Aşırı kullanım yaralanmaları (Overuse hasarları)
“Aşırı kullanım yaralanması, bir hareketin tekrar tekrar yapılmasına bağlı gelişen yaralanmalardır. Özellikle sporcularda ve bazı meslek gruplarında sık görülmektedir.”
Covid pandemisinin ardından kısıtlamaların ortadan kalkması ve kış mevsiminin yeterinde soğuk geçmemesine bağlı olarak, güzel havaları değerlendirme maksatlı “sağlıklı yaşam için spor” sloganıyla birlikte profesyonel olsun ya da olmasın sportif aktivitelere katılan birey sayısında artış olmuştur. Aşırı spor yapma hevesi beraberinde egzersize bağlı spor yaralanmalarında artışları tetiklemiştir. Bunlar arasında tekrarlayan stress ve mikrotravmalar sonrası görülen “aşırı kullanıma bağlı yaralanmalar” önemli bir yer tutmaktadır.
Spor yaralanmaları nedeniyle hastanelere başvuruların %30’unun altındaki neden aşırı kullanım yaralanmalarıdır. 2 yıldan uzun süredir düzenli antrenman yapan ya da spora yeni başlayıp yüksek şiddette antrenman yapanlarda görülebilmektedir. Ayrıca mesleki aktivitelere bağlı olarak da aşırı kullanım yaralanmaları oluşabilir.
Alet veya makine ile iş yaparken, kas iskelet sistemlerinde oluşan yaralanmalara ve yorulmalara neden olan tekrarlı ve gerilimi artıran hareketler sonucu oluşmaktadır.Aşırı kullanıma bağlı yaralanmalar, genellikle tekrarlayan stres ve travmalar sonucu gelişmektedir. Semptomlar yavaş yavaş gelişmektedir. Aşırı kullanıma bağlı yaralanmalar sporcularda/ağır işlerde çalışanlarda genellikle kas ve tendonların ağır biçimde bir kere zorlanması (makrotravma) ya da tekrarlayan küçük zorlanmalara bağlı mikrotravmalar sonucu oluşur. Mikrotravmaların sonucu olarak mikroskobik zedelenmeler ve ardından overuse tablolar (stres kırıkları, tenisçi dirseği, golfçü dirseği, sinir sıkışması, aşil tendiniti, kaval kemiği ağrısı, ayak ön kısmında ağrı, sıçrayıcı dizi, tetik parmak, ganglion kisti, vb.) oluşmaktadır.
Aşırı yüklenmeler dokuda sürtünmeye, gerilmeye bağlı patolojiler oluşturur. Hasarlanmalar sporcularda antremanın sıklık, süre ve şiddeti artırıldığında görülmektedir. Ayrıca spor yapılan zemin, kullanılan malzemeler, antrenman tekniği ve hava şartları da katkıda bulunmaktadır. Mesleki maruziyette ise, belirlenmiş dinlenme periyodlarına uyulmaması, uygun dinlenme aralıklarının verilmemesi, ergonomik kurallara uyulmaması bu tarz hasarları artırmaktadır.
Aşırı kullanıma bağlı yaralanmalarda tedavi genellikle konservatif tedavileri içermektedir. Hasarlı bölgeyi koruma, istirahat ettirme, yaralanan bölgeye 4 saat arayla 10-15’er dk buz uygulaması ve hasarlı bölgeye elastik bandaj ile sararak kompresyon yapılması sağlanır. Böylece hem yaralı bölge istirahate alınmış hem de ödem gelişmesi engellenmiş olur. Gerekli durumlarda destek olarak taping, brace, splint ve atel gibi malzemeler kullanılır.
Hasarlanmış bölgedeki yangıyı ve ağrıları önlemek için ağrı kesici-iltihap giderici ilaçlar ağızdan alınarak ya da cilt üzerine sürülerek kullanılır. Yeterli fayda alınamadığı durumlarda lokal enjeksiyonlar (lokal anesteziklerle birlikte steroidler) yapılabilir. Steroid enjeksiyonları tendonda zayıflık ve yırtık riski oluşturduğu için kullanılıp kullanılmamasına iyi düşünülerek hastayla birlikte karar verilmelidir. Steroid enjeksiyonları büyük eklemlere, yük taşıyan tendonlara yapmak son derece risklidir. Küçük eklemler ve tendon kılıfına, yırtık gelişmemiş dokulara uygun durumlarda steroid enjeksiyonları uygulanabilir.
Dokunun iyileşme sürecini başlatmak, vücudun iyileştirici yanıtını tetiklemek için kuru iğneleme, tetik nokta enjeksiyonları, %5 dextroz, PRP ve lokal ozon uygulamaları güvenle uygulanabilmektedir. Akut dönemin ardından uygulanması hastanın konforu için daha iyi bir seçenektir.
İlaç ve enjeksiyon tedavileri yetersiz kaldığında; fizik tedavi modalitelerini kullanmak iyileşme sürecini kolaylaştırmaktadır. Krioterapi, termal tedavi, ultrason tedavisi, iontoforez, fonoforez, galvanik stimülasyon, elektriksel stimülasyonlar, masaj tedavisi, laser tedavisi ve manyetik alan tedavisi de kullanılabilir.
Germe ve güçlendirme egzersizlerine mümkün olan en kısa sürede başlanmalıdır. İlk günlerde izometrik olarak başlanan egzersizlere ilerleyen günlerde izokinetik egzersizler ve izotonik egzersizler de eklenerek devam etmelidir. Erken dönemde başlayan germeler bağ dokusunun daha esnek olmasına yardımcı olur.
Korunmak için; antrenmanın süresi, sıklığı ve şiddeti göz önüne alınarak uygun programlar hazırlanmalı, doğru antrenman tekniği kullanılmalı, ısınma ve germeye yeterli zaman ayrılmalı, yapılan aktiviteye uygun malzeme kullanılmalıdır. Egzersiz yoğunluğu mesafe, hız, ağırlık gibi parametreler açısından haftada %10’dan fazla arttırılmamalıdır.
- Uyku düzeni, yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir.
- Mesleki risk altında olanların; her 10 dakikada bir 10 saniyelik ara vermesi dramatik şekilde yorgunluğu azaltmaktadır. Her saat başı 10 dakikalık dinlenme verilmesi uygun bir yaklaşımdır. Klavye kullanıcıları için çalışma süresi 45 dakikalık periyodlar arasına kısa dinlenme aralıkları konularak aşılabilir.