Çalışan Müslüman kadın nasıl olmalı?

İrem PEKÇAK

Birçok laik ülkede kadınlar iş hayatında çalışmak durumundadır. Kadın, liderlik pozisyonlarında görev alır, erkeklerle birlikte sorumlu bir şekilde çalışarak iş hayatlarını devam ettirirler.

Aile hayatında ise kadın ev işleriyle ilgilenir, ailesine ve eşine manevi katkı sağlar. Diğer taraftan ailesini geçindirmek için iş hayatında çalışmaya zorlanan kadınlar olduğu gibi evde oturmaktan sıkılıp sosyallik arayan veya çalışarak vakit geçirmek isteyen kadınlar da bulunmaktadır.

Bir kadının iş temposuna kolayca katılmasına ve aynı zamanda üst düzeyde yönetici olmasına yardımcı olacak davranış kurallarının neler olduğuna bir bakalım;

Çalışan iş kadını ailesini bir kenara koyamaz, her halükarda çalışan bir kadın, aile fertlerinin ihtiyaçlarına öncelik vermeli ve onları üzmemek adına iş ve ev dengesini iyi kurmalıdır.

Şimdi duralım ve bugünün dünyasında neler olup bittiğine bir bakalım;

Maalesef çok negatif hayatlar var, mesela insanlar haber okuduklarında veya tv’deki haber bültenlerini izledikten sonra olumsuzluğa kapılıyor ve moralleri bozuluyor. Temel olarak haberler her zaman olumsuz bir çağrışım yapar.

Kadının ve yaptığı işin bunlarla ne ilgisi var diye düşüneceksiniz?

Bütün problemlerin ve sıkıntıların insanların kendisinden kaynaklandığına dikkatinizi çekmek istiyorum. Bütün problemlerin her birinin bir sebebi var aslında.

Cenab-ı Hakk’ın sözlerini hatırlayalım;

Rabbimiz Nisa Suresi 79. Ayette bizlere şöyle buyuruyor;

“Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.”

Yine Rabbimiz Şura Suresi 30. Ayette ise, “Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor” diyerek bizlere önemli mesajlar vermektedir.

Yani Allah’ın bize öğütlediği tüm iyilikleri gördüğümüz gibi, tüm kötülükleri de kendi ellerimizle yapıyoruz maalesef.

Çalışmaya kötü bir niyetle gitmeyiz çünkü Allah’ın bizden razı olmasını isteriz. Sonuçta herkes sonun kaçınılmaz olduğunu ve yaratıcımızın huzuruna çıkacağımızı bilir. Allah her zaman ölüme hazır olmamızı bize hatırlatır. Hayırlı işler yapmaya çalışıyoruz ama bu yeterli değildir. Mesela 10 dakikamızı namaza ayırıyoruz, ibadetteyken Müslümanız ama namaz bittikten sonra Yüce Allah’ın koyduğu kurallara uymuyoruz.

Şimdi çalışan Müslüman kadınlarımız konusuna dönelim;

Çalışan bir kadının manevi yönden sorumlulukları olduğu kadar dini yönden de büyük sorumlulukları vardır.

İslam, kadının avrat (mahrem) olduğunu bizlere hatırlatır. (Avrat kelimesi Türkçe'de "kadının edep yerleri, zaaf ve kusurlar" anlamına gelir.)

Peki, bugünün gerçek dünyasında neler görüyoruz şimdi buna bakalım;

Yani bir kadın ev hayatı dışında yüce Allah’ın emrettiği şekilde örtünmeli ve mahrem olan yerlerini kapatmalıdır. Makyaj, manikür, pedikür, açık saç, dar giysiler, parfüm ve dikkat çekici bir edayla işe giden bir kadının bu durumu dinimiz ve kitabımız Kur’an-ı Kerim tarafından kabul edilemez. Tabi ki kadın çalışmalı, görevini yerine getirmeli ancak erkek meslektaşlarıyla arasındaki davranışları İslam’ın emrettiği ölçüde yapmalıdır.

İslam'da davranış kuralları vardır ve inananların hangi yüzyılda ve hangi toplumda yaşadıkları önemli değildir. Dinin kuralları ve disiplin değişmez. Müslüman bir erkek yine Müslüman bir kadına nasıl hitap edeceğini bilmeli, Müslüman bir kadın da kendisine uygun olan davranışların sorumluluğunu üzerinde taşımaya gayret göstermelidir. Çünkü bir kadın bir erkeğin izin verdiği kadar kendine izin verir ve davranışlarını kontrol eder. Aksi takdirde her ikisi de katkıda bulundukları toplumun bozulmasından Allah'a karşı sorumlu olacaklardır.

Maalesef iş hayatında sadece kadın çalışanların olduğu bir ekip bulmak zordur ve mecburiyetten kadınlar erkeklerin iş arkadaşı olurlar. Elbette çalışmak, görevlerini yerine getirmek önemlidir ama çalışan bir kadının erkek meslektaşlarıyla arasındaki mesafeyi ve davranışları İslam'ın öngördüğü çerçevede yapması uygundur.

Ne yazık ki uzun zamandır iş hayatında kadın – erkek davranışları dinimizin öngördüğü biçimde gelişmiyor. Batı toplumlarındaki yaşantılar bizlere kötü empoze ediliyor ve iş arkadaşlığı kontrolden çıkıyor.

Peki, burada kim hatalı? Çünkü aile ve ebeveynlerimiz bizleri Allah’a karşı sevgi ve teslimiyet bakımından yeterince iyi yetiştirmediler. Bunun olmasına izin vermemeliyiz.

Allah, “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir” buyurmaktadır ve başımıza gelen tüm belalar daha önce yaptığınız kötülüklerin bir sonucudur. Yüce Allah'ın bize ve ailemize gazabını tetiklemeyelim!

Yüce Allah'ın rızasını kazanmak için çalışan bir kadın nasıl giyinmeli şimdi buna bir göz atalım;

Evden çıkmadan önce dar ve şeffaf olmayan, bol ve çok temiz giysiler seçmeli, giysi sonrası dikkat çekici makyajdan, parfüm ve kozmetiklerden uzak durulmalıdır.

Çalışan örnek bir Müslüman kadın evden çıkmadan önce abdest almalı, her türlü günah, haram ve kötülükten kaçmaya niyet etmeli ve Allah'tan yardım istemelidir. İş yerine geldiğinde ise davranışları sakin, etrafındaki kişilere karşı saygılı ve etik olmalıdır.

Müslüman bir kadının işyerindeki erkek meslektaşları özgürce iletişim kurabileceği, şakalaşabileceği ve gülebileceği kan kardeşleri değildir. Bir kadın erkek meslektaşlarıyla konuşurken sevgi dolu sözler kullanmaktan kaçınmalı, dikkatli olmalıdır.

Kitabımız Kuran’ın Kerim Ahzap Suresi 32. Ayette, “Ey peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer günahtan sakınmak istiyorsanız sözü edalı bir tavırla söylemeyin ki, kalbinde çürüklük olan kimse ümide kapılmasın. Ayrıca düzgün söz söyleyin” denilmektedir.

Bir kadının en önemli özelliği tevazuluğudur. Unutmayalım ki bizler Müslüman kadınlarız, putperest değiliz. Hayatımızı Allah rızası için inşa edersek, canımıza, malımıza, akrabalarımıza yansır. Sadece inancın bir sembolü değil, aynı zamanda güvenilir bir manevi korumadır. Çünkü Allah rızası için yaşadığımızda O'nun koruması altındayız. Müslüman bir kadın işi akışına kendini bırakmamalı, dikkatli olmalı ve Yüce Allah'ın gazabını üzerine çekmemelidir.

Yazımı şu önemli sözlerle bitirmek istiyorum;

“Erkek bozulursa aile bozulur, kadın bozulursa millet bozulur, millet bozulursa devlet yıkılır.”

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Yorum Yap
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.