Sırt ağrılarından nasıl korunalım?
İnsanların yaklaşık %20 ila %25’i yaşamının bir döneminde sırt ağrıları yaşamaktadır. Sıklıkla kas kaynaklı olan bu ağrıların ciddi sonuçlara yol açabilecek diğer nedenleri de bulunmaktadır. Önemli olan sırt ağrılı bir vakayı araştırırken kas sorunlarının yanında diğer ciddi sorunları da akla getirebilmektedir. 5 günü aşan sırt ağrılarında, her rahatsızlıkta olduğu gibi tanı ve tedavi için hekimlere başvurulmalıdır. Ağrının yeri, ne zamandır olduğu, ağrının yayıldığı bölgeler, ağrının şiddeti, hangi pozisyonlarda ağrının belirginleştiği, ağrıyı artıran ve azaltan nedenler, ağrıya eşlin eden belirti ve bulguların tespit edilmesi tanıyı doğru koymak açısından önemlidir. Ayrıca klinik öykü yanında; kas-iskelet ve nörolojik muayene, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemleri de sırt ağrısı ile başvuran hastanın tanısını koymada yardımcı yöntemlerdir.
Sırt ağrısının sebeplerini inceleyecek olursak;
Sedanter Yaşam: Sırt ağrılarının büyük çoğunluğu sedanter yaşam tarzı olarak adlandırılan, düzenli spor ve egzersizin hayatımızın bir parçası olmamasına bağlıdır. Duruş bozuklukları, masa başında uzun süreli oturmalar, telefon, tablet ve bilgisayar başında uzun süreli oturmalar ve ergonomik olmayan kullanımları, kondisyon eksikliği ve sırt kaslarının güçsüz olması ağrıları tetikleyebilmektedir.
Travmalar: Yüksekten düşme, trafik kazası, sportif yaralanmalar gibi travmalar sırt ağrılarının ikinci sıklıkta görülen sebepleri arasında sayılabilir. Bu yaralanmalar kas ezilme ve zorlanmasından, çeşitli kırıklara kadar geniş bir yelpazede sorunlara neden olurlar. Bu tarz yaralanmalara sinir hasarları eşlik edebilir veya ileri dönemde sinir hasarı için risk oluşturabilir.
Osteoporoz: Menopoz sonrası kadınlarda, 65 yaşından büyük kişilerde, romatizmal hastalıklar ya da tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı gelişebilen kemik erimesi sırt ağrılarının sık nedenleri arasındadır. Omurga kemiklerinin mineral yoğunluğu azalır, kemik içlerinin mimari yapısı bozulur ve daha kırılgan hale gelir. Omurlardaki bu kırıklar akut yada kronik sırt ağrısı sebebi olabilmektedir.
Fibromiyalji: Günümüzde yaşam koşullarına bağlı olarak gelişen sırt ağrısına ek olarak, bel, boyun, omuz ve kollara yayılan ve yaygın vücut ağrısı yapabilen bir hastalıktır. Stres, kaygı, geçirilmiş ruhsal travmalar, cerrahiler ve iyi tedavi edilmemiş miyofasiyal kas ağrıları da fibromiyaljiyi tetikleyebilir. Kısa süren sabah tutuklukları, yorgun uyanma, kalitesiz uyku, konsantrasyon güçlüğü ve soğuk havalarda şikayetlerin artması ve baş ağrılarının eşlik etmesi nadir değildir.
Postüral bozukluklar (Skolyoz, Kifoz, Duruş bozuklukları): İdiopatik skolyoz genellikle sırt ağrısı oluşturmamaktadır. Skolyozu olan bireylerde yaşın ilerlemesiyle birlikte, çocukluk çağında düzeltilemeyen bu eğrilikler kas dengesizliği, spazmlar, disk hasarı ve kireçlenmeye neden olarak sırt ağrısı yapabilmektedir.
Büyüme çağının bir hastalığı olan Scheuermann kifozunda (ergenlik kamburluğu) ise sırt bölgesinde normalde 45 derece kadar olan omurga açısı 60 derecelere ulaştığında, çevre kasların zayıflığından ve yorgunluğundan dolayı sırt ağrıları gelişebilmektedir.
Kireçlenmeler: 30’lu yaşlardan sonra omurlar arasındaki disklerin su içeriğinde ve yük taşıma kapasitelerinde azalma, disklerde bozulmalar ve kireçlenmeler meydana gelmektedir. Mesleki maruziyetlerde bu değişiklikleri hızlandırmaktadır ve zamanla sırt ağrılarına neden olabilmektedir.
Sırt fıtığı: Sırt bölgesinde fıtıklar nadir görülmektedir. Disklerdeki fıtıklara sıklıkla boyun ve belde rastlamaktayız. Sırt bölgesinde fıtığa basit travmalar neden olabilmektedir. Fıtık oluştuğu bölgeye göre bir sinir köküne baskı yaparak göğüs duvarında belirli bölgelerde kuşak tarzı ağrı veya uyuşma, karıncalanma gibi belirtilere neden olabilir. Eğer sırt bölgesindeki fıtık omuriliğe baskı yapacak olursa yürümede zorluk ve yürüme mesafesinde kısalma gibi felç bulguları görülebilir.
Romatizmal hastalıklar: Yaklaşık 300 çeşit romatizmal hastalık bulunmaktadır. Kemik, eklem, kapsül, sinovyum gibi çevre bağ dokulardan köken alan ve ağrılarla kendini gösteren hastalıklar grubudur. Bazı romatizmal hastalıklar sırt bölgesini yaygın olarak etkilemektedir. Bu hastalıklar, her yaşta görülebilse de, sıklıkla 20 ila 45 yaş arası daha genç grubu etkilemektedir. Bu hastalıkların başında ankilozan spondilit ve sedef romatizması gelmektedir.
Tümörler ve Enfeksiyonlar: Omurganın iyi ya da kötü huylu tümörleri sırt ağrısı yapabileceği gibi, meme, akciğer, prostat kanseri gibi tümörlerin omurgaya yayılımı sonucuda sırt ağrısı gelişebilmektedir. Gece ağrısı olarak ortaya çıkması ve istirahat ile geçmemesi önemli özelliklerindendir. Ayrıca ateş, gece terlemesi, kilo kaybı ve halsizlik varlığında enfeksiyon nedenleri de araştırılmalıdır.
Yansıyan Ağrılar: Sırt ağrıları vücudun çeşitli bölgelerindeki organlardan kaynaklanan yansıyan ağrılar nedeniyle de oluşabilir. Sırt ağrısının kas, eklem ya da kemik kaynaklı nedenleri yoksa, akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, mide problemleri ve benzeri durumların habercisi olabilir.
Sırt ağrılarından nasıl korunalım?
Masa başında çalışanlar, bilgisayar başında uzun süre zaman geçirenler, sınav döneminde yoğun çalışan öğrenciler sıklıkla risk altındadır. Bu kişiler özellikle ergonomik önlemler almalıdır. Sırtı yüksek, bel boşluğunu dolduran sandalyeler tercih edilmeli, bilgisayar ekranı göz hizanıza yerleştirilmelidir. Saat başı kısa molalar verilerek omuz, boyun, sırt esnetme hareketleri yapılmalıdır.
Hareketsiz sedanter bir yaşam sürmek, egzersiz yapmamak bel, karın ve sırt kaslarının zayıflamasına neden olmaktadır. Sportif faaliyetleri günaşırı olacak şekilde düzenli olarak yapmak ağrıları önlemek için yeterlidir. Ağır sporlar yerine germe ve yüzme, yürüyüş gibi aerobik egzersizi içeren sporlar yeterli olacaktır. Kondisyonun artması, sırt ve karın kaslarını güçlendirerek daha iyi bir duruşa sahip olmamızı sağlar.
Doğru esneme hareketlerini günlük yaşamın parçası haline getirebilmek önemlidir. Uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınma ve dengeli beslenme ile birlikte fazla kilolardan kaynaklı omurgaya binen aşırı yükün azalmasını sağlar.
Duruş, oturuş, araba sürüş ve yatış pozisyonunu gözden geçirmek bir diğer önemli konudur. Yatak, sandalye, koltuk seçimi de sırt ağrılarını önlemede dikkat edilecek diğer konulardır.
Karın kaslarının güçlendirilmesi sırt bölgesinden kaynaklanan ağrıları azaltıcı etki gösterebilir. Özellikle yaşlı kişilerde osteoporoza karşı D vitamini (güneşe çıkma, yağlı balıklar, yumurta, peynir) ve kalsiyum içeren gıdaların (süt, yoğurt, sert peynirler ve yeşil yapraklı sebzeler) yeterli düzeyde alınması, kas iskelet sisteminin normal fonksiyonlarının desteklenmesini sağlar.
Postür bozukluğuna bağlı kambur duruşu olan bireylerde aktif sırt desteği sağlayan (pasif destek istemiyoruz) dik duruş korseleri günlük 4-6 saat süreyle, duruş alışkanlığı kazanıncaya kadar kullanılabilir.