Ramazan ayında uyku eksikliği sağlığımızı nasıl etkiler?
Müslümanlar olarak bir Ramazan ayını daha acısıyla, tatlısıyla, uğurluyoruz. Kutsal ayımız Ramazan’da birçoğumuz adeta gece varoluş moduna geçtik ve ne yazık ki bu güzel ayın gecelerini daha fazla ibadet ve duayla değil de, yatak - mutfak gezerek geçirdik. Peki, böyle yaparak elimize ne geçti?
Doğal biyolojik ritimlerimiz tamamen bozuldu, bizi bütün gün uyumaya zorladı, uykusuzluk, ilgisizlik, baş ağrıları Ramazan'ın bu güzel günlerinde ibadete odaklanmamızı engelledi.
Uyku bozukluklarında uzmanlaşmış bir doktor şöyle diyor; ‘Stres ve sürekli ruh hali değişimleri insan metabolizması için ilk endişe verici çağrılardır.’ Bu durumla ilgili vücudumuz ise bize şöyle sesleniyor; "Dur, bana işkence etmeyi bırak, tam olarak bir dinlenmeye ihtiyacım var.”
Doktorun vurguladığı gibi geceleri düzenli olarak uyuyamayan bir kişiyi daha ciddi sağlık problemleri bekler ve bu yüzden hem vücut hem de ruh sağlığının bozulması kaçınılmazdır. Maalesef uyku bozuklukları nedeniyle bağışıklığınız sıfıra inecek, kalp krizi ve felç geçirme riskiniz önemli ölçüde artacak, düzgün uyumayı öğrenemezseniz tip 2 diyabet riski ortaya çıkacaktır. Bunları hesaba kattığımız zaman bütün Ramazan ayını uykusuz ve düzensiz beslenme yüzünden vücudunuza ve ruhunuza eziyet etmek istemediğinizden nasıl emin olabilirsiniz? Ramazan’da akşamınızı ve gecenizi doğru bir şekilde planlarsanız tam bir uykuya, dua yapmaya, Kuran-ı Kerim okumaya, yemeğe, çay içmeye ve samimi bir sohbete yeterli zamanınız olacaktır.
1. Önemli zaman;
Çoğumuz bir ay oruç tutuyoruz ve maalesef tam anlamıyla uyuyamıyoruz. Bu durum vücudumuza muazzam bir yük getirmektedir. Çocuklarınız ve ailenizle birlikte yatsı namazını kıldıktan sonra mutlaka uyuyun, sahur kalktığınızda hafif bir şeyler yiyin ve sabah namazı kılmak için bekleyin, sonrasında tekrar uyuyarak vücudunuzun ihtiyacı olan uykuyu sağlayın.
2. Her şeyde bir sisteme ihtiyaç var
Bir psikiyatriste göre vücudun biyolojik ritimlerini doğru bir şekilde ayarlamak için her gün aynı saatte yatıp uyanmak çok önemlidir. Elbette doğru beslenme de çok önemli. Ramazan ayında yatmadan önce aşırı miktarda yemek yememeye çalışın. Yağlı yiyecekleri, lezzet arttırıcı maddeleri, şekerli içecekleri tamamen menünüzden atın. Bu menü uyku kalitenizi büyük ölçüde etkileyebilir. Sabahları güneş ışığına maruz kalmayı arttırmaya ve geceleri yapay ışığa maruz kalmayı azaltmaya ve Ramazan ayı boyunca kahve, gazlı içecekler ve çikolata gibi uyarıcılardan kaçınmaya çalışın.
3. Dikkat akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, televizyonlar, her odada!
Yatmadan önce sosyal medyada vakit geçirme alışkanlığından kurtulana kadar tam bir dinlenmeyi unutabilirsiniz. Hepimiz sosyal medyada geçirdiğimiz beş dakikanın on ile güvenli bir şekilde çarpılabileceğini biliyoruz, sonunda bir saat boyunca telefonumuza dokunuyoruz ve elimizden düşmediği, yüzümüz ve gözlerimiz acımaya başlayana kadar sakinleşmiyoruz. Evlerinizde mutlaka geceleri kablosuz ve mobil interneti kapatın! Daha da iyisi yatak odasına hiçbir şekilde modem ve benzeri tür aletler almayın, bir alarm saati satın alın. Böylelikle uykunuz niteliksel olarak yeni bir seviyeye geçecektir.
4. Hala uyuyamıyorsam ne yapmalıyım?
Eğer bir rüya sizi ziyarete gelmeyi reddediyorsa, kalben endişeli ve üzgün iseniz, ayağa kalkın, abdest alın ve Yüce Allah'ı anın! Dua edin, af dileyin, Hz. Peygamber’e salavat getirin. Bütün geceyi samimi bir ibadetle ve duayla geçirirseniz, inşallah Yüce Allah ertesi günü onurlu bir şekilde yaşamanız için size güç, kuvvet verecektir.
Unutmayın oruç tutmanın sağlığa olan yararı, daha fazla bitki gıdası ve lif tüketmek, kan şekerinizi düşürmektir.
Peki, gerçek hayatta neler oluyor? Birçok iftar sofrasında etli, bol yağlı ve şekerden yapılmış yemekler yer almaktadır. Ramazan ayında yetersiz beslenme veya aşırı yeme vücuda zarar verebilir. Oruç, sadece yemek yemekten değil, aynı zamanda gözleri, kulaklarını ve dilini günaha karşı korumaktan, yani dedikodu yapmamaya, önemsiz şeylerle uğraşmamaya, küfürlü sözler söylememeye, bizi iyi işlere yönlendirmeye çağırmaktadır.
Herkes için oruç tutmak zorunlu mudur?
Herhangi bir kuralda olduğu gibi istisnalar vardır ve İslam'ın kurallarında da istisnalar vardır. Sürekli seyahat halinde olanlar, çocuklar, hamile ve emziren anneler, kronik hastalar oruçtan muaftır. Belli sorunlarınız varsa ve fiziksel olarak aç kalmanız zorsa, hiçbir şekilde oruç tutmamalısınız. Oruç tutmanın sağlığa zarar vermesi durumunda oruç ibadeti dinen yasaktır. Bu nedenle Ramazan ayından önce kronik hastaların doktora başvurmaları önemlidir ve sadece hekimin izniyle oruç tutulabilir.
Her şeyden önce bir Müslümanın oruç tutarken bu ibadeti diyet ve detoks niyetiyle yapmaması gerekir. Oruç tutmanın öncelikle dini bir emir olduğunu hatırlamak önemlidir. Elbette Müslümanlar herhangi bir fiziksel fayda için oruç tutmazlar! (Kilo vermek, vücudu arındırmak ve benzeri sebepler için değil)
Oruç tutmanın amacı;
En sıcak ve yorucu günlerde bile insan ihtiyaçlarının tamamen reddedilmesi, Müslümanların inançlarının gücünü göstermelerini mümkün kılar. Oruç tutarken Müslümanlar içgüdülerini ve tutkularını (nefis) frenlemeye çalışır. Bu ayda ruh temizliği ve günahtan arınmanın yanı sıra, oruç tutan kişi, iç saflığını daha sıkı bir şekilde gözlemlemeye çalışır, insanı kirleten tüm düşünce ve eylemlerden kurtulur. İşleri ve düşünceleri kirli olan ve Allah’tan hoşnut olmayan bir Müslümanın oruç tutması geçersiz sayılır.
Ramazan, Kur'an-ı Kerim’de de Bakara Suresi 185. Ayette şu şekilde anlatılmaktadır; “O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).”
Bu ayı kendinize ve çevrenizdekilere maksimum fayda sağlayarak verimli bir şekilde harcayalım ve sakın hastalanmayalım!