Doç.Dr. Mustafa Turgut YILDIZGÖREN

Doç.Dr. Mustafa Turgut YILDIZGÖREN

Mevlana ve Şems

Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye, endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Şems-i Tebrizi

Yine bir Aralık ayı ve Konya’da yine vuslat iklimi hakim. Bu yıl Hz. Mevlana’nın dünyadan ayrılışının 748. yıl dönümü. 7-17 Aralık tarihlerine denk gelen bu hafta Şeb-i Arus yani Mevlâna Hazretlerinin ölüm yıldönümü (Vuslat yıldönümü) olarak adlandırılır. Aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen Mevlâna’ya ve öğretisine olan ilgi hızla artmakta, düşünceleri asırlardır insanlara ışık tutmaktadır. Konya aktüel dergisinin bu sayısında, tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü büyük Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi'yi en çok etkileyen, kadim dostu Şems-i Tebrizi’den bahsedeceğiz.

mevlana_sems_havuz.jpg

Tebriz kentinde doğan ve 1185-1248 yıllarında yaşayan Şems-i Tebriz bir İslam âlimidir. Şems, devamlı bir arayış içerisinde olmuş, manevi bir işaret üzerine de Hz. Mevlana'yı arayıp bulmuştur. Mevlâna’nın gönül dünyasında büyük değişikliklere neden olan Şems, Mevlâna ile üç yıl süren beraberliği sonunda, onu ilahi aşkın potasında eriterek, kâmil bir Hak aşığı olmasına neden olmuştur. Şems-i Tebrizi Şam'a döndüğünde, Mevlâna onun yokluğu ile büyük bir hüzne bürünmüştür. Şems'i kıskanan ve onun varlığını kabullenemeyen kimselere, Mevlana şöyle cevap vermiştir: "Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz." der. Mevlana ile Şems’in dostluğu Mevlana’nın öğrencilerince kıskanılmıştır. Müritler Şems aleyhinde propaganda yapmışlar, olmayacak şeyler söylemişlerdir. Konya’dan bir şekilde ayrılmasına neden olacak olaylar yaşanmıştır.  Mevlana bu duruma çok üzülmüştür. Bir süre sonra Şems, Mevlana’nın oğlu Sultan Veled tarafından Konya'ya geri çağrılır. Mevlana, bir daha şehirden ayrılmasın diye, onu evlâtlığı olan Kimya Hatun ile evlendirmek ister. Kimya Hatun'a gizliden aşık olan Alaaddin bu durumu hazmedemez ve Şems aleyhtarlarının yanında yer almaya başlar. Mevlana'da meydana gelen büyük dönüşümü hazmedemeyenler, onun Mevlana'dan ebediyen ayrılmasına sebep olmuşlardır. Şems, şehit mi edildi, yoksa geldiği gibi, kimseye haber vermeden Konya'yı mı terk etti bilinmemektedir. Bugün Konya'da Şems makamı olarak bilinen, halk ve bilhassa Mevlevilerce Şeb-i Arus törenlerinde Mevlana türbesinden önce ziyaret edilen yerdir. Konya’daki türbenin dışında Niğde’deki Kesikbaş Türbesi’nin de Şems’e ait olduğu söylenir. Ayrıca Tebriz’de Geçil denilen mezarlıkta, Hoy’da, Pakistan’ın Multon şehrinde Şems türbeleri vardır. Bu türbelerle ilgili çeşitli rivayetler vardır. Pakistanlıların söylediklerine göre de Şems, Konya’dan bir gece yarısı gizlice ayrılmış, önce Tebriz’e oradan da Hindistan’a gelmiş, meczup ve perişan yıllarca ormanlarda dolaştıktan sonra Multon şehrinde vefat etmiştir. “Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.” diye söyler Mevlânâ. Mevlânâ'nın söylediği gibi Şems-i Tebrizî’nin mezarı da belki anlatılan yerlerin hiçbirinde değildir fakat âriflerin gönüllerinde yaşadığı muhtemeldir.

sebi_arus.jpg

Bu yıl anma törenleri “Time of Spiritual Wisdom - İrfan Vakti” temasıyla düzenlenecektir. İrfan, kelime anlamı olarak anlama, sezme, bilme gibi anlamlarda gündelik dil içinde kullanılırken tasavvufi metinlerde “daha özel ve incelikli bilmeyi ve sezmeyi” kastetmektedir. İrfan kavramı, Mevlâna’nın ve diğer mutasavvıfların dilinde sıklıkla yer alan “kendini bilmek” idrakinin bir sonucudur. Vuslat yıldönümünde Hz. Mevlana’yı rahmetle anıyor, Vuslat ikliminin ülkemizde ve tüm Dünya’da birlik, beraberlik, huzur, hoşgörü ve sevgiye vesile olmasını diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Doç.Dr. Mustafa Turgut YILDIZGÖREN Arşivi