur. Bir erkeğin, ondan bir işaret almadıkça veya iletişim bir gizem olmaya devam ettikçe eşinin nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını, nelerin onu uyardığını veya itici geldiğini anlamasını nasıl bekleyebiliriz? İletişim kuramama bir şeylerin ters gitmesinin en yaygın nedenlerinden biridir.
Tersi de mümkün olmakla birlikte, kendi ihtiyaç ve isteklerini eşine iletmekte başarısız olanlar genellikle kadınlar oluyor. Eşlerden her ikisi de aynı anda kendi düşüncelerini karşıdakine yansıtmaya kalkışırsa, gerçek bir iletişim oluşamaz. Bu durum, ‘verici’ durumundaki kişi konuşurken, diğerinin ‘alıcı’ olması gerektiği halde, araya gireceği anı beklediği konuşmalarda görülür. Gerçekten söylenenleri dinleyip almak yerine, her ikisi de kendi görüşleri, düşünceleri ve hedefleri üzerinde yoğunlaşırlar. Tartışmalarda da, gerçek bir iletişimin oluşmasını engelleyen budur.
İhtiyaçlarınızı anlamak
İhtiyaçlarınızı karşınızdakine iletmenin ilk şartı onları anlayabilmektir. Pek çok insan genellikle ihtiyaçlarının ne olduğu veya ilişkiden ne bekledikleri konusunda genellikle fikirleri yoktur. Kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan şeylerin farkına vararak işe başlayabilirsiniz. Sizi keyiflendiren, özgürlük hissi veren, sizi rahat ettiren şeyleri…