Dünya evrenin bir parçası, evrende milyonlarca galaksiler var. Dünya üzerinde en akıllı canlı insandır. En azından biz öyle biliyoruz, tabi ki diğer galaksilerde insandan daha zeki yaratık yok ise..
Ama insan bile milyonlarca yıl içerisinde mağara yaşamından bu günkü yaşama gelebilmiş ise bu gelişim yenileşim ve değişim anlayışı sayesinde olmuştur. Ama bir o kadarda direnmiştir. Binlerce hatta milyonlarca insanın ve canlının bu direniş savaşlarında öldüğüde bir o kadar gerçektir. Aristo, Newton, Einstein veya Hawking gibi bilim insanlarıda arada bir gelir.
Ancak emperyalist güçlerin veya sömürgeci politik yöneticilerin, yenilikçi bilim işlerine gelmez. çünki modern kölelerinden yoksun kalırlar bu yüzden teknolojiyi kullanarak inançlara, sığ bilim adamlarına hatta yanlış yönlendirdikleri kitlesel halklara dayanarak direnç cephesi, red cephesi oluşturmaktan çekinmezler.
İşte bu tür politik direnişler, engellemeler ve ekonomik savaşlar nedeniyle insanın gelişmesi sınırlarının genişlemesi gecikmekte ve milyonlarca yılları almaktadır. Bu yüzden uzay ve uzay bilimleri de oldukça geciktirilmiştir. Uzay üsleri kurulmasına rağmen.
Yakın tarihimizde; Özellikle İstikbal göklerdedir, Yurtta sulh cihanda sulh için savaştık diyen evrensel bir lideri olan Türkiye de bile bu lider tarafından kurulan ve ilericiliği yeniliği savunanlar tarafından kapatılan uçak fabrikalarına tanık olunmuştur.
Gelecek bilim ve yenilikle değişime uğrayacağından bu bilim ya da bilimsel olmayan fikirleri ile kitleleri düzenlerine alet eden emperyalist liderlerle savaşlar bitmeyecek ve devam edecektir. İnsanlar, Ulusalcılık yada Milliyetçilik öğretileri ile insanları oyalayıp dikkatleri dağıtmak suretiyle, dünyayı kitlesel nüfus ve beşeriyet değişimine götürerek onu ele geçirmeye çalışan sömürü düzenine engel olabilmelidir. Artık savaşlarda da cepheler terör örgütleri kullanılarak oluşturulmaktadır. Bu terör örgütleri özellikle Amerika, Rusya, Çin gibi güçlü ülkeler tarafından sadece fetöde olduğu gibi Türkiyeye karşı değil, diğer dünya ülkelerine karşı da kullanılacaktır. Düşünen bir varlık olarak insan; yanındakilerin bir lokma ekmek için yaşam savaşı verdiğini ve hatta bu gün halen açlıktan ölen insanların olduğunu görmezlikten gelmemelidir. Pazarlama stratejilerini talan, sömürü, yok etme hatta ölüm üzerine kurmaktan çekinmeyen uluslar arası yapılarla savaşma yöntemlerinde dayanışmayı bilmelidir. Şu da çok iyi bilinmelidir ki dünya da artık corona salgını ile bir milat oluşmuştur.
Böylece komplo teorileri de gerçek oldu. Bu milatla Üretim ve tüketim şekilleri, pazarlama yöntemleri, sosyo-ekonomik yapılar, Entegre Yönetim Sistemine inananlardan biri olarak, mevcut standartlar yeniden gözden geçirilip yeniden tanımlanmalıdır. İşte endüstriyel değişim, insan temelli olmayan ürün satışına yönelik acımasız rekabet, yapay zeka kapsamında insansız üretim, insansız teknolojiler ve hizmetler bu bilimsel güdümlü savaşların devam edeceğini göstermektedir. Bu savaşlar sayesinde doğanın dengesi bozulmaya devam edecek, doğa dostu elektrikli araçlar geliştirilmesine rağmen Teslaya da yaptıkları gibi fosil yakıtları ve bu fosil yakıtlı araçları menfaatleri için kazanma egolarını tatmin için kullandırmaya ve çevreyi kirletmeye devam ederken dün tüberkiloz, sıtma, kolera, çiçek vb. bu gün kanser, kalp krizi, diabet, corona salgını gibi hastalıklar nedeniyle kitlesel ölümler devam edecektir. Bu fasit daireden kurtulduğunda insan, kendinden sonrakilere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek amacına yönelik daha yaşamsal adımlar atarsa sınırlarını genişletebileceği bir gerçektir. Ancak başlangıçta bilimi, özgürlüğü savunurak sonradan modern kölelik ve sömürü düzenine ayak uyduran liderleri durdurabilirse sınırlarını daha da hızlı genişletebilecektir.
Bu sınırları genişletmenin yolu yenileşim ve değişimden ve insanın bunun ne kadarını benimseyip, kabul edebileceğinden geçtiği bu günün gerçeklerindendir.
Mutlu ve huzurlu, bilim dolu, çevre dostu bir gelecek dileğiyle...