Bitcoin, Ethereum ya da bunlar gibi işlev gören onlarcası. En öne çıkan ve tartışılanı şüphesiz Bitcoin. Aslında tüm dünya bir merak içerisinde bunlar nedir nereden çıkmıştır. Çünkü pek önemsenmeyen ciddiye alınmayan belki de bir bilgisayar oyunundan ibaret sanılan Bitcoin’in dolaşımdaki değeri bu gün itibarı ile bir çok dünya ülkesinin GSYH’sından daha büyük.
Lale çılgınlığı olarak tarihte yer alan hadiseye benzetmek mümkün mü siz karar verin. Tarihin en büyük finansal balonu olarak adlandırılan bu olay 1600’lü yıllarda Hollanda’da yaşanmıştır. İlk defa İstanbul’da görev yapan Hollanda Büyükelçisi tarafından Hollanda’ya götürülüp tanıtılan Lale soğanı o dönemin Hollanda’sında lüks ve statü sembolü haline gelmiştir. Lale soğanları neredeyse herkes tarafından alınıp satılır hale gelmiş hatta vadeli alım satım piyasası bile oluşturulmuş.
Bir İngiliz kaşifin o dönem anılarında yazan olaya bakın: Bir İngiliz botanist (bitki bilimci) Hollandalı bir dostunun bahçesinde gördüğü soğanı küçük çakısı ile keser ve yapısını incelemeye çalışır. Durumu farkeden ev sahibi tarafından mahkemeye verilen İngiliz yargıç tarafından dört bin florin cezaya çarptırılır. Zira merakla incelediği soğan nadir bir lale ye aittir. O dönemin dört bin florini bir zanaatkarın 5 yıllık kazancına eşittir. Senet imzalayana kadar hapiste tutulan İngiliz o bedeli ödemek zorunda kaldığını anılarına not etmiştir. 1637 Şubat ayında lale sözleşmelerinin aslında alıcısı olmadığı ortaya çıkınca yaşanan trajedi ise ayrı bir problemdir.
Hollanda mahkemeleri yıllarca alacak davalarına bakarken halkın büyük kısmı yıllarca sürecek bir sefaletle yüzleşmek zorunda kalmıştı. Hollanda ekonomisini yıllarca bunalıma sokan basit bir lale soğanıdır.
Belki yaşımız itibarı ile çok hızlı dönüşümlere şahitlik ettik. Telefon bağlatmak için yıllarca beklendiğini de gördük elimizde ki küçük telefondan dağ başında havale yapıldığını da. Gaz lambasında ders çalışırken elektrikle çalışan otomobillere biner olduk. Artık yemek siparişi verilen bir internet sitesi birçok sanayi kuruluşunun toplamından daha yüksek bedelle el değiştiriyor. Yüzyıllarca süren gelişimler artık birkaç yıla sığıyor. Bu açıdan baktığımızda Bitcoin ya da adı her ne olursa olsun kripto paraları dikkate almamızda fayda var diye düşünüyorum.
Herhangi bir Merkez Bankasına bağlı olmadığı için ülkelerin ekonomik durumlarından etkilenmeyen, merkezi otoriteler tarafından izlenip denetlenemeyen, aracı kurumların olmadığı bölünebilme özelliğine sahip taklit edilmesi neredeyse imkansız bir şifreleme üzerine kurulu kimlik bilgisi istemeyen bir paradan bahsediyoruz. Üstelik sadece belli bir miktara sahip üretilmesi söz konusu değil. Takip edilememesi onun hem olumlu hem olumsuz yönü. Dünyada para trafiğini kontrol edenler kripto paraların hacminin artmasından son derece rahatsız. Kara parayla mücadele açısından haklı olduklarını düşünebilirsiniz. Dünya ekonomisi kripto paraların ne olup ne olmadığını anlamaya çalışırken biz de toptan ret etmek yerine bu yeni parayı tanımaya çalışmalıyız.