"Aile" konusuna Sosyolojik bakış

AK Parti 25. Dönem Milletvekili ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı katıldığı bir YouTube kanalı programında Aile’nin toplumdaki rolüne ve önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ANKARA (İGFA) - Ailenin coğrafya, inanç veya kültür fark etmeksizin sosyolojik kuramların çekirdeğini oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mazhar Bağlı, aynı zamanda toplumdaki inanç sisteminin bir yansıması olduğuna işaret etti.

“MODERNİZM AİLEYİ DE DÖNÜŞTÜRÜYOR”

Toplumsal görevlerin yerine getirilmesinde, sosyo-kültürel hayatın şekillendirilmesinde ailenin çok önemli bir işleve sahip olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mazhar Bağlı, aileyi sadece adab-ı muaşeret kuralları üreten bir yapı olarak görmenin toplumsal varlığın bir izdüşümü şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek;

“Bireylerin toplumsal değerlere yönelik eleştirilerini dile getirirken aileyi merkeze aldığını söyleyebiliriz. Hatta bunu bir adım daha ileriye götürecek olursak devletin, özel mülkiyetin ve üretim biçimlerinin kaynağının bile aile olduğuna ciddi tartışmalar yapıldığını görürüz. Bugünün en çok tartışılan konulardan biri olan kadının toplumdaki rolü ve cinsiyete dayalı tartışmaların çıkış noktası olarak ailenin fonksiyonun giderek yitirmesi olduğu şeklinde değerlendirmede gerekir. Toplumsal yaşamın devamlılığı noktasında bu kadar önemli bir role sahip olan ailenin varlığını güçlü bir şekilde sürdürebilmesine yönelik yeterince politikalar geliştirilmediğini söyleyemiyoruz ne yazık ki. Günümüz modernizm yaşamımızdaki her şeyi olduğu gibi aileyi de dönüştürüyor. Özellikle dinsel hayatın her geçen gün daha fazla aşınması aile içerisinde adalet aşısıyla şekillendirilmiş hiyerarşinin de temelden sarsılmasına ve ebeveyn çocuklar arasındaki ilişkinin de sağlıksız bir zemin üzerinde ilerlemesine neden olmuştur. Bu durum sadece aileyi değil yaşama dair bütün değer yargılarını ailede öğrenen bireylerin de geleceğe dair öngörülerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir.” dedi.

“BİREYLER ANNE VE BABA ŞEFKATİNE İHTİYAÇ DUYUYOR”

Günümüzde maziye yönelik özlem duygusunun daha fazla arttığını dile getiren Prof. Dr. Bağlı, buna rağmen kusursuz bir işleyişinin olamayacağını belirterek;

“Her şeye rağmen bir çaba göstermeliyiz. İnanç sistemlerimizin varlığı insanın içindeki ego ve egoya bağlı gelişen hırsı frenliyor. Aynı zamanda gerek aile içerisinde gerekse de toplum içerisinde egemenlik ilişkisini adil bir biçimde düzenliyor. Kaldı ki egemenlik ilişkisini adalet duygusundan yoksun bir şekilde ele aldığınızda Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da ve Dünya’nın farklı coğrafyalarında mazlumlara yönelik katliamların ve katliamlar karşısında tepkisizliğin ortaya çıktığını görürüz. Bugün Suriye’de adalet arayışının sonucu olarak ortaya çıkan devrim karşısında PKK bağlantılı bir örgüt bile HTŞ liderine nasıl davranması gerektiği şeklinde dikte etme hakkını kendinde görüyor. Bu durum adil olmayan ilkel duyguların oluşturduğu söylemsel bir iktidar pratiğinin sonucudur. Toplumsal roller insanların birbirlerinden beklentilerini etkiliyor. Her insan bir başkasına ihtiyaç duyduğu gibi aile içerisinde de anne ve baba şefkatine, merhametine ihtiyaç duyuyoruz. Bu olmayınca özlem duygusu giderek artıyor.” Şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE NÜFUSU YAŞLANIYOR”

Ailenin kadın erkek ilişkisini adalet duygusu ekseninde belirleyen önemli bir yapı olduğuna işaret eden Prof.Dr. Mazhar Bağlı, günümüzde aile içerisinde boşanma eğiliminin gittikçe arttığını söyleyerek;

“Toplumsal varlığın temelidir. Bugün aile yapısı temelden sarsılıyor. Boşanma eğilimi gittikçe artıyor. Bunun neticesinde de sağlıklı bir aile ortamında büyümekten yoksun bırakılan çocukların sadece ekonomik değil aynı zamanda ruhsal ihtiyaçlarının yoksunluğu sorunu da ortaya çıkıyor. Bununla birlikte baba kültürü de yok oluyor. Sorunlar karşısında birbirleriyle oturup sohbet edebilecek, derdinizi açabilecek bir çatıdan mahrum kalıyor bireyler. Bugün yaşadığımız sorunların da aile içerisindeki rollerin aşınmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bugün devletimiz aile korumaya yönelik politikalar geliştirmeye çalışıyor. Bu politikalar ailenin dolayısıyla da toplumun ve devletin devamlılığı noktasında çok önemlidir. Özellikle nüfusumuz gün gün düşüyor. Türkiye yaşlanıyor. Çözüm ise çocuk yapmak ve bunun içinde evlenerek aile kurulmasını sağlamak. Aile içerisinde temel değerleri koruyarak merhamet ve vicdan sahibi bireylerin yetiştiği genç ve dinamik bir toplum inşa etmeliyiz. Aksi halde toplumsal yapımız temelden sarsılmaya devam edecektir.” şeklinde sözlerini noktaladı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT