Ergenlikte Sosyal Medya Kullanımına Dikkat!
Günümüzde hemen hemen her evde internet yaygın olarak kullanılmakla beraber; çoğu ailede akıllı cep telefonu, tablet ve bilgisayarı bir arada görmekteyiz. Dünya genelinde internet kullanımı konusunda 15. sıradayız. Ergenlerin yüzde 75’inin ise cep telefonu sahibi olduğu biliniyor. Hal böyle olunca da çocuklar ve ergenlerde de sosyal medya kullanımı için harcanan zaman oldukça artmış durumda. Öyle ki ergenlerin çoğu ve hatta nereyse ilkokul çocukları da interneti açık cep telefonlarıyla okula gidiyorlar.
Elbette ki internetin hayatımıza girmesi ve teknolojinin gelişmesiyle sosyal medya kullanımı fayda sağlamaktadır. Tamamen internet ve sosyal medyadan uzak bir ergenlik düşünülemez. Ayrıca sosyal medya ve internetin ergenler üzerinde bilişsel ve sosyal katkıları da olduğu yapılan araştırmalarla görülmektedir.
Fakat bunun yanında gerçek dünyada olduğu gibi siber dünyanın da tehlikeleri var. Ergenlik dönemi de bu anlamda tehlikelere açık olan en riskli grubu oluşturmaktadır. Nedir bu tehlikeler hepimiz biliyoruz. Cinsel istismar, siber suçlar, intihar, şiddet, madde kullanımı. Çocuklarımız henüz ergenlik döneminde davranışlarının hukuki, toplumsal, sosyal ve bireysel sonuçlarını öngörebilecek düzeyde değildirler. En çok zaman ayırdıkları sosyal aktivite de sosyal medya kullanımı olunca da onları korumak ve bu konuda bilinçlendirmek de biz ebeveynlerin sorumluluğundadır.
Her insan bir üçgen içinde yaşar. Anne -Baba - Çocuk üçgeni. Bu üçgen hattındaki ilişkilerin karşılıklı ve düzenli bir şekilde akması gerekir. Ailedeki bu hat sağlıklı işliyorsa eğer, aile üyeleri duygusal anlamda başka bir şeye ihtiyaç duymaz. Anne - Baba - Çocuk hattında çatışmalar varsa eğer, insan bu sefer aile dışında üçgenleşme arar. Kadınlarda bu durum en çok somatizasyon bozukluklar (fibromiyalji, migren, mide ağrıları...), obsesyonlar (temizlik takıntıları daha çok) olarak karşımıza çıkar. Erkeklerde ise üçgenleşme daha çok işe kaçış yönündedir. Ergenlerdeki üçgenleşme de arkadaşlaradır. Eskiden bu arkadaş mahallemizdeki bir arkadaştı. Komşumuzdu; okuldaki bir arkadaşımızdı. Ama günümüzde bu arkadaş dünyanın her yerinde; parmaklarımızın ucunda, avucumuzun içinde artık bu arkadaş! Dil bilmesine de gerek yok artık. Anında çeviri yapabilen programlar var.
Sanmayın ki çocuğunuz oturma odasında ya da kendi odasında ne güzel oturuyor! Rahatım ne güzel diyorsunuz belki de. İyi ama acaba bu çocuk kiminle konuşuyor? Hangi kanalları, videoları izliyor? Hangi online oyunları oynuyor? Ekranın diğer ucunda kimler var? Nasıl bir tehlike bekliyor acaba bu çocukları?
Anne - baba - çocuk üçgeninde eğer bir kızın ya da erkeğin babayla veya anne ile olması gereken diyalog oluşmamışsa, aralarında duygusal bir ilişki yoksa o zaman sanal arkadaşlıklar başlar. Siz anne ya da baba olarak çocuğunuzu haftada bir gün sinemaya götürmüyorsanız, arkadaşlarıyla beraber onu bir kafeye götürüp onlarla sohbet etmiyorsanız ya da arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermiyorsanız sizin çocuğunuz daha fazla tehlikelere yakınlaşıyor demektir. Ergen bireyler ailede kendilerini değerli hissedemiyorlarsa, arkadaşlarının yanında pozitif yanlarını, farklılıklarını göstermiyorsa tehlike çanları çalıyordur!!
Anne- Baba olarak nelere dikkat etmeliyiz?
- Ailenizde akıcı olması gereken üçgen ilişkinizi çok iyi korumalısınız.
- Çocuğunuzla ilişkinizi ve iletişiminizi her daim taze, dürüst, açık ve sevgi dolu kurmalısınız.
- Kesinlikle ailenizin kurallarınızı oluşturup, başta anne- baba olarak siz bu kurallara uymalısınız. Bu kuralların olmazsa olmazı; her akşam yemek sofrasında tüm aile bireylerinin bir arada olması ve hiç kimsenin elinde cep telefonu vb. olmaması. Yemek dışında da aile üyeleri bir aradayken bu kural geçerli olmalıdır. Anne sosyal medyada, baba sosyal medya da ise çocuk da sosyal medyada olur.
16 yaşına kadar kullanılan teknolojik cihazlarda mutlaka çocuk koruma programları kullanılmalı. Çocukların yaşlarına uygun olmayan içeriklerin bulunduğu sitelere girişi engellenmeli ve şifreler konulmalı.
Yapmanız gereken en önemli davranışlardan biri de çocuğunuzu karşınıza alıp, açıkça onunla konuşup bilgilendirmektir.
“Seni takip etmek bizim görevimiz. Senin tüm sosyal medya hesaplarını takip edeceğiz. Seni cezalandırmak ya da kızmak için değil. Sana doğruyu ve yanlışı göstermek için . Bizim için değerli ve önemlisin. Sen kendini koruyabilecek yaşa gelene kadar bu bizim görevimiz.”
Sonrasında da sosyal medya kullanımı ile ilgili kurallar anlatılmalı:
Kimlerle yazışılır? Kimlerle yazışılmaz?
Arkadaş olarak kimler eklenebilir? Kimler eklenmez?
Sanal ortamlarda sizin de tanıdığınız kişiler ya da okul arkadaşları dışındaki kişilerle online oyunlar oynamaması ve konuşmaması gerektiği, oynuyorsa ya da konuşuyorsa da kesinlikle adres, telefon, kredi kartı, yaş, cinsiyet, gerçek isim bilgisi vermemesi konusunda bilgilendirilmelidir.
Fotoğraf paylaşımlarına çok dikkat etmeliler. Asla yatak odasında fotoğraf çekip paylaşmamalılar. Özel bölgelerinin göründüğü ya da cinsellik çağrıştıran fotoğraflar paylaşmamalılar.
İlköğretim çağındaki çocuğunuzun kesinlikle cep telefonuna ihtiyacı yoktur; çünkü gittiği yer bellidir. Sadece haberleşmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç için de akıllı kol saatlerinden temin edebilirsiniz. Ortaokul çağındaki çocuklarınızın interneti açık cep telefonuna da ihtiyacı yoktur. Günümüzde sınıflar birbirleriyle whatsapp uygulaması üzerinden grup kurup öyle iletişim kuruyorlar. Ne kadar yanlış bir uygulama. Konuşmalarına baksanız küfürlü oldukça açık seçik cinsellik içeren konuşmalar görürsünüz çoğunda. Ergen bireyler zaten cinsellik konusunda cahil oldukları ve meraklarının üst seviyede oldukları bir dönemdeler. Hal böyle olunca da hepsi birer, “klavye kahramanı" yazarken her şey o kadar kolay ki!
Bütün bunların yanında en önemlisi; çocuklarınızın içinden çıkamayacakları ya da kendi başlarına baş edemeyecekleri bir durumla karşılaştıkları zaman, bu durumu rahatlıkla anlatabilecekleri anlayışlı ve güven veren anneleri ve babaları olduğunu bilmeleridir.
ALLAH (c.c.) hepimizin evladını korusun.