Faiz indirimi
22 Eylül’de yapılan Merkez Bankası para politikası kurul toplantısı sonucunda politika faizi 100 baz puan indirildi. Sıcağı sıcağına bu konuya değinmek istemedim. Piyasa tepkisinin ortaya çıkması en az bir hafta süreceği için hemen değerlendirmek doğru olmayacaktı.
Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde işleyiş itibarı ile özerk kurumlar olan Merkez Bankaları hükümetlerin hedefleri doğrultusunda para politikaları belirler ve bunu uygular.
Açıkçası yapılan faiz indiriminin ne enflasyon hedefine ne büyüme hedefine olumlu bir etkisinin olacağını sanmadığım gibi piyasa tepkisine baktığımda olumsuz yönde etkisinin olacağını düşünüyorum. Zira kur cephesinde yaşanan artış bize tekrar enflasyon olarak dönecek. Üstelik siz para otoritesi olarak faizi indirdiniz ancak piyasada işlem gören tahvil faizleriniz arttı. Şimdi bu indirim gerek hükümetin gerekse Merkez Bankası’nın 2021 yılsonu hedeflerine ne katkıda bulundu diye sormak lazım?
Bu indirim bankacılık cephesinde kredi ve mevduatlara ne derece yansıdı diye bakıyoruz ama orada da olumlu bir gelişme yok. Oysa Eylül ayında faizi indirmek yerine pas geçerek piyasa beklentileri doğrultusunda Ekim, Kasım ve Aralık aylarında 50’şer baz puan indirime gitseydik çok daha olumlu sonuçlar alabilecektik.
Yapılan faiz indirimi kurun yükselmesi dışında şu ana kadar piyasa açısından olumlu bir katkı yapmadığına göre belki istenen sonuç kurun yükselmesi ve buna bağlı ihracat artışı ile büyüme tarafını desteklemek diye düşünüyorum. Bu konuya başka hiçbir mantıklı izah getiremedim. Fakat kur her yükseldiğinde ülkemizde iğneden ipliğe fiyatlar değiştiği için oluşacak enflasyon hesap ediliyor mu? Geçmişte zamansız yapılan faiz indirimlerinin bir müddet sonra karşımıza daha fazla faiz artırımı olarak çıktığını neden unutuyoruz?
Pandemi etkilerini bir tarafa atmış ya da küresel bazda yaşanan enflasyonu unutmuş değilim. Zaten tam da bu yüzden neden yanlış adımlar attığımızı anlamakta güçlük çekiyorum.
Geçmiş zaman Agop ölmüş. Cenaze töreninde hanımı Hayganuş kocasının tabutu başında oturmuş ağıt yakıyor. Tüm kilise bu dramatik anı saygı içerisinde sessizce izliyor. Hayganuş hanım:
- Ah Agop efendi ah. Sen ne güzel, ne alim adam idin. Fransızca bilir idin. Almanca’yı, İngilizce’yi fevkalade konuşur, edebiyattan, fizikten ve kimyadan çok iyi anlar idin. Şiirler yazar, icatlar yapar idin. Övgüler methiyeler sıralanırken biri dayanamaz:
-Yahu Madam Hayganuş, Agop’u bizde bilir idik Fransızca filan bilmez idi. Şiir yazıp icat yapmak bir yana az biraz okuması az biraz yazması vardı. Bunun üstüne Madam Hayganuş ağlamayı keserek başını gururlu bir şekilde kaldırır ve der ki:
- Olsun. Hevesi var idi.
Kuruluş amacı kuruluş yasasında fiyat istikrarı sağlamak olan bir kurumun belirlenen bu amacı gerçekleştirmek için kullanacağı para politikası araçlarını (açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılıklar, faiz oranları belirlenmesi) seçmekte ve bunları hangi oranda ve ne yönde kullanacağını belirlemekte yine aynı yasa gereğince bağımsız kılınmış halde iken ortaya çıkan sonuç tam da bu fıkraya uyuyor.
Geçtiğimiz yıllarda aynı şeyi birkaç kez yaşamamıza rağmen piyasa tepkisini hafife almanın bedelini ne yazık ki yine yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve yüksek faiz olarak sabit gelirliler ödeyecek.