Türkiye - Hırvatistan maçını spor yazarları değerlendirdi
TURGAY DEMİR - ÇARE SERGEN
Hırvatlar, maçın başlarında 4-4-2 dizilişli ve her oyuncumuzun pozisyonuna hakim olduğu disiplini savunmamız karşısında boşluk bulamayınca ummadıkları tarzda kontra atak yediler. Baktılar iş kötüye gidiyor, Cengiz'i ikili kademeyle sıkıştırıp Kerem'i nispeten boş bıraktılar.
Onlar bilinçli bir şekilde "gel gel" yaparken, biz kontrolsüzce yüklenince pozisyon bulduk ama arkadaki duruşumuz da bozulmaya başladı. Her şeye rağmen ilk 15 dakikada yakaladığımız üç net pozisyondan en az birini gol yapabilseydik bu maçın kesinlikle çok farklı bir hikayesi olabilirdi.
Biz atamayınca tecrübeli Hırvatlar yaptılar yapacaklarını. İşin ilginç yanı öylesine geldikleri sıradan bir atakta Ferdi'nin hatasıyla başlayan pozisyonu Kovacic gol yaparken etrafında bizim dört oyuncumuz vardı. Yine zoru başardık özetle.
TURGAY DEMİR - ÇARE SERGEN
Hırvatlar, maçın başlarında 4-4-2 dizilişli ve her oyuncumuzun pozisyonuna hakim olduğu disiplini savunmamız karşısında boşluk bulamayınca ummadıkları tarzda kontra atak yediler. Baktılar iş kötüye gidiyor, Cengiz'i ikili kademeyle sıkıştırıp Kerem'i nispeten boş bıraktılar.
Onlar bilinçli bir şekilde "gel gel" yaparken, biz kontrolsüzce yüklenince pozisyon bulduk ama arkadaki duruşumuz da bozulmaya başladı. Her şeye rağmen ilk 15 dakikada yakaladığımız üç net pozisyondan en az birini gol yapabilseydik bu maçın kesinlikle çok farklı bir hikayesi olabilirdi.
Biz atamayınca tecrübeli Hırvatlar yaptılar yapacaklarını. İşin ilginç yanı öylesine geldikleri sıradan bir atakta Ferdi'nin hatasıyla başlayan pozisyonu Kovacic gol yaparken etrafında bizim dört oyuncumuz vardı. Yine zoru başardık özetle.
Bireysel olarak bakınca, Ferdi, Enes, Kerem, Hakan Çalhanoğlu, Cengiz Ünder, hepsi A klas oyuncular ama sahadaki görüntü maalesef bu kalitenin yansıması değil. Önde basıyoruz, topu kazanıyoruz, rakip ceza sahasında çoğalıyoruz ama en kritik noktada topun ya bir adım gerisinde kalıyoruz ya bir adım önünde.
Anları ıskalıyoruz vesselam. Enes İspanya'da, Hakan İtalya'da beklentilerimizi yükseltiyorlar ama Milli Takım'da beklentilerimizi karşılamaktan çok uzak kalıyorlar. Garip bir durum bu.
Oynama iştahımızda bir eksiklik yok, çocuklar gerçekten iyi savaştılar, özellikle ikinci golden sonra kaybedecek bir şeyimiz kalmayınca deyim yerindeyse 2008 ruhuyla saldırıp Hırvatları silkelediler. Yeterince de gol pozisyonu yakaladık ama kaleci Livakovic'e takıldık.
Bireysel olarak bakınca, Ferdi, Enes, Kerem, Hakan Çalhanoğlu, Cengiz Ünder, hepsi A klas oyuncular ama sahadaki görüntü maalesef bu kalitenin yansıması değil. Önde basıyoruz, topu kazanıyoruz, rakip ceza sahasında çoğalıyoruz ama en kritik noktada topun ya bir adım gerisinde kalıyoruz ya bir adım önünde.
Anları ıskalıyoruz vesselam. Enes İspanya'da, Hakan İtalya'da beklentilerimizi yükseltiyorlar ama Milli Takım'da beklentilerimizi karşılamaktan çok uzak kalıyorlar. Garip bir durum bu.
Oynama iştahımızda bir eksiklik yok, çocuklar gerçekten iyi savaştılar, özellikle ikinci golden sonra kaybedecek bir şeyimiz kalmayınca deyim yerindeyse 2008 ruhuyla saldırıp Hırvatları silkelediler. Yeterince de gol pozisyonu yakaladık ama kaleci Livakovic'e takıldık.
Manzara gayet açık, Kuntz cesur bir teknik adam değil, bir sistemi de yok… Yol yakınken, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası henüz kaçmamışken Sergen Yalçın ya da İlhan Palut gibi genç ve idealist bir teknik adamı A Milli Takımımız'ın başına getirip önümüze bakmalıyız.
REHA KAPSAL - KRİZ
Milli Takımımızın, Ermenistan'a karşı iyi oynamayıp kazandığı üç puanın moraliyle beraber, Bursa'da uzun süreden sonra oynayacağımız Milli maçın bilincinde olan Bursalılar ve civar illerden gelen halkımızın yarattığı o müthiş ve mükemmel atmosferle maça çok hızlı başladık.
İlk 15 dakika özellikle istekli, coşkulu, tribünlerin yarattığı enerjiyle hem Kerem hem de Cengiz ile net pozisyonlar bulduk. Bu rüzgar çok çabuk dindiği gibi bir de üzerine golü yiyince; yine içgüdüsel, telaşlı, sahada aklı çıkıp duygularıyla oynayan, hücum ve savunmada ne oynadığı belli olmayan belli olmayan, fabrika ayarlarına geri döndüğümüz çok kötü bir futbol izlemeye başladık.
Manzara gayet açık, Kuntz cesur bir teknik adam değil, bir sistemi de yok… Yol yakınken, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası henüz kaçmamışken Sergen Yalçın ya da İlhan Palut gibi genç ve idealist bir teknik adamı A Milli Takımımız'ın başına getirip önümüze bakmalıyız.
REHA KAPSAL - KRİZ
Milli Takımımızın, Ermenistan'a karşı iyi oynamayıp kazandığı üç puanın moraliyle beraber, Bursa'da uzun süreden sonra oynayacağımız Milli maçın bilincinde olan Bursalılar ve civar illerden gelen halkımızın yarattığı o müthiş ve mükemmel atmosferle maça çok hızlı başladık.
İlk 15 dakika özellikle istekli, coşkulu, tribünlerin yarattığı enerjiyle hem Kerem hem de Cengiz ile net pozisyonlar bulduk. Bu rüzgar çok çabuk dindiği gibi bir de üzerine golü yiyince; yine içgüdüsel, telaşlı, sahada aklı çıkıp duygularıyla oynayan, hücum ve savunmada ne oynadığı belli olmayan belli olmayan, fabrika ayarlarına geri döndüğümüz çok kötü bir futbol izlemeye başladık.
Kuntz'un ilk 11 seçimlerinde Roma ve Leicester'da oynamayan, maç ritmi yakalamamış Çağlar ve Zeki ile başlaması, 1-0 geriye düştükten sonra takımın en ofansif orta sahalarından biri olan Hakan sakatlandıktan sonra İsmail gibi, çıkan oyuncuyla aynı profilde olmayan bir hamle geldi. Bunu da anlamam mümkün değil.
Geriye düştüğümüzde girecek tek oyuncu Arda idi. Enes ile Cengiz'in hiçbir şey oynamadığı ve üretmediği bir oyunda onları çıkarmak için 80 dakika beklemek, Cenk gibi iyi ve formda bir golcüyü maçın son 10 dakikasında 2-0 gerideyken oyuna almak, hatta işin tuhafı Beşiktaş'ta çok formda olan Onur Bulut'un da kredisinin tek maçlık olması!
Doğrusu bunları çok merak ediyoruz Türk halkı olarak? Esas en önemli konu, yaklaşık 1 senedir hiç gelişmeyen oyun!.. Bir de yurt dışı ve yurt içinde formda olan bu kadar oyucunun, saha içinde bu kadar formsuz duruma gelmeleri de ayrı bir beceri ister doğrusu.
Kuntz'un ilk 11 seçimlerinde Roma ve Leicester'da oynamayan, maç ritmi yakalamamış Çağlar ve Zeki ile başlaması, 1-0 geriye düştükten sonra takımın en ofansif orta sahalarından biri olan Hakan sakatlandıktan sonra İsmail gibi, çıkan oyuncuyla aynı profilde olmayan bir hamle geldi. Bunu da anlamam mümkün değil.
Geriye düştüğümüzde girecek tek oyuncu Arda idi. Enes ile Cengiz'in hiçbir şey oynamadığı ve üretmediği bir oyunda onları çıkarmak için 80 dakika beklemek, Cenk gibi iyi ve formda bir golcüyü maçın son 10 dakikasında 2-0 gerideyken oyuna almak, hatta işin tuhafı Beşiktaş'ta çok formda olan Onur Bulut'un da kredisinin tek maçlık olması!
Doğrusu bunları çok merak ediyoruz Türk halkı olarak? Esas en önemli konu, yaklaşık 1 senedir hiç gelişmeyen oyun!.. Bir de yurt dışı ve yurt içinde formda olan bu kadar oyucunun, saha içinde bu kadar formsuz duruma gelmeleri de ayrı bir beceri ister doğrusu.
Ama Hamit Altıntop'un 25 teknik adamla görüşüp, içinden Kuntz'a karar vermesi de çok enteresan. Çünkü bu seviyelerde hiç çalışmamış bir teknik adamın, Milli takımın başına getirilmesi başlı başına büyük hata!
Nedeni de şu... Liderler işler iyi giderken değil, kötü giderken strateji belirleyip, saha içinde krizi çözme becerisini gösterip fark yaratır. Bu krizin aynı dönemde saha dışında da oluştuğu zamanlar olur.
Bir teknik adamla gidilmeyeceğini, yol yürünmeyeceğini anladığınız zaman; onun üzerinde fazla ısrar etmeyip, oradaki krize el koyup, çok acil çözüm odaklı olup, sorunu ortadan kaldırmanız gerekir. Bunu da yapacak tek merci Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'dur!
Ama Hamit Altıntop'un 25 teknik adamla görüşüp, içinden Kuntz'a karar vermesi de çok enteresan. Çünkü bu seviyelerde hiç çalışmamış bir teknik adamın, Milli takımın başına getirilmesi başlı başına büyük hata!
Nedeni de şu... Liderler işler iyi giderken değil, kötü giderken strateji belirleyip, saha içinde krizi çözme becerisini gösterip fark yaratır. Bu krizin aynı dönemde saha dışında da oluştuğu zamanlar olur.
Bir teknik adamla gidilmeyeceğini, yol yürünmeyeceğini anladığınız zaman; onun üzerinde fazla ısrar etmeyip, oradaki krize el koyup, çok acil çözüm odaklı olup, sorunu ortadan kaldırmanız gerekir. Bunu da yapacak tek merci Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'dur!