“Dolar bizim para birimimiz ama dünyanın sorunu” bu sözler 1970’li yıllarda ABD Hazine Bakanı tarafından dile getirilmiş.
Amerika Başkanını seçti ve dolar tekrar dünyanın gündeminde en ön sıraya yerleşti. Türkiye olarak TL’nin değer kaybı sonrasında birçok kesim şaşkınlık yaşarken bu yükselişin nereden döneceği ile alakalı tahminler de havada uçuşur oldu.
Belki ilk defa ekonominin tarafları aynı kaygı etrafında birleşiyor. Güçlü doların yaratacağı dalganın bütün dünya ekonomilerine etkileri kaçınılmaz. Asıl cevaplamamız gereken: Kim ne kadar tahribat görecek bu süreç boyunca. Çinlilerin güzel bir atasözü var: “Yağmur olukları yazın temizlenir.” Anahtar sorumuz şu: Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler para bolluğu olan dönemde ne yaptı? Bol ve bedava maliyetli para nerelerde hangi sektörlerde değerlendirildi? Bütün bu süreç boyunca neredeyse tüm dünya finansal piyasaların pembe masalları ile avundu. Borsalar tahviller emtia fiyatları ekonominin ana kriterleri oldu. Sokağın ekonomisi ile siyasetin ekonomisi, kamunun ekonomisi ile reel sektörün ekonomisi birbirinden ayrı rakamlar vermeye devam etti. Arjantin borç ödeyemez hale düştü, Yunanistan kağıt üzerinde battı. Birçok kez yazdım çizdim adı konmamış bu kriz ihracı Amerika’nın kur üzerinden başlattığı yeni bir mücadele yöntemiydi ve başarılı oldu. Bu gün dünya krizin ekonomik sonuçlarıyla beraber sosyal ve siyasi sonuçlarıyla da baş başa kalmış durumda. Sokağın ekonomisi gerçekle yüzleştiğinde iş işten çoktan geçmişti.
* Dünyanın en büyük şirketleri Türkiye’ye yeni yatırımlar için geliyor.
* Türkiye dünyanın finans merkezi oluyor.
* İhracatta yeni atılım dönemi başlatıyoruz.
* Büyüme oranımızla birçok gelişmiş ülkeyi geride bıraktık.
* Konut satışları rekora gidiyor.
* Lüks Otomobil Satışları % 20 arttı.
* İhracatta hedef ileri teknoloji.
* Yabancılar yerli sanayi işbirliğine hazır.
* Üretime ve yatırıma devam Türkiye’ye güven tam.
* Döviz kuruna müdahale etmeye gerek yoktur.
* AB kriterlerine uyum sağladık.
* Üretimle güçlenen kapsayıcı büyüme.
* 2017 yılına büyük hedeflerle giriyoruz kayıpları telafi edeceğiz.
* Sanayi ekonomik büyümenin motoru.
* Türk Sanayisi 4.0’a hazır.
* Türkiye’nin ihracatı 14 yılda 5 kat arttı.
* Türkiye şu dönemde yatırım yapılabilecek tek ülke.
* Kurun geldiği seviye ihracatçımız için çok olumludur.
* Kurun dalgalanması normal sürecin işlemesidir.
* Doların yükselişi gayrimenkul almak için bir fırsattır.
Bunlar son günlerde gazetelerden derlediğim ekonomi haberlerine ait başlıklar. Siyasilerimizin ve sivil toplum örgütlerimiz liderlerinin açıklamalarına atılan başlıklar. Oldukça iyimser olan bu söylemler genel ekonomimiz ile uyuşuyor ise güçlü doların dünyada yaratacağı etkiyi büyütüp panik yapmaya gerek yoktur. Bir süre sonra kur belirli bir aralığa oturup sakinleşecektir.
Ben yorumu size bırakıyor sadece sokağın yani reel ekonomik aktörlerin sesine kulak verilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Bu sürecin nereye gittiğini ve ne gibi sonuçlar oluşacağını bence en iyi onlar biliyor.