Kanser Travması ve EMDR Terapisi
1-7 Nisan “Ulusal Kanser Haftası” olması nedeniyle bu ay ki yazımda kanser hastalığının oluşturduğu psikolojik sorunlar; tedavi süreci ve sonrasında psikolojik destek konusunda oldukça işlevsel ve etkili bir yöntem olan EMDR Terapisi konusunda farkındalık oluşturmak istedim.
Bilindiği üzere kanser, hem dünyada hem de ülkemizde oldukça sık görülen en önemli sağlık sorunlarından biridir. Tıp alanında her geçen gün hastalıkla ilgili ümit verici gelişmeler olmasının yanında, kişinin psikolojik gücü ve ruhsal sağlığı , sosyal desteğinin var olması gibi önemli etmenler iyileşme sürecinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Zihin ve beden her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da yadsınamaz bir ilişki içerisindedir.
Kanser Hastalığının Psikolojik Etkileri
Kanser tanısı almak ve tedavi süreci hasta olan kişinin ve ailesinin hayatını ansızın değiştiren olumsuz bir durumdur. Kanser tanısı alan kişiler, hastalığın ve tedavi aşamalarının ortaya çıkardığı zorluklara bağlı olarak bazı psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Kanser başlangıcı genellikle çok ani olduğundan, hasta kişinin ve yakınlarının baş etmesi gereken değişimler çok hızlı gelişir. Herkes bir anda bir kriz dönemine girer. Bu öyle bir süreç hâline gelir ki; neredeyse hasta ve yakınlarının hastalıkla uğraşmaya ara verip, nefes alabilecekleri bir zaman dilimi bile yoktur. Oldukça baskılı, zorlayıcı ve baş etmesi de bir o kadar zor bir süreçtir. Kanser hastalığı baştan sona ve hatta tedavi bitiminden sonra bile travmatik bir durumdur.
Kanser ve tedavi süreci bir travmadır;
Psikolojik travma denilince ilk akla gelen Travma Sonrası Stres Bozukluğudur. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kanser tanısı almış kişilerin yüzde 47’sinde TSSB ve Psikolojik sorunlar gelişiyor. Bu oranın yüzde 20-25’inde hayata karşı ilgi kaybı, umutsuzluk, çaresizlik, derin yalnızlık duygusu, uykusuzluk, gerginlik, dikkat ve konsantrasyonda bozulmalar, sinirlilik, ölüm isteği, intihar düşünceleri gelişiyor. Radyoterapi hastalarının yüzde 81’inde depresyon, bunların yüzde 13’ünde şiddetli depresyon, panik atak gelişmektedir. Bunun yanı sıra zaten kanser hastalarının geçmişlerinde de zaten travmatik yaşantıları olduğu biliniyor. Bu durumun ayrıca, kişilerin kansere yakalanma riskini arttırdığını ve kanser oluşumuna zemin hazırlayan bir etkisi olduğunu da araştırma sonuçlarından anlayabiliyoruz.
İlk tanı aşaması çoğu kişi için başlı başına bir travmadır. Hasta ve ailesi aniden beklenmedik bir şekilde ölüm ile sonuçlanabileceği herkes tarafından bilinen bir hastalığın var olması gerçeğiyle yüzleşir. Bu gerçek beraberinde ölüm korkusunu, çaresizlik duygusunu da getirir. Hasta kişi ve yakınları belirsizlik içerisindedirler. Bu aşamada doktor ve ilgili kişilerin hastalıkla ve tedavi sureciyle ilgili açıklayıcı, somut bilgiler verebilmesi, tedavinin olumlu yönleri ve oluşabilecek komplikasyonlarla ilgili yönlendirmeleri kişiyi ve yakınlarını belirsizlik ve çaresizliğin içinden çıkarabilir. Hastanın ruhsal durumunu da önemseyerek yapılan tedavi yöntemleri ve yaklaşımlar bu zorlu süreci daha kolay atlatmalarında oldukça etkilidir.
Buna rağmen ne yazık ki pek çok kişi bu süreçte bütün bunlar önemsenmediği için travmatik pek çok durum yaşamaktadır. Ülkemizde bu durum, Kanser tanısı konduğu andan başlayan, tedavi sürecinde uygulanan yöntemler ve bu esnada deneyimledikleri olumsuz durumlarla devam eden, kişiyi tüketen, yıpratan anlar bu hastalıkla mücadele etmeye çalışan pek çok kişi için travma etkisi oluşturmakta. Bunun yanı sıra kişi zaten o esnada çevresiyle ve yaşantısıyla ilgili pek çok zorlayıcı durum ve kayıp yaşamakta. Sosyal çevresinde oluşan kayıp, yeterince ailesinden ya da çevresinden destek alamamak, iş yaşamında kayıplar ya da bozulmalar, aile içinde yaşadığı sıkıntılar, rol ve sorumluluklarını yerine getirmede yaşadığı zorluklar... gibi nedenlerle hasta kişi psikolojik anlamda da destek almak zorundadır. Hastalıkla mücadele ve zihin - beden ilişkisi açısından psikolojik sağlamlık hastalığın iyileşmesi açısından oldukça önemlidir.
Kanser travması ve travmanın olumsuz etkilerinin giderilmesinde oldukça etkili, hızlı ve işlevsel bir yöntem olan EMDR terapisi de diğer psikolojik sorunların yani sıra, kanser hastalarına ve bu süreçte oldukça zorlanan hasta yakınlarına uygulanabilen başarılı bir terapi yöntemidir. Bu zorlu süreci kişilerin çok daha kolay atlatabilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca bilindiği üzere kanser hastalığının hızlı ilerlemesi nedeniyle, hastalar adeta zamanla yarışırlar. Bu nedenle uygulanacak psikolojik desteğin hızlı çözüm getiren ve etkili bir yöntem olması hayatı önem taşır. Kişinin bir an önce gerekli psikolojik sağlığına kavuşup toparlanması ve bu tedavi süreciyle daha güçlü bir şekilde basa çıkabilmesi gerekir. Zihin ve ruh rahatladıkça beden de daha çabuk iyileşir. EMDR Terapisi bu acıdan değerlendirildiğinde hızlı ve etkin bir terapi yöntemidir.
Sağlıklı günler dilerim.