Hz. Mevlânâ’ya göre aşk

İrem PEKÇAK

“Aşk olsun! Aşkınız cemâl olsun! Cemâliniz nûr olsun! Nûrunuz ayn olsun!”
Yazıma Hazret-i Mevlânâ’nın selâm duasıyla başlamayı, büyük tasavvuf üstadına vefa sayıyorum. Bilindiği üzere Hazret-i Mevlânâ, bir aşk adamıydı. Şu içinde bulunduğumuz Aralık ayında O güzel Velî’yi, Allah Dostunu anmayı, gönlümüzün borcu addediyorum.

Hz. Pir, insanı, eşyayı, varlıkları, kâinatı, yani âlemi gönül penceresinden seyreder ve değerlendirirdi. Fikirleri, düşünceleri, görüşleri; “sevgi” ve “aşk” odaklıydı. Varlıkların oluşmasını, ayın doğuşunu, güneşin batışını, dünyanın dönüşünü o hep, “sevgi” ve “aşk” düzleminde anlatırdı. Kötülük ve çirkinliklerin kaynağının “sevgisizlik ve aşksızlık” olduğunu vurgulardı.
Onun her insanın mayasına, mahiyetine, kısacası “özüne” derin bir saygısı olduğundan, her cenahtan, her devirde pek çok seveni ve müntesibi vardı, günümüzde de yerli, yabancı on binlerce seveni ve onu yad edeni bulunuyor.

Hz. Pir’e Göre ‘Aşk’ Nedir?
Hazret-i Mevlânâ’ya sorarlar:
“-Aşk nedir?” diye…
O ise tüyleri diken diken edecek çok anlamlı bir mesaj verir;

“Ben ol da gör!”
“Aşk Allah sıfatıdır. Fakat korku, şehvete kapılan kulun sıfatıdır” (Mesnevî, V, 2184)
“Âşık sevgiliden başkasını seyre dalarsa bu, aşk değildir, aslı yok bir sevdadır” (Mesnevî, V, 587)
“Aşkında doğru olan kişi varlığa bağlanmaz. Âşığın varlıkla işi yoktur.” (Mesnevî, III, 3020)

“Allah’tan başka bir temâşâsı bulunan aşk, aşk olamaz; o saçma sapan bir sevda olur. Allah -celle celâlühû- için ağlayan göz, ne mübarektir! O’nun aşkıyla yanıp kavrulan yürek, ne mukaddestir! Bizim Peygamberimizin yolu, aşk yoludur. Biz aşkın çocuklarıyız. Aşksız olma ki, ölü olmayasın. Aşkta öl ki, diri kalasın. Başımı koyduğum her yerde secde ettiğim hep O’dur. Tek mâbud ancak Allah Celle Celâlühû’dur. Bağ, gül, semâ, sevgili... Hepsi bahâne, maksat dâima O -azze ve celle-’dir. Aşk geldi, damarımda, derimde kan kesildi. Beni kendimden aldı, Sevgili’yle kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep O...”
Âh mine’l-aşk!
Gönüller Sultanını 749. Vuslat Yıldönümü (Hakka Kavuşma)’nde Rahmet ve Saygıyla anıyorum.

İlk yorum yazan siz olun