Aşırı yemek yaşam kalitemizi nasıl etkiler?

İrem PEKÇAK

Merhaba sevgili okurlarım.
Bu yazımda şişmanlık ve aşırı yemenin zararlarını sizlerle paylaşacağım;
Oburluk ve aşırı yemenin zararı nedir? Aslında bütün hastalıklar yediklerimizden ve içtiklerimizden kaynaklanır. İnsanı ölüme iten en büyük sebep ise mide ihtirasıdır. Fazla yemek tüketimi tüm organlar için bir felakettir ve bir insan midesini yarı boş bıraktığında, diğer tüm organlar sakinleşir.
Aşırı kilolu insanların bünyesi ciddi rahatsızlıklara karşı hassastır. Bu tür insanlarda hipertansiyon 2-3 kat daha fazla gelişmekte ve koroner kalp hastalığı ise normal vücut ağırlığına sahip insanlardan 3-4 kat daha fazla yaşanabilmektedir.

Yine grip, akut solunum yolu viral enfeksiyonları, pnömoni dâhil hemen hemen tüm hastalıklar, aşırı kilolu hastalarda daha şiddetli seyretmektedir. Daha uzun tedavi gerektiren bu vakalarda ise sıklıkla komplikasyonlar gelişmektedir. Aşırı yemek tüketimi ciddi hastalıkların oluşumu,  diyabet ve diğer hastalıkların yanı sıra felç ve felce yol açan beyin damarlarının tıkanmasına yol açmakta, böbreklere binen yükü de artırmaktadır.
Fazla kilo ayrıca astım ve diğer bronşiyal hastalıkları da tetikleyebilir. Yüksek kolestrol oluşumu bir kişinin solunum yollarında da birikebilir. En ufak fiziksel bir eforla boğulmaya başlayan insanlara dikkat ettiniz mi? Vücuttaki fazla yağın akciğerleri fiziksel olarak daraltması ve organların işlevlerini daha da zorlaştırmasına yol açmaktadır. Bu durum astım krizine de neden olabilmektedir. Vücut kitle endeksi arttıkça akciğerlerdeki yağ miktarındaki artış olasılığı da artar ve bu da astım semptomlarının kötüleşmesine neden olur.
Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda aşırı kilonun ana nedeni de aşırı yemek yemeden kaynaklanmaktadır. Kronik aşırı yeme dürtüsü, beyindeki iştah merkezinin çalışmasında bozukluklara yol açar ve normal miktarda yenilen yiyecek artık açlığı gereken derecede bastıramaz. Aşırı, fazla gıda vücut tarafından kullanılır ve yağ deposunda "yedek" olarak depolanır, bu da vücuttaki yağ miktarının artmasına neden olur.
Aşırı yemek tüketimini aslında çok fazla olan hayatın ana zevklerinden biri olarak görmeyi bırakmalıyız çünkü gıda bir enerji kaynağıdır, hayatın anlamı değildir!
İslam, haklı olarak sağlıklı bir yaşam tarzını öğütlemektedir. Buna daha yakından bakalım;
Aşırı yemenin yasakları veya yemek yerken kişinin kendini kontrol edemediği için toplumda bir kınama metodu var mı?
Birincisi; oburluk, bu arzuları yerine getirmek için şehvet, zenginlik ve mevki hırsına neden olduğu için hem zihnen hem de bedenen helak ve hastalıklara sebep olan en büyük günahlardan biridir. Dünya hayatının cazibesine kapılmaktan nifak, kıskançlık, övünme, kibir gibi akıl rahatsızlıklarına da sebep olur. Çoğu zaman günah işlemeye ve ahlaksız davranışlara yol açar ve hepsi bu arzudan kaynaklanır. Burada şu yorumunu tekrar hatırlatmak yerinde olur diye düşünüyorum; "Mide hastalıkların yuvasıdır ve diyet tedavinin temelidir."

Yüce Rabbimiz A'râf Suresi 31. Ayette biz kullarına şöyle buyurmaktadır, “Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”
İslam aynı zamanda sağlık dini ve Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnetinde olduğu gibi bu konuyla ilgili birçok yorumda bulunmak da şaşırtıcı bir şey yok. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de, hazımsızlığa ve midede gıdaların çürümesine neden olan aşırı yemek tüketimine eleştiride bulunmuş ve şöyle buyurmuştur; "İnsanoğlu, mideden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Hâlbuki birkaç lokma insanın belini doğrultmasına yeter. Eğer mutlaka dolduracaksa (midesinin) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ayırsın ve diğer üçte birini de nefes alıp vermek için boş bıraksın.” (T2380 Tirmizî, Zühd, 47)

Ayrıca Câbir (B. Abdullah) tarafından nakledildiğine göre yine Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur; “Bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği de dört kişiye yeter.”
Hz. Ömer (R.A) ile kendisine yemek getiren kişi arasında yaşanan diyalogu da sizlerle paylaşmak isterim;
Hz. Ömer (R.A), kıtlık senesinde kendisine yemek getiren kişiye, "Halk da bu yemeği bulabiliyor mu?" sorusunu yöneltiyor. "Hayır" cevabını alan Hz. Ömer (R.A), karnı guruldadığı halde gelen yemeği kabul etmiyor. Kendisine getirilen yemeği halkı yiyemediği için kabul etmeyen Hz. Ömer (r.a), "Kaldırın o zaman bunu. İstediğin kadar gurulda halkın yiyemediğini sen de yemeyeceksin" ifadelerini kullanıyor.
İkincisi: Yiyeceklerde ölçülü olmanın aşağıdaki sözlerde dahil olmak üzere büyük faydaları vardır;
1- Kalbin saflığı, zihinsel uyanıklık ve ayırt edebilme. Tokluk aptallık ve tembellik verir ve basireti kör eder.
2- Nefis açlıkla kırıldığı kadar hiç bir şeyle kırılmaz.
3- Kişi, Allah'ın gazabı ve azabına, bu sebeple musibetlere uğrayacağını hatırlar. İyi doymuş kişi açlığı ve aç olanları unutur, ancak sağduyulu olanlar dünya hayatında başı belada olanları gördüğünde, Ahiretin sıkıntılarını hatırlar.
4- Ölçünün en büyük faydalarından biri, günahkâr arzuları yenmek ve kötülüğe meyilli nefsini kontrol etmektir. İstek, arzu ve terbiye edilmemiş bir nefis tüm günahların kaynağıdır ve yiyecek ise onlar için yakıttır.
5- Uykusuzluktan kurtulmak ve geç saatlere kadar uyanık kalmak. Çok yiyen çok içer; kim çok içerse çok uyur. Uyku çok zaman alır ve bu nedenle kişi teheccüdü atlar. Uyuşuk ve kalbi duygusuz hale gelir. Zaman insan için en değerli hediye ve sermayedir, uzun uyku ise hayatı kısaltır.
6. Doktorlar aşırı yemenin hastalığa yol açtığını ve diyet yapmanın ise vücudu iyileştirdiğini söylemektedir.
7. Kim düzgün yapılı, hafif vücutlu (sağlıklı ve az kilolu) olmak istiyorsa gıda tüketimini ölçülü yapmalıdır.
İslam'ın önemli bir ilkesi daha vardır. Bu ilke, ölüme veya sağlığa zarar veren fiillerin yasaklanmasıdır. Hayat, sağlık ve esenlik insanlara ait değildir; Yaratıcı olan Allah tarafından cömertçe insana emanet edilir. Bu nedenle her insan Allah'ın kendisine emanet ettiği beden ve vücuda dikkat etmelidir.
Hazreti Allah (C.C.) Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim'de bizlere şöyle buyurmaktadır;
“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir." (Nisâ Suresi - 29. Ayet)
"Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever." (Bakara Suresi - 195. Ayet)
Unutmayalım; vücudumuza karşı her zaman sorumluluklarımız var.

İlk yorum yazan siz olun