Karı koca ve akıllı telefon

İrem PEKÇAK

Günümüzün modern ve teknolojiyi takip eden ailelerinde yeni bir kıskançlık türü ortaya çıktı: Akıllı telefonlar.

Artık hiç kimse sürekli olarak elinde bir telefonun bulunmasına şaşırmıyor. Kocalarımız hariç herkes buna alışıktır. Ama telefonu kullanmanın bir bağımlılık haline geldiği ve aile ilişkilerini yok etmeye başladığı zamana önemsememiz gerekiyor.

Genellikle ailelerde eşler oldukça sistemli ve güvenli bir şekilde yaşarlar. Çalışırlar, ortak yaşam sürer, birlikte zaman geçirirler. Ama son dönemde aile bireyleri arasında zaman geçirmek ve sohbet etmek yerine, herkes telefonlarıyla daha fazla zaman geçirmeye başladı. Yürüyüş yerine internet, yatmadan önce ekran ışığı, sabahları eşlerin günaydın diyerek birbirlerine sarılmaları yerine, artık eller telefona uzanır oldu.

Akıllı telefonlar birçok farklı işlevi yerine getirerek hayatı kolaylaştırıyor. Bu sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda iş hayatının da vazgeçilmez bir yardımcısı, her zaman elimizin altında olan bir kamera, medya yardımcısı. Onunla online alışveriş yaparak zamandan tasarruf etmemizi sağlıyor. Telefonlar sınırlarımızı genişletiyor, daha fazla fırsat veriyor, iletişimi kolaylaştırıyor. Sosyal ağlar, haber kanalları, habercilerdeki gruplar, çeşitli uygulamalar dikkati o kadar çok emiyor ki, gerçek hayata neredeyse hiç dayanamıyoruz artık. Bu şekilde de bağımlılığa başlıyoruz. Beynimiz de sürekli olarak yeni uyarılmalara ihtiyaç duyuyor.

Bu durum genel olarak aile ilişkilerini ve yaşam kalitesini ne kadar etkiliyor buna bakalım;

Sanal yaşam heyecan verici olabilir ancak telefonun eşler arasında üçüncü bir kişi olduğu bir durumda ve her boş saniyeyi sanallığa ayırmak çiftlerde yabancılaşmanın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Gözler düzenli olarak ekrana baktığında eşler bu durumu kendine karşı küçümseyici bir tutum olarak görür ve gereksiz hisseder. Bu durum aileler arasındaki saygıyı da yok eder, ilişkiye önemli ölçüde zarar verir. Akıllı telefonlar eşlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olur sevdiklerinizi de birbirinden ayırabilir. Komik ve üzücü olan bir durumda bazen telefonu banyoya ve tuvalete götürmemiz.

Peki, ne yapmalı? Cevap basit: asıl önemli olan zamanı iyi kullanmak, kişisel zamanı kontrol etmeyi öğrenmek, günlük programı iyi analiz etmek, akşamleyin ailenize en az iki saat ayırmanız çok önemli. Bu şekilde zamanı oldukça net bir şekilde dağıtabilirsiniz. Eve geldiğinizde telefonu, televizyonu kapatarak ailenize zaman ayırmaya başlayabilirsiniz. Bu sayede dikkat dağıtıcı faktörlerin bulunmadığı bir ortam ortaya çıkacaktır. Eğer aile mutluluk ve huzur, eşlerin birbirlerini daha iyi tanımasını istiyorsak, o zaman her şeyde bir ölçü oluşturmamız gerekir.

İstatistikler, telefon bağımlılığı yüzünden her üç aileden birinin ayrıldığına dair verileri dile getirmektedir. Ailelerdeki boşanmaların yüzde 30'unun eşlerden birinin veya her ikisinin de sürekli olarak telefon bağımlılığından kaynaklandığını düşünülmektedir. Araştırma sırasında, ailelerin yüzde 50'sinden fazlasının yatakta yatarken bile çoğu zaman akıllı telefonlarından ayrılmadığı ortaya çıkmıştır. Seksologlar bu eğilimden çok endişe duymaktadır. Bu nedenle yatak odanıza dizüstü bilgisayarları, telefonları, tabletleri alma alışkanlığından vazgeçmenizi hatta yatak odasında televizyon izlememenizi tavsiye etmektedir. Evli çiftlerde doğurganlık sorunlarının yüzde 40'ının nedeni yatak odasında telefonların kullanılmasıdır.

Sonuç tek;

Terapistler ailenin ayakta kalabilmesi için telefonlarla daha az zaman geçirilmesini tavsiye etmektedir. Eğer işinizi homeofis ve online olarak devam ettiriyorsanız o zaman şanslısınız demektir. Evden çalışmak, ailenizle daha fazla zaman geçirmek için harika bir fırsat gibi görünüyor. Bu sayede istediğiniz iş - yaşam dengesini kolay elde edebilirsiniz.

Allah kendilerine verilen nimeti, «teknoloji» olarak adlandırdığımız nimetlerden yalnızca en iyi şekilde yararlanmamıza yardım etsin!

İlk yorum yazan siz olun