Glutatyon nedir?
Glutatyon molekülü glutamik asit, sistein ve glisin aminoasitlerinden oluşan bir peptidtir. İnsan vücudunda sürekli olarak serbest radikaller ve toksik maddeler oluşmaktadır. Glutatyon bu istenmeyen maddelerin etkisiz hale getirilmesinde rol oynayan önemli bir antioksidan ve vücudun bir savunma mekanizmasıdır.
Sağlıklı kalmak ve hastalıklardan korunmak için gerek duyulan en önemli moleküllerden birisidir. Sigara ve alkol kullananların vücudunda oluşan zararların önlenmesinde temel öneme sahiptir. Serbest radikallerin vücutta artması; yaşlanma, kanser, kalp hastalıkları, bunama, birçok kronik ve dejeneratif hastalığın oluşumunda önemli bir etkendir. Dolayısıyla glutatyon bu hastalıkların oluşum risklerini azaltmaktadır. Glutatyon vücudumuzda en çok karaciğerde bulunmaktadır.
Gıdalardaki glutatyondan ziyade bedenimiz glutatyonun hammaddesi olan sistein, glisin ve glutamik asiti kullanarak kendi glutatyonunu kendi üretmektedir. Vücutta üretilen glutatyon, eğer aşırı bir toksin yükü yoksa, sağlıklı besleniliyorsa, serbest radikal saldırısı yoksa yeterlidir.
Glutatyon antioksidanların anası olarak bilinmektedir. Glutatyon vücutta hazır olarak bulunmaktadır. Vücudumuzda oluşan serbest radikalleri yakalayıp, karaciğere getirir. Sonra karaciğerde tekrar kendisini yenileyip, dolaşıma serbest radikalleri yakalamaya çıkar. Glutatyon bir nevi serbest radikal avcısı olarak görev yapar.
Glutatyon vücutta redükte ve okside olarak 2 ayrı formda bulunur. Redükte glutatyon serbest radikalleri etkisiz hale getirerek okside forma dönüşür, karaciğerde kendini yenileyerek redükte formda hücrelere geri döner. Ağızdan alınan glutatyon takviyelerinin birçoğu okside formda olduğundan biyoyararlanımı çok azdır ve emilimi de az olduğundan tercih edilmemektedir. Bunun yerine glutatyon sentezini artırmaya yardımcı olacak besinlerin tüketimi daha çok önerilmektedir.
Glutatyonun faydaları nelerdir?
- Antioksidan etkilidir.
Karşılaştığımız birçok zararlı etken vücudumuzda hücrelere zarar veren serbest radikallerin oluşumuna neden olur. Bu zararlı moleküllerin miktarı arttığında ise hücreler zarar görerek hastalıklara zemin hazırlanır. Glutatyon serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Bu sayede vücut serbest radikallerin etkilerinden korunur ve hücrelerin zarar görmesi engellenir.
- İnsülin direncini azaltır.
Kronik stres ve vücuttaki inflamasyon insülin direncine sebep olur. Diyabet hastalarında glutatyon takviyesi insülin direncinin azaltılmasında, inflamasyonun azaltılmasında ve oksidatif yükün rahatlatılmasına yardım eder ve şeker yüksekliğinin oluşturduğu sinir hasarını önler.
- Karaciğer yağlanmasında tedaviyi kolaylaştırır.
Kötü beslenme, obezite ve insülin direnci karaciğer yağlanması riskini artırır. Glutatyon takviyesinin karaciğer hasarını engellediği ve karaciğer yağlanmasını gerilettiği kanıtlanmıştır.
- Kanser hücrelerinin oluşumunu azaltır.
Glutatyon serbest radikallerle reaksiyona girerek; hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anormalleşmesini ve tümör oluşturma risklerini azalttıkları gibi, hücre yıkımını da azaltırlar.
- Enerjiyi yükseltirler, kas performansını artırırlar.
Glutatyon karaciğerde üretilir ve vücudun savunma sistemine katılır. Bir diğer görevi de karaciğerin korunmasıdır. Böylelikle karaciğerde enerji üretimi için gerekli olan glikoz glikojene dönüştürülerek korunur ve ihtiyaç halinde glikoza çevrilerek enerji üretimine katılır. Kandaki besin maddeleri depolanır ve ihtiyaç durumunda işlenir. Spor öncesi takviye sağlandığında da kas gücü ve verimliliğini artırdığı yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.
Özetleyecek olursak; glutatyon enerjiyi artırır, yaşlanma sürecini yavaşlatır, kas ve eklem sorunlarını giderir, bağışıklık sistemini güçlendirir, karaciğeri ve böylelikle diğer hücreleri toksinlerden temizler ve korur, zihinsel odaklanmayı artırır, sağlıklı uyku uyumanızı sağlar, stresin etkilerini azaltır ve cildi güzelleştirir.
Damardan alınan glutatyon faydalı mıdır?
Glutatyonu artırmanın en etkili yolu intravenöz yol ile damardan almaktır. Damardan glutatyon alımı bu takviyeyi dışardan direk kan dolaşımına sağladığı için vücut serbest radikallerle savaşma gücü desteklenir ve hücrelerin korunması kontrol altına alınır, yaşlılık belirtilerinin oluşması yavaşlatılır, hastalıklardan korunma olasılığı yükselir.
Glutatyonu başka nasıl artırırız?
Vücudumuz doğal yoldan glutatyon üretmektedir fakat bu üretim, yaşla birlikte azalmaktadır. Çevre kirliliği, toksinler, hastalıklar, gereksiz kullanılan ilaçlar, stres, GDO’lu yiyecekler, alkol ve ağır metaller vücuttaki glutatyonu tüketmektedir. Bu saydığımız toksinler ve ağır metaller yağ dokuda, bağırsak florasında, beyin dokusunda birikirler. Ortaya çıkan romatizmal yada psikolojik belirtiler, detoks mekanizmalarının sağlıklı çalışmadığını gösterir. Glutatyon azaldığında serbest radikallerle mücadele zorlaşmaktadır.
Glutatyonun içeriğinde kükürt molekülleri bulunmaktadır. Bu sebeple karaciğerde glutatyon üretimini artırmaya yardımcı olan besinler arasında kükürtten zengin olanlar yer almaktadır.
Bu besinlerden başlıcaları sarımsak, soğan, şalgam, brokoli, lahana, karnabahardır. Ayrıca folat, biyotin, B6 ve B12 gibi metilasyonu artırıcı vitaminlerin tüketilmesi de gerekmektedir. Glutatyonu artırmak için selenyum, magnezyum, çinko, C vitamini ve E vitamini gibi vitamin ve minerallerin alımını desteklemek gerekmektedir.
Doç.Dr. Mustafa Turgut YILDIZGÖREN
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı