Kendinle Barışık Olmak

Kendini dinlemek, kendi ihtiyaçlarına kulak vermek iyi bir anne ya da baba olmadığın anlamına gelmez.  Çocuklarının mutlu, huzurlu ve özgüveni yüksek insanlar olarak yetişmesini istiyorsun.

Peki bunlar sen de var mı?
Mutlu musun?
Huzurlu musun?
En önemlisi özgüvenin ne durumda?
Çevrendekilere vermek istediğin değerlerin, önce sende de olması gerekmiyor mu? Hem de yeterince olmalı ki, fazlasını verebilmelisin. Eğer yeterince yoksa, kendinden olanı vermen gerekecek. Buda seni daha zor duruma sokmaz mı sence?

Hatırlar mısın? Hamile iken yeterince süt içip, yoğurt yemediğin için dişlerin ağrıdığında doktor, ‘’acil kalsiyum takviyesi yapmalısın, vücudunda yeterli kalsiyum olmadığı için bebeğin senin vücudundaki kalsiyumu tüketiyor’’ demişti.
O zaman kendini de dinlemelisin, ihtiyaçlarına kulak vermelisin. Bir romana gömülüp okuyabilmeli, bir arkadaşını arayıp dertleşebilmelisin, sabahları yatakta prens ya da prenses gibi keyfini çıkarabilmelisin hayatın.

Aramızda kalsın da bunları her gün yapmayı isteme,  her hafta olmasını da beklememelisin. Ama öyle bir zamanda olmalı ki, senin yaralarını sarmalı, ruhunu iyileştirmeli.
Bir çocukla yaşamak zordur.  Çocuklar ilgi ister, sevgi ister, anlayış, sabır ve ona ayıracak zaman ister. Belki sen bir kaç tane yürekle birlikte yaşıyorsun. Bu yaşantı bir günlük, bir gün içerisinde birkaç saatlik bir yaşantı da değil üstelik. Anne baba olmak tam zamanlı bir iştir. Tam yirmi dört saat. Sekiz saatliğine evden ayrılıp işe gidenler bazen kendini şanslı hisseder. Yüksek sesle konuşmayan, ağlamayan, sürekli bir şeyler istemeyen insanlarla vakit geçirmek iyi gelir. İnsan biraz nefes alıyorum diye düşünür.
Peki ya işe gitmeyenler. O zaman onlar ne zaman nefes alacak? Tükenmemek için dinlenmelisin, bağırmamak için sakinleşmelisin, mutlu edebilmek için önce kendin mutlu olmalısın. 
Kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini dinlemen bencillik değildir. Kendinize karşı düşünceli olun, duygularınızı anlamaya çalışın, ihtiyaçlarınızı gidermek için gayret edin; bunları hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için yapın.
Çocukların emin ol senin mükemmel olmanı beklemiyor, hata öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Önemli olan parçaları birleştirirken hüznün sevincin neşen, gam ve kederin hepsi de uygun biçimlerde seslerini çıkarabiliyor mu? Onları bastırma, kontrollü yaşa. Hatta sana bir animasyon da önereyim ‘’Ters Yüz’’ tiksintinin, öfkenin, korkunun ne kadar önemli olduğunu farketmene yardım eder belki de.
Hepimiz mutlu olma kapasitesine sahip olarak yaratılmışız. Kendini olumsuzluklara teslim etme.
Mutlu yaşayabilmek için önce kendini tanı, yapabileceklerinin ve yapmakta zorlanacaklarının farkına var. Çocuklarının evinde misafir olduğunu unutma. Tahammül edebileceğin alanların sınırlarını iyi belirle, çocuklarına ve çevrendekilere ‘’hayır’’ dediğin durumlar çok fazla değişken olmasın; böylece hayatın hem huzurlu, hem de daha düzenli olur. Bütün bunları yapabilirsin kendine güven ama tüm bunlar bir günde olmayacaktır moralini de bozma sakın. Unutma!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Emel GÜL Arşivi